1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Gerçek bir gün, gün ışığına çıkacak"

6 Şubat 2020

Alman basınında bugün öne çıkan konuların başında Thüringen'deki skandal başbakan seçimi, Trump'ın suçlamalardan aklanması ve koronavirüs yer alıyor.

https://p.dw.com/p/3XKrv
USA Amtsenthebungsverfahren | Abstimmung
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/Senate Television

06.02.2020 - Alman basınından özetler

ABD Başkanı Donald Trump, azil davasının sonunda Senato'da yapılan oylamada hakkındaki tüm suçlamalardan 48’e karşı 52 oyla aklandı. Böylece Demokratlar tarafından başlatılan azil soruşturmasında Trump'a yöneltilen "kongrenin işleyişini engellemek" ve "görevi kötüye kullanmak" suçlamaları düşmüş oldu. Zeit Online’da yer alan yorumda, bu oylamanın Trump’ın suçlu veya suçsuz olduğu konusunda verilmiş bir karar anlamına gelmediği vurgulanıyor:

"Her ne kadar Trump oylamanın sonucunu, yöneltilen bütün suçlardan tamamen aklanma diye pazarlasa da Senatörler, bu oylamada Trump'ın suçlu mu suçsuz mu olduğuna karar vermediler. Aynısını ABD seçimlerinde Rusya'nın manipülasyon çabalarına ilişkin yürütülen ve yine engellediği Mueller Soruşturması sonrasında da yapmıştı. Ancak öyle ya da böyle gerçek bir gün gün ışığına çıkacak ve hatta belki de çoktan çıktı, Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi Başkanı Demokrat vekil Adam Schiff’in de defalarca dile getirdiği gibi: Burada asıl soru, gerçeği şimdi duymayı isteyip istemediğiniz."

Alman basınının yorum sütunlarında yer alan bir diğer konu da Çin’de başlayan ve hızla yayılan koronavirüsin ekonomik boyutuna ilişkin. Südwest Presse'de, Çin’de yaklaşık 500 kişinin öldüğü ve 24 binden fazla kişiye bulaşan salgın ile bütün dünya Pekin’e ne kadar bağımlı olunduğunu bir kez daha anladı yorumu yapılıyor:

"Bu salgınla çok önemli bir nokta iyice ortaya çıkmış oldu. Dünya ekonomisi Çin’de olanlara doğrudan bağımlı ve oradaki gelişmeler karşısında da çok hassas. Oradaki mevcut koşullar veya siyasi durum bir iki haftalığına veya aylığına değil kalıcı şekilde de değişebilir. İşletmeciler korona salgınını vesile alıp olası krizlerden etkilenmeyecek bir çalışma zinciri kurmaya kafa yorsalar, o bile büyük kazanç anlamına gelir."

Bugünkü yorum sütunlarında Alman basınının en çok yer verdiği asıl konu ise Thüringen Eyalet Meclisi'nde yapılan başbakanlık seçimi. Doğu eyaletlerinden Thüringen'de Ekim 2019'da yapılan eyalet seçimlerinde Sol Parti birinci güç olmuş, onu göç ve İslam karşıtı, sağcı popülist Almanya İçin Alternatif Partisi (AfD) izlemiş, kitle partileriyse hezimete uğramıştı. Bu nedenle bir koalisyon hükümeti kurulmasının zor olduğu eyalette dün Sol Parti, Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller’den oluşan bir azınlık hükümetinin kurulması bekleniyordu. Ancak halen başbakan olan Sol Partili Bodo Ramelow'un yerine, sağcı popülist AfD'nin desteğiyle, yüzde 5 barajını zarzor aşmış olan Hür Demokratlar'ın adayı Thomas Kemmerich seçildi. AfD'nin en radikal kanadının bulunduğu Thüringen'deki vekiller tarafından seçilmiş olmak, pek çok yorumda Almanya'da bir tabunun yıkılması diye niteleniyor. Die Welt de onlardan biri:

"FDP’li Thomas Kemmerich, seçmeninin önünde öyle yerlere kadar eğildi ki vatandaş artık arkasını gördü. 59 bin Thüringenli FDP seçmeni mutlaka çok dilek diledi. Ancak meclisin en küçük partisi olarak liderinin AfD'li vekillerin oylarıyla başbakanlık koltuğuna getirilmesi bu dileklerden biri olamaz. En azından FDP'nin sahip çıktığını ileri sürdüğü değerleri gerçekten ciddiye alıyorlarsa. "

DW, ETO,HS

© Deutsche Welle Türkçe