1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Taliban gerilimi

27 Temmuz 2007

ABD'nin Pakistan'a hava operasyonu planladığı haberleri, Washington ile İslamabad arasında gerginlik yarattı. Bush yönetimi, radikal dinci Taliban'ın güçlenmesinde Pakistan'ın da payı olduğunu savunuyor.

https://p.dw.com/p/BMeL
Afganistan ve Pakistan'da eylemler düzenleyen Taliban'a karşı aralıksız operasyonlar yapılıyor.
Afganistan ve Pakistan'da eylemler düzenleyen Taliban'a karşı aralıksız operasyonlar yapılıyor.Fotoğraf: AP

İngiltere’nin yeni Dışişleri Bakanı David Miliband, Amerika Birleşik Devletleri’nin Pakistan’daki El-Kaide ve Taliban yanlısı gruplara karşı olası bir askeri operasyonuna kesinlikle karşı olduklarını açıkladı.

Miliband’ın İslamabad ziyaretinde yaptığı bu açıklama, Amerika’nın baskıları ve içerde İslamcı militanların artan saldırılarıyla bunalan Pakistan hükümetine rahat bir nefes aldırdı.

Pakistan ile Washington arasında, Amerikan Başkanı George Bush’un terörle mücadele başdanışmanı Frances Townsend’in hafta başında yaptığı sert açıklamalar nedeniyle gerginlik yaşanıyor.


ABD'den sert açıklamalar

Amerikalı üst düzey yetkili, Afganistan’da Taliban ve El Kaide’nin güçlenmesinden Pakistan’ı sorumlu tutmuş, Amerika Birleşik Devletleri’nin; Pakistan’ın Afganistan sınır bölgesinde yeniden güç kazanan radikal İslamcı hareketlere karşı askeri yöntemler dahil, tüm seçenekleri kullanabileceğini söylemişti.

Pakistan Dışişleri Bakanı Hurşid Kasuri, Bush yönetimi’nden gelen açıklamayı “sorumsuzluk” olarak nitelendirirken, bu tür sözlerin halkın Amerika’ya tepkisini artırdığını, Washington yönetimiyle terörle mücadelede yürüttükleri işbirliğine büyük zarar verdiğini söyledi.

İngiltere’nin yeni Dışişleri Bakanı David Miliband da, Afganistan’ın ardından ziyaret ettiği Pakistan’da, Amerika’dan gelen açıklamaları eleştirdi.

"Pakistan'ın ihtiyacı"

Daha önce Amerika’nın Ortadoğu politikalarını eleştirmekten kaçınmayan Miliband, Pakistan’ın terörle mücadelede “başka ülkelerden ders almaya” değil, işbirliğine ihtiyacı olduğunu vurguladı. İngiliz Bakan, Batı karşıtlığının ve İslami radikalliğin yükseldiği Pakistan’da halka da şu mesajı verdi:

“Şu anda var olan mücadele, Batı ile İslam dünyası arasında bir medeniyetler çatışması değildir. Bizler, farklı ulus, ırk ve dinlerden gelen, ancak bir arada yaşayabileceğimize, bunun doğru olduğuna inananlarız. Bizim bu çabamız, tüm yaşam tarzımızı tehdit edenleri daha da yalnızlaştıracaktır. İşte bu anlayışla elimi uzattığım Pakistan hükümetinden sıcak bir karşılık almış bulunmaktayım. “

İngiliz Bakan, Pakistan’ın Afgan sınırında bulunan İslamcı militanların, “ortak bir tehdit” olduğunu, yaklaşık 1,000 Pakistanlı asker ve sivilin bu militanların terör saldırıları sonucunda öldüğünün bilinmesi gerektiğini vurguladı.


Miliband'in uyarısı

David Miliband, terör ve aşırılıklarla mücadelede başarının yalnızca askeri önlemlerle sağlanamayacağını, ekonomik ve sosyal kalkınma önlemleriyle mutlaka desteklenmesi gerektiğinin de altını çizdi.

Pakistan’ın Afganistan sınırındaki dağlık bölgede kontrolü elinde bulunduran aşiretler arasında Taliban’a destek giderek artıyor. Pakistan bölgeye 90 bin asker konuşlandırmasına karşın, sınır bölgesindeki geçişlere engel olamıyor.

Pakistan’ın başkenti İslamabad’da radikal dinci öğrencilerin kontrolündeki Lal Mescidi’ne iki hafta önce gerçekleştirilen askeri operasyonun ardından, ülkede gerginlik sürüyor. İslamcı militanların bombalı saldırı ve intihar eylemlerinde en az 200 kişinin öldüğü bildiriliyor.