Devlet içinde devlet: Hizbullah
4 Eylül 2007Şiisi, Sünnisi, Hıristiyanı ve Dürzisiyle 18 dini grubun bulunduğu Lübnan, Ortadoğu’nun istikrar açısından riskli ülkeleri arasında sayılıyor. Tabii Lübnan deyince, siyasi parti, milis örgütü, yardım kuruluşu gibi pek çok faaliyeti bünyesinde barındıran Hizbullah da ilk akla gelenlerden.
Hizbullah, Lübnan’ın güneyinde 80’li yılların başında kuruldu. “Allah’ın Partisi” anlamına gelen Hizbullah, kuruluşundan bu yana geçen yıllar içinde sürekli güç kazandı. Hareketin etki sahasının genişlemesinde İsrail işgaline karşı verdiği mücadele ve 2006’daki savaş da etkili oldu.
Trafik bile örgütten soruluyor
Hizbullah uzmanı Judith Harik, özellikle Şiilerin kalabalık olarak bulundukları yerleşim yerlerinde yapılan yardımların da örgütü güçlendirdiğini vurguluyor.
Hizbullah’ın yardımları, hayırsever dernek niteliğini çoktan aştı. Altyapı, birçok yerde örgüt tarafından belirleniyor, Okullar kuruluyor, hastaneler işletiliyor, trafik kontrolü dahi Hizbullah tarafından üstleniliyor. Örgüt artık “devlet içinde devlet” olarak anılıyor.
Hizbullah, evi İsrail Ordusu tarafından tahrip edilen her Lübnanlı aileye 1000 Amerikan doları acil yardımda bulundu. Hizbullah’ın yardımları halktaki sempatiyi artırıyor.
“Ulusal uzlaşma esas”
Ancak Hizbullah’ın artan gücü, başta Hıristiyan gruplar olmak üzere birçok çevre tarafından kaygıyla karşılanıyor. Hizbullah’a kuşkuyla yaklaşan bu siyasi oluşumlar, Hizbullah’ın Lübnan’ı sürekli yeni çatışmaların içine çekmeye çalıştığını, nihai hedefin ise Suriye ve İran’ın bu ülkedeki etkisini artırmak olduğunu ileri sürüyor.
Hizbullah’ın dış ilişkiler sorumlusu Nevaf El Musavi, örgütün programının hiçbir zaman Lübnan’da bir İslam cumhuriyeti kurulmasını öngörmediğini, ulusal uzlaşmayı esas aldıklarını kaydediyor.