TEMA'dan Şebinkarahisar örneğiyle İliç'te tehlike uyarısı
17 Şubat 2024Erzincan İliç'te meydana gelen faciada toprak altında kalan dokuz işçinin aranmasına ilişkin çalışmalar sürerken, facianın çevreye olası etkilerine yönelik endişeler de devam ediyor. TEMA Vakfı, İliç'teki felaketin çevreye olası olumsuz etkileri gündemdeyken, 2021'de Giresun'un Şebinkarahisar ilçesindeki maden atık barajının çökmesi ile oluşan kirlilik hakkındaki çalışmasının sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.
Maden facialarının uzun vadede yarattığı tahribatı gözler önüne seren çalışma, Bakanlığın zehirli atığı kaldırmış olmasına ve aradan geçen süreye rağmen bölgede hâlâ tehlikenin devam ettiğine işaret etti.
18 Kasım 2021 tarihinde, Giresun'un Şebinkarahisar ilçesi, Yedikardeş köyü yakınlarında faaliyet gösteren kurşun, çinko ve bakır ocağına ait tesisin maden atıklarının depolandığı atık barajı duvarında çökme yaşanmış, binlerce ton ağır metal içeren kimyasal atık önce Darabul Deresi'ne, ardından da Kelkit Vadisi'ne yayılarak Kılıçkaya Barajı'na ulaşmıştı.
TEMA Vakfı, felaketin hemen ardından 22 Kasım 2021'de bölgede üçü kontrol numunesi olmak üzere toplam dokuz noktadan örnekler de alarak incelemelerde bulunduğunu hatırlatırken, kimyasal kirliliğin devam ettiğini de belirtti.
Kimyasal kirlilik hala sürüyor
TEMA Vakfı Şebinkarahisar raporunda, atık barajından çevredeki tarlalara ve su yataklarına akan kimyasal atığın kaldırılması için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından çalışma yapıldığını, Bakanlığın çalışmasından dokuz ay sonra 30 Ağustos 2022'de de TEMA Vakfının da aynı noktalardan ikinci numuneleri aldığını ve analiz ettirdiğini kaydetti. Vakfın çalışmasına göre, Şebinkarahisar'deki felaketin ardından Bakanlıkça yürütülen çalışmalara rağmen doğal varlıklar üzerindeki kirlilik sınır değerlerin altına düşürülemedi. Bölgeden alıınan numuneler üzerinde yapılan laboratuvar analizleri sonucunda da felaketin üzerinden geçen dokuz aylık zaman zarfında da ağır metallerin çoğunlukla limitlerin üzerinde olduğunun tespit edildiği bildirildi.
Ağır metal kirliliği yüksek kanser riski oluşturuyor
Analiz sonuçlarını değerlendiren TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, "Bu sonuçlar; doğanın, zehirli kimyasallar ile kirlendiğini ve halen ekosistemdeki tüm canlıları tehdit edecek düzeyde zehirli atık bulunduğunu, yetişkinler için 'dikkat çekici', çocuklar için ise 'yüksek kanser riski' oluştuğunu göstermektedir" diye konuştu. Ataç, çalışmayı yürüten uzmanların göre bölgedeki kirliliğin ve kanser riskinin uzun yıllar devam edeceği endişesini taşıdığını da vurgulayarak, "Şebinkarahisar vakası İliç'te de aynı süreçlerin yaşanacağını, ekosistem ve halk sağlığı üzerindeki tehdidin uzun süre devam edeceğini göstermektedir" diye belirtti.
Ataç, atılması gereken adımları da şöyle sıraladı:
"Başta toprak olmak üzere tüm doğal varlıkları, tarım, içme ve kullanma suyu havzalarını, yerleşim alanlarını madencilik faaliyetlerinden koruyacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Çevre mevzuatı yeniden düzenlenerek özellikle IV. Grup Madencilik faaliyetleri için geçerli olan ÇED Gerekli Değildir hükümleri mevzuattan kaldırılmalıdır. ÇED mevzuatı yürürlüğe girmeden önce kurulması sebebiyle ÇED süreçlerinden muaf olan maden işletmeleri için bu istisnai hak kaldırılmalıdır."
Madencilik faaliyetlerine yönelik denetim, izleme ve değerlendirme çalışmalarının da sıklaştırılmasını ve sonuçların kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmasını talep eden Ataç, ilaveten mevcut tesislerde iş sağlığı ve güvenliği denetimlerinin artmasını ve işçilerin yaşam hakkının korunmasını da istedi. Madene Kapalı Alanlar Yasası'nın Meclisten geçirilerek ivedilikle yürürlüğe konması gerektiğini de hatırlatan Ataç, "Ne yazık ki gerekli yasal düzenlemeler yapılmazsa liç yöntemiyle çalışan madenlerdeki felaketlerin ardı arkası kesilmeyecektir" diyerek de gelecekte yaşanacak felaketlere karşı da uyardı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının denetim ve izin süreçlerinin etkin işletilebilmesi için de yeterli sayıda ve uzmanlıkta personel istihdam edilmesini talep eden Ataç, çevre ve iklim ile şehirciliğin tek yerde toplandığı Bakanlıkta yönetim kadrolarının şehirciliği değil çevre ve iklimin korunmasını esas alacak uzmanlık alanlarından oluşması gerektiğini de savundu.
DW/ETO,JD