1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Yeni Suudi - Türk ittifakı'

15 Nisan 2016

DW Türkçe’ye konuşan uzmanlar, Türkiye ile Suudi Arabistan arasında yeni bir ittifakın kurulduğuna dikkat çekiyor. İttifakın bölgedeki dengeleri önemli ölçüde değiştirmesi bekleniyor.

https://p.dw.com/p/1IUa6
Fotoğraf: picture alliance/Photoshot

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Ankara’da protokolün ‘en yüksek’ seviyesinin uygulanması talimatını verdi ve Suudi Kral Selman’ın karşılanmasından ağırlanmasına en şatafatlı protokol kuralları devreye sokuldu. “Türkiye’de krallar, her zaman kral gibi karşılanır. Kral Selman’ın ağırlanmasında çok da farklı bir şey aramayın” diyen Dışişleri yetkilileri, Ankara-Riyad arasındaki ziyaret diplomasisinin önümüzdeki dönemde de gözle görülür şekilde artacağına vurgu yaptı.

Kral Selman’ı Saray’da resmi törenle karşılayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye tarafından yabancı devlet başkanlarına verilen en yüksek nişan olan –Devlet Nişanı'nı- özel bir törenle Kral'a taktı. Erdoğan, Suudi Arabistan’ın ‘bölgesel barış, güvenlik, huzur ve istikrar için bir teminat’ olduğunu söyledi.

Peki Suriye’de dolaylı, Yemen’de doğrudan savaş halinde olan, Bahreyn’de işgalci olarak görülen Suudi Arabistan’la Ankara arasındaki yakınlaşma bölgedeki dengeleri nasıl etkileyecek? Sisi yönetimindeki Mısır’la Türkiye’nin arasını Suudi Arabistan mı düzeltecek? Ankara ve Riyad, Suriye’nin geleceğinde söz söylenirken birlikte mi hareket edecek? Ankara, Riyad’la yakınlaşırken İran’la ilişkilerini nasıl geliştirecek?

Türkei Saudische König Salman bin Abdulaziz Al Saud und Recep Tayyip Erdogan in Ankara
Fotoğraf: picture alliance/Photoshot

İran’a karşı ittifak mı?

DW’nin sorularını yanıtlayan ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden Prof. Meliha Altunışık, Ankara-Riyad yakınlaşmasının 2003’ten beri devam eden bir sürecin -ileri aşaması- olarak değerlendirdi. “2003’te Amerika, Irak’ı işgal etmişti. O zaman da bölgesel güç mücadeleleri vardı ve Türkiye ile Suudi Arabistan yakınlaşması dikkat çekiyordu. Yine bölgesel güç mücadelelerinden ötürü Ankara-Riyad yakınlaşması öne çıkıyor” diyen Altunışık, Suudi Arabistan’ın bilinçli bir şekilde Ankara’yla yakınlaşma planını sürdürdüğünü ve bunun arkasında da İran rekabetinin olduğunu anlattı:

“Öteden beri İran’ın yükselişinden rahatsızlık duyan bölge ülkeleri var ve bunların başında da Suudi Arabistan geliyor. Bu rahatsızlık, Arap Baharı ve Suriye’deki gelişmelerle birlikte zirveye ulaştı. İran’ın ABD ve Batılı güçlerle nükleer alanda anlaşmaya varması, bölgesel gücünü ve etkinliğini artırdığına dönük işaretler vermesi hep Suudi Arabistan’ı rahatsız etti. 2003’ten beri İran’ı sınırlamaya çalışan, İran’a karşı ittifaklar kurmaya uğraşan Suudi Arabistan, İran’ın Şiiliğine de vurgu yaparak kendince bir Sünni blok kurma yolunda ilerledi ve bu süreçte Türkiye’yi diğer bölge ülkelerine nazaran daha güçlü gördüğünden yanına çekmek istedi. Arabistan’ın bu amacının önümüzdeki dönemde yeni bir ortaklık kapısını açacağı kesin görünüyor.”

Altunışık’a göre, bölgesinde yalnızlaşan Türkiye de Suudi Arabistan’la ilişkilerin güçlenmesine önem veriyor ve Riyad'la ittifakın, Mısır yönetimiyle ilişkilerin düzelmesinin yanı sıra Suriye’de işbirliğini güçlendireceği ve ekonomik yeni açılımlar getirebileceğini düşünüyor. Altunışık, “Suudi Arabistan, Türkiye ile Mısır arasında arabuluculuk yapabilir. Türkiye’yi Arabistan’la işbirliğinde sınırlayan tek konu İran’la ilişkiler olabilir. Onda da Ankara daha temkinli adım atacaktır, Suudi Arabistan kadar İran’a karşı durmayacaktır” yorumunu yaptı.

“Çok boyutlu stratejik ittifak”

Ankara - Riyad arasındaki yakınlığın öteden beri dikkat çektiğini anlatan Ortadoğu uzmanı Arif Keskin de Kral Selman’ın ziyaretiyle iki ülke arasındaki işbirliğinin yeni bir evreye girdiğini düşünüyor. DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Keskin'e göre iki ülke çok boyutlu bir stratejik ittifaka doğru adım attı. Keskin bu ittifakın neler getireceğini şöyle anlattı:

“İki ülke de ilişkilerde sorun yaratabilecek ihtilaf alanlarını çözmek istiyor. Türkiye Mısır’da darbeden sonra Sisi yönetimini kabul etmedi, Suudi Arabistan kabul etti. Şimdi Suudi Arabistan, Mısır ve Türkiye arasındaki ihtilafı da ortadan kaldırmak istiyor. Bu anlamda Suudi Arabistan - Türkiye ilişkileri farklı bir sayfaya geçebilir. Suudi Arabistan’ın bölgedeki en büyük kaygısı İran’dır, İran’ı Arap dünyasına en büyük tehdit görüyor ve İran’ın bölgedeki bütün gücünü sınırlandırmak istiyor. Önümüzdeki süreçte Suudi yönetimi Türkiye Mısır ilişkilerindeki gerilimin yumuşamasında etkili olabileceği gibi Türkiye-İran ilişkilerinin de farklı bir çerçeveye oturmasını sağlayabilir. Çünkü gerek Suriye, gerek Yemen ve Irak’ta yaşananlardan ötürü Türkiye de İran’dan belli ölçüde rahatsız. İran’a karşı radikal bir tavır sözkonusu değil ancak Türkiye, Suudi Arabistan’la da ilişkilerini geliştirerek İran’la olan diyalogunda kendini daha güçlü konuma getirebilir. Türkiye; Suudi Arabistan’la yakınlaşarak bir şekilde İran’ı uyarıyor.”

Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinin sadece Suriye odaklı değil de Arap dünyasının geneli bakımından değerlendirmenin daha doğru olacağını savunan Keskin, “Türkiye için Suriye, Arap dünyasına açılan köprüydü. Şimdi o köprünün Suudi Arabistan üzerinden kurulmaya çalışıldığını görüyoruz” değerlendirmesini yapıyor. Keskin; Suudi Arabistan’ın Körfez ülkelerini etkileyebilecek en önemli güç olduğunu da dikkat çekti:

“Suudi Arabistan; Sünni-Arap dünyasının lideri, etkin gücü durumda. Türkiye’nin Suudi Arabistan’la işbirliği; Türkiye’nin Körfez ülkeleriyle ilişkilerini de olumlu yönde etkileyecektir. Bu etkiler önümüzdeki süreçte; hem ekonomik hem de siyasi anlamda görülecektir. Kral Selman’ın Türkiye ziyareti bölgede yeni bir dönemin başlayacağının işaretidir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü / Ankara