Süper Salı'nın galibi McCain

Dünya, hayranlık ve umutla Birleşik Devletler’e bakıyor. Hayranlıkla, çünkü, Demokratlarda Hillary Clinton ve Barack Obama arasındaki adaylık yarışı, siyasi kavga ve tartışmalarlardan öte, cinsiyet eşitliği ve ten rengi mücadelesini temsil ediyor. Umutla, çünkü, sadece Obama ve Clinton değil, ayrıca Cumhuriyetçilerin adayı John McCain de Bush döneminin biteceğini açıkça dile getiriyor. Bu umuda, 20’den fazla eyalette ön seçimlerin yapıldığı Süper Salı’da biraz daha yaklaşıldı.

Eski “First Lady” Clinton, en önemli eyaletlerden Kaliforniya’da rahat bir galibiyet almasına rağmen, Obama ve Clinton arasındaki yarış devam ediyor. Demokrat Parti’de ikili mücadele heyecanlı bir tempoyla son ana kadar sarkabilir. Ancak bunun parti içinde bölünmeye neden olması mümkün. Her iki Demokrat adayın hedef kitlesi ise birbirinden farklı. Obama, gençlerin ve Afro-Amerikalıların desteğini arkasına alırken, daha çok kadınlar ve Orta Amerika’dan gelen göçmenler ise Clinton’ın yanında.

Cumhuriyetçilerin galibi McCain

Cumhriyetçilerin şans tanınan Mormon kökenli adayı Mitt Romney ise Süper Salı’da McCain’i geçemedi ve McCain, sadece ABD’nin kuzeyinde değil, New Hampshire, güney eyaletleri ya da liberal Kaliforniya gibi önemli bölgelerde de puan toplayabileceğini kanıtladı.

İki kişi tartışırsa, üçüncüsü mutlu olur. Obama ve Clinton arasındaki çekişme devam ettikçe de 72 yaşındaki John McCain’in, ABD’nin en yaşlı başkanı olarak gelecek yıl Beyaz Saray’a çıkması mümkün. Nitekim birçok nedenle Birleşik Devletler’in 44. başkanının yine bir Cumhuriyetçi olması da ihtimal dışı değil.

Daha az riskli bir isim

Vietnam Savaşı’nda 5 yıl esir olarak kalan ve Vietnamlıların elinden kaçmayı başaran McCain, Amerikalıların gözünde daha az risk taşıyan bir isim. Ayrıca McCain, Clinton’a göre daha berrak ve eski First Lady gibi hırslı da değil. Esprili, hazır cevap ve yıllara dayanan dış politika deneyimiyle McCain’in, güvenlik konularında deneyimsiz Obama’yı da geride bırakacağı tahmin edilebilir.

McCain, Irak savaşı ve Guantanamo gibi önemli meselelerde de Başkan Bush’un görüşlerine karşı ve ABD’nin en temel sorunlarından göçmenler konusunda ise liberal. Ayrıca hayal kırıklığı içindeki müttefiklerinin güvenini de yeniden kazanabilir belki. ABD’de başkan adaylığı yarışı 20 yıldan bu yana ilk kez bir maraton gibi yaşanıyor. Zira şimdiye dek adaylar önceden yeterli sayıda delegeyi arkasına alıyor ve birkaç hafta içinde kimin aday olacağı belli oluyordu.