1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin Tibet’i ölüm kalım meselesi haline getirdi

19 Mart 2008

Tibet Özerk Bölgesi’nin Başkenti Lasa’da Çin işgaline karşı direnişin 49. yıldönümündeki kanlı gösterilerle patlak veren kriz sürüyor. Çin'in, Lasa'daki olaylara karışanlara, teslim olmaları için tanıdığı süre doldu.

https://p.dw.com/p/DRG9
Pekin yönetimi, Tibet krizinin aşılmasının artık bir ölüm kalım meselesi olduğunu açıkladı
Pekin yönetimi, Tibet krizinin aşılmasının artık bir ölüm kalım meselesi olduğunu açıkladıFotoğraf: AP

Almanya Göttingen kenti Tehdit Altındaki Toplumlar Merkezi'nde görevli Asya Uzmanı Ulrich Delius'a göre Pekin yönetimi İşkenceyi Önleme Konvansiyonuna imza atmış ve teslim olanlara ceza indirimi taahhüdünde bulunmuş olsa bile, tarihte buna uymadıklarını gösteren birçok örnek var. Ulrich Delius basına verdiği demecinde “Çin makamlarının bazı Tibetlilerin teslim olduğu yönündeki açıklamalarına inanmak mümkün değil” diye konuştu.

Çin yönetimi sürgündeki Tibet hükümetine karşı söylemini sertleştirerek krizin aşılmasının artık bir ölüm kalım meselesi olduğunu açıkladı. Pekin, meydana gelen olaylardan Tibet'in ruhani lideri Dalai Lama ve yandaşlarını sorumlu tutuyor. Çin Komünist Partisi, Tibet Özerk Bölgesi Sekreteri Zhang Qingli, “Şu an ateş ve kana bulanmış bir savaşın içindeyiz. Savaşımız Dalai Lama ve yandaşlarına karşı verilen ölüm kalım savaşıdır” diye konuştu.

Dalay Lama’dan diyalog çağrısı

Tibet'in ruhani lideri Dalay Lama ise, Pekin ile diyalog çağrısında bulundu. Dalay Lama adına yapılan açıklamada “Tibet'te şiddet dışı çözüm arayışında olunduğu” vurgulandı. "İki tarafın da yan yana yaşamamız gerektiğini anlaması gerekiyor” diyen sözcü, "Çinlilerin asker yollayarak Tibet sorununu asla çözemeyeceğini, tek yolun karşı karşıya gelip diyaloğa başlamak ve iki tarafın da yararına bir çözüm bulmak olduğunu" ifade etti. Darmashala'da sürgünde bulunan Tibet hükümeti başbakanı Samdong Rinpochhe de yaptığı açıklamada, yönetim aksi yönede tavır alsa da Çin halkının büyük çoğunluğunun Tibetlilerin mağduriyetinin farkında olduğunu söyledi. Samdong, "Çin'deki sivil halk bizimle dayanışma içinde. Bu dayanışmanın örneklerini örneğin Tayvan, Singapur, Malezya ya da Avrupa ve Amerika gibi özgür ülkelerdeki Çinlilerin bizi destekleyen söylemlerinden biliyoruz." diyerek, Çin Halk Cumhuriyeti'nde yaşayan Çin vatandaşlarının kalbi de bizimle. Ancak görüşlerini açıklamaları yasak. Ben çoğu Çinli'nin şayet imkanları olsaydı bize destek vereceklerinden eminim." ifadelerini kullandı.

Çin Dalay Lama’ya inanmıyor

Çin Başbakanı Wen Jiabao da Dalai Lama ile diyaloğun ancak, ruhani liderin Tibet'in bağımsızlık hedefinden uzaklaşmasıyla olabileceğini söylemişti. Ancak Wen, Nobel Barış Ödüllü Dalai Lama'nın “bağımsızlık arayışında olmadıklarına dair” söylemine inanmıyor. Dalai Lama, Tibetlilerin bağımsızlıktan vazgeçme karşılığında özerklik haklarının artırılmasını istiyor ancak Pekin bu talebe cevap vermeye yanaşmıyor. Zira Çin, Tibet'in bugünkü gelişmiş ekonomik düzeye Pekin'in yardımlarıyla geldiğini savunuyor. Ancak çoğu Tibetli Çin'i daha çok bir sömürge devlet olarak görüyor. Pekin'in açıkladığı rakamlara göre Himalaya bölgesi Tibet'te geçen yıl yüzde 15 oranında ekonomik büyüme sağlandı. Bu oran Çin'in tamının büyüme ortalamasından fazla. Ancak Tibetli uzmanlara göre, bölgede yaşanan ekonomik canlılıkla beraber Çoğu Çinli buralara yerleşmeye başladı. Pekin Tibet'tin yüzde 93,5 Lhasa nüfusunun da yüzde 87'sinin Tibetlilerden oluştuğunu belirtiyor. Ancak Tibet yönetimine göre bu rakamlar gerçeği yansıtmıyor ve Pekin, Çinli nüfusun bu bölgeye göç etmesini sağlayacak politikalar güttüğünü öne sürüyor.

Tibet Demonstranten in Lausanne Schweiz gegen Olympia in Beijing
Fotoğraf: AP
Tibeter randalierten in Lhasa
Fotoğraf: AP
Proteste in Thailand für ein freies Tibet
Fotoğraf: AP