1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Başkan oldu ama henüz zafer kazanmış sayılmaz

Pohl Ines Kommentarbild App
Ines Pohl
8 Kasım 2020

DW Washington Bürosu Yöneticisi Ines Pohl’e göre, başkanlık seçimini Demokrat Biden kazanmış olsa bile Trump’ın demokrasi düşmanı politikalarının izini silmek kolay olmayacak.

https://p.dw.com/p/3l1C0
US Wahl 2020 - Joe Biden
Fotoğraf: Carolyn Kaster/AP Photo/picture alliance

Dünyanın birçok yerinde tutulan nefesler artık yavaşça verilebilir ve rahat bir nefes alınabilir. Sonucun belli olması uzun sürdü, ancak artık kesin: Demokrat aday Joe Biden Donald Trump’ı yendi. Bir görev dönemi ve dört yılın ardından Başkan Trump 20 Ocak’ta Beyaz Saray’dan ayrılmak zorunda. O gün Joe Biden başkan, Kamala Harris de başkan yardımcısı olarak görevlerine başlamak üzere yemin edecek. Trump sonuçlara hukuki yollardan itiraz edeceğini açıklasa da bu sonucu değiştirmeyecek.

Biden’ın zaferi çok taraflı anlaşmalara inanan ve güvenilir bir ABD özlemi içinde olan dünya için iyi bir haber. NATO'nun ve Paris İklim Anlaşması'nın anlamlı olduğuna inananlar için de bu böyle; güvenilir iş kurallarına ihtiyaç duyan iş insanları için de... Ancak her şeyden önce transatlantik ilişkilerin birlik ve Batılı demokrasilerin gücü için önemli olduğuna inanlar için iyi bir haber.

Ines Pohl
Ines PohlFotoğraf: DW/P. Böll

Tek başına hareket eden dünya polisi yok artık

ABD’nin dünya polisliğinin yükünü tek başına yüklenmek istediği ve buna hazır olduğu dönemler çoktan geride kaldı. "Arkadan yönlendirme" doktrini ile Avrupa'dan özellikle askeri konularda daha fazla finansal girişim beklediğini açıkça ortaya koyan Obama’ydı. Trump bu strateji değişikliğini daha da genişletti, Biden da aynı stratejiyi izlemeye devam edecek; daha diplomatik bir şekilde olsa da...

Obama döneminde başkan yardımcısı olan Biden transatlantiğe inanan biri. Almanya ve Avrupa’ya güvenilir bir partner olarak saygı duyuyor. Paris İklim Anlaşması'na katılma ve NATO gibi çok taraflı birliklerin yükümlülüklerini yerine getirme sözü verdi. Başkan Biden ile ABD yeniden güvenilir bir ortağa dönüşecek. Hatta Avrupa Trump döneminin alarm zillerini ciddiye alırsa, göz hizasında bir ortak olacak. Yani birliğin Avrupa tarafı dünyadaki rolüne yaraşır şekilde sorumluluk alırsa...

İç politika açısından bakıldığında ise seçimi bu kadar olumlu değerlendirmek mümkün değil. Trump arkasında bir enkaz bıraktı. Kasıtlı yalanlara dayalı yönetim tarzı demokratik süreçlere duyulan güveni yıktı ve demokratik kurumlara kalıcı şekilde zarar verdi. Birçok Trump seçmeni seçim sonuçlarının manipüle edildiğini öne sürmeye devam edecek.

Trump taraftarları Biden’ı ABD’nin gelecek aylar ve yıllarda karşı karşıya kalacağı ekonomik sorunlardan sorumlu tutacak; korona pandemisindeki cahilce tavrı ile pandeminin doğurduğu sonuçlarda doğrudan sorumluluğu olan Trump olsa bile...

Trump dört yıllık görev süresinde ülkeyi değiştirdi. Demokratlar, ülkede çoğunluğun politikaların değişmesini istediğinin bir işareti olarak çok daha büyük bir çoğunluğun desteğini almayı arzu etmişti, ancak bu olmadı. Trump’ın savaş sloganı olan "America first" Trump’a umduğu zaferi getirmemiş olsa da henüz yok olmuş değil. Trump birçok Amerikalının ırkçı, yabancı ve kadın düşmanı görüşlerini açığa vurmasına izin verdi. Bu kişiler aynı tavrı sürdürmeye devam edecek.

Joe Biden seçimi kazandı. Ancak Biden, ülkedeki kutuplaşmayı derinleştiren Trump’ın ektiği nefreti daha uzun süre yenmiş sayılmayacak.

Ines Pohl

©Deutsche Welle Türkçe