1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'deki doktor gözaltılarına AB'den tepki

2 Şubat 2018

AB’nin üst düzey yetkilileri Mogherini ve Hahn, Türk Tabipleri Birliği (TTB) üyelerinin gözaltına alınması nedeniyle Türkiye'yi eleştirdi. Bu arada gözaltındaki 11 TTB üyesinden üçü serbest bırakıldı.

https://p.dw.com/p/2s28a
Belgien Brüssel Federica Mogherini, left, and EU Enlargement Commissioner Johannes Hahn
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/G. Vanden Wijngaert

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Federica Mogherini ile AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu komiseri Johannes Hahn, Türkiye'de son dönemde yargı alanında yaşanan gelişmelerle ilgili ortak bir açıklama yaptı.

Mogherini ve Hahn, Türk Tabipleri Birliği (TTB) üyelerinin Salı günü gözaltına alınmaları ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç'ın tahliye edilmesinin ardından tekrar gözaltına alınmasını, "Türk yargı sisteminin tarafsızlığı ve bağımsızlığı ile hukuk devleti ilkesinin altını oyan endişe verici gelişmelere son örnekler" olarak tanımladı.

AB yetkililerinin açıklamasından birkaç saat sonra, Suriye’nin kuzeyinde 20 Ocak’tan beri devam eden “Zeytin Dalı Harekâtı” ile ilgili “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” şeklinde bir açıklama yaptıktan sonra gözaltına alınan 11 TTB üyesinden üçü serbest bırakıldı.

TTB Merkez Konsey üyeleri Sinan Adıyaman, Ayfer Horasan ve Şeyhmus Gökalp adli kontrol şartıyla serbest kalırken diğer üyelerin gözaltı hâlleri devam ediyor.

TTB, üç üyenin çıkarıldıkları mahkeme tarafından serbest bırakılma anını resmi Twitter hesabından paylaştı.

Altan ve Alpay da açıklamada

AB yetkililerinin açıklamasında, Anayasa Mahkemesi'nin tahliye kararına rağmen serbest bırakılmayan gazeteciler Mehmet Altan ve Şahin Alpay'ın gözaltında tutulmasına da değinildi.

Yetkililer, bu durumun hukukun üstünlüğüne zarar vermesinin yanında talihsiz bir emsal teşkil etme riskini de taşıdığını belirtti ve bunun da etkili yasal yolların varlığı konusunda ciddi şüpheler uyandırdığını kaydetti.

Açıklamada, "AB, Türk yetkililerden Anayasa Mahkemesi'nin 11 Ocak 2018'de verdiği kararı uygulamasını ve gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını beklemektedir" ifadesi kullanıldı. Ek olarak AB-Türkiye ilişkilerinin geleceği için, hukukun üstünlüğü ve temel özgürlükler konusundaki somut ve kalıcı iyileşmelerin şart olduğu belirtildi.

TTB’ye desteğe gözaltı

TTB'nin bildirisine sosyal medyada destek verdikleri iddiasıyla bugün 13 kişi hakkında bugün gözaltı kararı alınmıştı.

Gözaltına alınanlar arasında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın danışmanı Songül Akbay, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nden Cevahir Canpolat, yazar Emek Erez, Öğrenci Kolektifleri'nden Aysu Simge Taştan, Kaos GL dergisinden LGTBİ aktivisti Ali Erol, avukat Kemal Ulusoy ve belgesel yönetmeni Sibel Tekin bulunuyor.

Doktorların tutuklanmasına uluslararası tepkiler

TTB'nin 11 üyesinin gözaltına alınmasına yurt dışında çeşitli kurum ve kuruluşlar da tepki göstermişti.

Dünya Tabipler Birliği (WMA) doktorların gözaltına alınmasından duyulan "derin kaygıyı” ifade ederken, Alman Klinik Doktorları Sendikası “sarsıldıklarını” belirtmiş ve hekimlerin “derhal serbest bırakılmalarını” talep etmişti.

Uluslararası Af Örgütü de benzer bir şekilde doktorların serbest kalması çağrısında bulunurken, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks de gözaltı kararlarının ifade özgürlüğünü ihlal olduğunu belirtmişti.

Doktorların gözaltına alınmasına neden olan açıklama

TTB'nin hakkında soruşturma açılan açıklamasında şu ifadelere yer verilmişti:

"Biz hekimler uyarıyoruz: Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur. Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir. Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır. Savaşa hayır, barış hemen şimdi."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TTB'nin bu açıklamasına, "Sözde Türk Tabipleri Birliği gibi bir kesim, 'savaşa hayır' diye kendine göre bir kampanya yürütmek istiyor. Bu terörist sevicilerin, bugüne kadar biz, 'barışa evet' dediklerini de pek duymadık'' sözleriyle tepki göstermişti.

DW,DHA/SSB,ÇÖ,CÖ

© Deutsche Welle Türkçe