1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“Barış gücü Filistin’e huzur getirmez"

Peter Philipp/DW15 Haziran 2007

Hamas’ın Gazze’yi ele geçinmesi ve 'İran sınırının İsrail’e dayanması' üzerine İsrail Başbakanı Ehud Olmert, bölgeye barış gücü gönderilmesini önerdi. DW editörlerinden Peter Philipp’e göre bu öneri şaşırtıcı...

https://p.dw.com/p/Ax1R

Gazze’ye uluslararası barış gücü gönderilmesi önerisini, tarihi boyunca uluslararası operasyonlara hep ısrarla direniş göstermiş olan İsrail’in ortaya atmış olması oldukça düşündürücü. İsrail’in Gazze Şeridi’ne ilişkin düşüncelerini değiştirmiş olması, barışı geliştirici önlemleri desteklemek istemesinden de kaynaklanmıyor. Bu girişimin ilk eldeki amacı, Hamas’ın kaynaklarını kurutma, yani silah sevkiyatı yollarını kapatmak ve İsrail’den gönderilenler de dahil olmak üzere, El Fetih’e ise silah sağlanmasına devam etmek.

Bu durumda Hamas’ın yabancı birliklerin bölgeye konuşlanmasını reddetmesi ve bunlara işgalci güç muamelesi yapacağını açıklaması şaşırtıcı olmasa gerek. İsrail’in bu yöndeki taleplerine Brüksel’den, ya da Washington’dan cidden onay vermeye kalkacak olan birileri varsa, onlara da böyle bir şey yapmaları pek tavsiye edilmez.

Gazze Şeridi, BM’ye bağlı barış gücünün görev yapmakta olduğu Güney Lübnan değil. Gazze’de bir devlet yok, dolayısıyla egemenlikten de söz edilemez. Orada açık bir iktidar mücadelesi veriliyor ve Avrupalılar ya da Amerikalıların bu çatışmaya bir güvenlik gücü olarak müdahale etmelerinin kendilerine getireceği hiçbir yarar yok.

Sınırın korunması amacıyla da böyle bir operasyon anlamsız, çünkü Gazze’ye komşu olan Mısır zaten buradan silah kaçaklığı yapılmasına izin vermeyecek konumda. Aslında sadece Mısır değil, tüm Arapların, Arap Birliği’nin bu konuda önemli sorumlulukları bulunuyor. Filistin sorununu, kurulduğu günden bu yana gündeminin ilk maddesi olarak gören, Beyrut ve Riyad toplantılarında kendi barış planını ortaya atan Arap Birliği, Hamas ile El Fetih arasında alevlenen iktadar mücadelesi nedeniyle tüm bu gayretlerin başarısız kalmasına izin veremez. Bunun ötesinde, hiçbir Arap lider, Hamas’a bağlı birliklerin kontrolü altındaki bir Gazze’yi arzu etmez.

Belki de Arap Ligi’nin, Gazze’ye bir acil müdahale gücü göndermesi gerekir. Zira Hamas ve El Fetih’in gözünde böyle bir birlik, Avrupalılar ve Amerikalıların oluşturucağı birliklerden daha az şüphelidir. Ancak bugüne kadar edinilen deneyimler, Arap Ligi’nin böyle bir girişimde bulunmayacağı yönünde. Kazara böyle bir şey gerçekleşirse, o zaman da İsrail’in yeniden uluslararası birlikleri reddetme pozisyonuna dönüş yapması gayet olası.