TOKYO'NUN OLİMPİYAT SEVİNCİ

Tokyo, olimpiyatlara birbirine kenetlenerek inşa edilmiş spor tesisleri ile başvurusu yaptı. Böylece sporcular, seyirciler ve gazetecilerin oyunları izlemek ya da yarışmak için uzun yollar aşmasına gerek kalmayacak. Oyunların oynanacağı alanların yüzde 85’i şehir merkezindeki olimpiyat köyünün içinde bulunuyor.

Tokyo, 2020 Oyunları'nın sloganı 'Yarını Keşfet'. Yeni olimpiyat stadı fütürist açıdan da oldukça ilginç. Irak kökenli İngiliz mimar Zaha Hadid, bu modeli hazırlayan isim.

Olimpiyat köyü şimdilik kağıt üzerinde, daha doğrusu dijital tasarım halinde. Grafik de organizasyonun fikrini yansıtıyor: Olimpiyat köyü, alışveriş merkezi olan Ginza’ya yakın, 44 hektarlık bir alana yayılacak, bolca yeşilin olduğu köy 17 bin yatak kapasiteli olacak.

Fukuşima’daki nükleer felaket az kalsın Tokyo’ya Olimpiyatlara mal olacaktı. Uluslararası Olimpiyat Komitesi, seçim günü dahi bu konuyu tartıştı ve Japonya Başbakanı Abe durumun kontrol altında olduğuna dair teminat verdi. Fukuşima, Tokyo’nun yaklaşık 250 kilometre uzağında bulunuyor.

Aslında Tokyo şehir değil, daha çok bir ülke gibi: Metropoldeki son nüfus sayımına göre dokuz milyon kişi Tokyo’da yaşıyor, şehir çevresiyle birlikte yaklaşık 35 milyon kişiyi ağırlıyor. Bu da şehrin sürekli yukarı doğru büyümesiyle, gökdelenlerle mümkün oluyor.

Dünyanın hiçbir yerinde Tokyo’da olduğu kadar şehir içinde yolculuk yapılmıyor. Her gün kalabalıkların hücumuna uğrasa da kent altından kalkabilen oldukça iyi bir trafik ağına sahip. Yolculuk yapanların yaklaşık yüzde 80’i, fotoğraftaki Yurikamome hattında olduğu gibi, çoğunlukla tramvayları tercih ediyor.

Tokyo Milli Stadı’nda ülkelerin geçitinden bir kare: Tokyo’nun 1940‘ta Olimpiyatları düzenleme hakkı elde etmesine rağmen, savaş koşullarından dolayı oyunlar iptal edilmişti. Olimpiyatlar, ilk defa 1964’te Japon başkentinde gerçekleştirildi. 93 ülkeden 5 bin 151 sporcu, İmparator Hirohito’nun açılışını yaptığı oyunlara katıldı.

Olimpiyat ateşi tekrar Tokyo’ya dönüyor: 1964’te Hiroşima’ya ilk bomba atıldığı gün doğan Yoshinori Sakai barışın bir sembolü olarak ateşi yakmıştı. © Deutsche Welle Türkçe