1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Cezaevlerinden tahliyeler başladı

22 Ağustos 2016

Kanun hükmünde kararname hükmü gereğince ‘denetimli serbestlik’ kapsamındaki ceza sürelerinin uzatılmasıyla tahliyeler başladı. Adalet Bakanlığı, kararname kapsamında 38 bin tutukluyu tahliye etmeyi planlıyor.

https://p.dw.com/p/1JmxB
Türkei Gefängnis Antalya
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/T. Bozoglu

OHAL kapsamında yayımlanan yeni kanun hükmünde kararnamelerden biri de ‘denetimli serbestlik' süresiyle ilgili. Denetimli serbestlik; hapis ile tecrit modeline alternatif olarak suçluların topluma kazandırılması amacıyla uygulanıyor. Hükümlüler her gün bu kapsamda karakola giderek imza atıyor, kamu yararına eğitim ve sosyal programlarda çalıştırılıyor. Türkiye’de yürürlüğe girdiği 2005’ten bu yana tam 2 milyon 200 bin kişi denetimli serbestlik kapsamında değerlendirildi. Kanun hükmünde kararnamenin de yürürlüğe girmesiyle denetimli serbestlik kapsamında tahliye olması beklenen 38 bin hükümlüden 10 bin 318’inin tahliye işlemleri gerçekleştirildi. Diğer hükümlüler için de tahliye işlemleri sürüyor. 38 bin hükümlünün tahliye edilmesiyle birlikte cezaevlerinde 213 bin 499 olan hükümlü ve tutuklu sayısı 175 bin 499’a düşecek. Kamuoyunda “af mı çıkıyor” merakını yaratan düzenleme için Adalet Bakanlığı net mesaj verdi, “Af yok” diyerek, suç açıklamayı yaptı:

“Düzenleme bir af değildir. Koşullu salıverilme tarihine kadar geçecek sürede ceza, dışarıda denetimli serbestlik olarak infaz edilecektir. Ayrıca düzeznleme, kapsamındaki 1 Temmuz 2016’dan önce işlenmiş suçları içermektedir. 1 Temmuz 2016’dan sonraki suçlar da kapsam dışındadır.”

Düzenlemeyle getirilen yenilikler şöyle:

*Ceza ve Güvenlik Terbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 105-A'daki koşullu salıverilmeye dair ‘bir yıl’, ‘iki yıla’ çıkarıldı. Böylelikle; koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalan iyi halli hükümlülerin cezalarının, koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmı, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak verilecek. Yani; bir yıl erken tahliye olabilecekler.

*Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 107. Maddesindeki koşullu salıverilme hükmü de yeniden düzenlendi. Süreli hapis cezalarına mahkum edilmiş olanlar, cezalarınn üçte ikisini infaz kurumunda çekmeleri halinde koşullu salıverilmeden yararlanabilmekteydi. Yeni düzenlemeyle üçte ikilik oran, yarıya indirildi. Böylelikle, süreli hapis cezalarına mahkum olanlar, cezalarının yarısını infaz kurumunda çektikleri takdirde koşullu salıvermeden yararlanabilecek.

Türkei Festnahme eines Gülen-Sympathisanten in Ankara
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Anadolu/G. Yilmaz

Bu suçlar kapsam dışı

Düzenlemenin hangi suçları kapsadığı anlaşılmakla birlikte hangi suçları kapsamadığı konusunda bir tartışma yaşanınca Adalet Bakanlığı, düzenlemenin hangi suçları kapsamadığını da açıkladı. Buna göre, düzenleme dışında kalan suçlar şöyle:

“Kasten adam öldürme. Eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumunda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama veya neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar. Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti. Devletin güvenliğine karşı suçlar. Anayasal düzene karşı suçlar. Milli savunmaya karşı suçlar. Devlet sırlarına karşı suçlar. Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar.”

“Ceza politikasızlığı”

Düzenlemeyle “suçluların serbest kalacağı” yönündeki tartışmalar nedeniyle dikkatler kanun hükmünde kararnamenin nasıl uygulanacağına çevrildi. Türk Ceza Hukukçuları Derneği Başkanı Fikret İlkiz tartışmaları DW’ye değerlendirirken “Öyle bir şey yok. Gereken önlem alınmış. Kimlerin kapsam dışı kalacağı açıklanmış” diyor. İlkiz, kanun hükmünde kararnameyle denetimli serbestlik süresinin uzatılmasının “hükümetin ceza politikasızlığını ortaya koyduğunu” öne sürüyor. İlkiz; “Cezaevleri dolmuştu. Siz ceza politikanız yoksa duruma göre ceza kanunlarında oynarsınız. OHAL kapsamında binlerce insan gözaltına alıp, tutuklanıyorsa cezaevlerinde yer açmaya çalıştılar. Hükümet hukuki bir açılım yapmıyor, kendi ihtiyacını gideriyor” diyor.

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. İbrahim Kaboğlu da DW’ye “Bu düzenleme endişe yaratır” tespiti yapıyor. Kaboğlu, düzenlemenin ‘hapishanelerde yer açmak kaygısı’yla gündeme getirildiğinin ‘açık olduğunu’ belirtiyor ve “Böyle bir düzenleme kanun hükmünde kararname ile yapılamaz çünkü bir aftır” diyor. Siyasal suçluların düzenleme kapsamına alınmadığını hatırlatan Kaboğlu “Bu noktada da hukukun eşitsizlik ilkesi çiğnenmiştir” yorumu yapıyor. “Topluma –adil yargılama- güvencesi verilmeliydi. Hapishaneleri açmak için mi yoksa hükümlüleri topluma kazandırmak için mi yapıldığı açıklanmalıydı. Bir yandan denetimli serbestlik uygulanırken, bir yandan da neden toplu gözaltı ve tutuklamaların yapıldığı söylenmeliydi” eleştirilerini de getiren Kaboğlu, hükümetin suç ve ceza politikasının çelişkili olduğunu öne sürüyor.

Hilal Köylü

© Deutsche Welle Türkçe