1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye AB’nin gerisinde

Duygu Leloğlu/Brüksel23 Mayıs 2007

Yaşam kalitesinin Türkiye’de AB standartlarının altında olduğu, Eurofound adlı kuruluşun yaptığı araştırmayla belgelendi. Bununla birlikte araştırma sonucunda Türkiye’nin pekala AB standartlarını yakalayabileceğine de işaret ediliyor.

https://p.dw.com/p/Anqs
Ekonomiden aileye, dinden sağlığa kadar birçok konuda Türkiye'nin fotoğrafı çekildi.
Ekonomiden aileye, dinden sağlığa kadar birçok konuda Türkiye'nin fotoğrafı çekildi.Fotoğraf: dpa

Avrupa Birliği'ne bağlı olarak Avrupa'da yaşam ve çalışma koşullarına ilişkin çalışmalar yapan Eurofound adlı ajansın Türkiye'ye ilişkin olarak gerçekleştirdiği ilk araştırma ilginç sonuçlar ortaya çıkardı. 62 sayfalık Avrupa Yaşam Kalitesi Anketi ile ilk defa ekonomisinden istihdama, aile yapısından dine, sosyal yaşama katılımdan sağlık ve eğitime kadar birçok konuda Türkiye'nin fotoğrafı çekildi ve AB ülkeleriyle karşılaştırıldı.

Eurofound “Türkiye, hayat kalitesine ilişkin AB ülkelerinin bir hayli gerisinde” sonucuna vardı. Ancak raporda iyimser bir tavırla, Türkiye'nin Avrupa standartlarına yetişebileceğinin yorumunu yapmaktan da kaçınmıyor.

Kadınların istihdama katılımı düşük

Raporu kaleme alan iki kişiden biri olan Profesör Richard Rose, DW’'ye vediği demecinde, Türkiye'yi AB ülkelerinden ayıran en önemli farkı, Türk kadınlarının iş hayatına çok düşük katılımı olarak açıkladı. Nitekim kadınların sadece yüzde 12'si iş hayatına katılıyor.

Profesör Rose “Türklerin dindar olduklarını, dışarıdakilerden duymaya ihtiyaçları yok. Öte yandan bence, raporda ekonomik ve sosyal açıdan öne çıkan önemli unsur, kadınların erkeklere oranla çok daha az iş hayatına katılmalarıdır. Türk ekonomisinin AB ülkelerinkinden farklı tarafını da, erkeklerin değil, kadınların istihdama katılımı konusunda yaşandığını gördük. AB'nin hiç bir ülkesinde, kadınların istihdama katılım oranı, Türkiye'de olduğu kadar düşük değil. Tabii ki bu durumun değişip değişmeyeceği, açık bir soru işareti olarak kalıyor” dedi.

Güvensiz Türkler

Raporda ‘hayat tatmini’ ise şu şekilde değerlendiriliyor: AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye'de yaşam tatmininin, çok az olduğu dikkati çekiyor. Türkiye'de yaşamdan duyulan memnuniyet ortalaması 10 üzerinden 5.6. AB ortalaması ise 7.4 civarında. Her altı Türkten birisi ise hayatından hiç memnun olmadığını belirtiyor.

Bununla birlikte Türkler, ortalama AB'lilere göre, çevrelerine karşı çok daha güvensiz. Türkler başkalarına güvenme konusunda kendilerine 10 üzerinde 4,5 veriyorlar. AB'de ise bu rakam 5,8 dolayında.

Türklerin yüzde 46'sı, AB halkının ise sadece yüzde 16'sı yaşadıkları yerlerde yeterince yeşil alan olmadığından yakınıyor. Türkiye halkının yüzde 41'i içme suyundan memnun değil. Bu oran AB'de yüzde 15 civarında. Ayrıca Türkler Avrupalılara göre daha az yanlız. Türkiye'de yanlız yaşayanların oranı yüzde 4 iken, AB'de yanlız yaşayanların ortalaması yüzde 25 dolayında.

Raportör Rose, Türklerin AB vatandaşlarına en benzer yanını, aile ve çevrelerinden duydukları memnuniyet ve mutluluk olarak açıkladı. Öte yandan, Avrupalılardan farklı olarak, Türklerin, hükümetin kendilerine sunduğu sağlık hizmetleri, iş imkanları gibi hizmetlerden memnun olmadıklarını, iş hayatında ise çok daha stresli olduklarını tespit ettiklerini vurguladı.

Eğitimde çok geride

Araştırmandan çıkan bir başka sonuç ise Türkiye'nin gençlerin eğitiminde Avrupa'dan çok geri olduğu. Ülkede hayatında hiç okula gitmemiş olan nüfusun oranı yüzde 8 iken, AB ortalamasına göre bu oran yüzde 3 civarında.

Profesör Rose, Türkiye'nin meslek eğitimi standartlarına önem vermesi gerektiği konusunun, raporun medyada en geniş yankı bulacak bölümü olacağını söylüyor: “Ne yazık ki Türkiye'de bir çok genç üniversiteye gidiyor ama bir süre sonra başarısızlığa uğrayarak bırakmak durumunda kalıyor. Ülkenizde vasıflı gençler yetiştirmelisin ki bu gençler, Almanlar, İskandinavlarla iş hayatında rekabet edebilecek duruma gelsinler. Çünkü Çinlerle rekabet etmenin zaten imkanı yok. İşte bu nedenle mesleki eğitime önem verilmesi gerekiyor. Belki biraz zaman alacak, başarılmaması için bir neden yok” sözlerinin altını çizdi.

Laiklikte dengeli tavır

Raporun en ilginç kısmı, Türkiye'deki laiklik anlayışının değerlendirildiği bölüm oldu. Profesör Rose bulgularını “Araştırmamızda bulduğumuz en ilginç nokta, Türklerin laiklik konusunda çok dengeli bir tavır sergilemeleri konusunda oldu. Türkler evlenirken, bir taraftan yasaların gereği olarak resmi nikah kıyarken, diğer taraftan dini nikah da yaparak geleneklerini yerine getiriyorlar. Bununla birlikte gençler evlenirken, eşlerini kendileri seçmek istiyorlar. Ailelerin veya dışarıdan müdahaleyi ise genellikle kabul etmiyorlar” şeklinde anlattı.