1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Suriye'de savaşın 10. yılı: Özlem anlatılmıyor

15 Mart 2021

Suriye'de Beşar Esad yönetimine karşı başlayan barışçıl gösterilerin üzerinden 10 yıl geçti. Türkiye'ye sığınan Suriyeliler memleket hasreti çekse de yakın zamanda dönüş mümkün gözükmüyor.

https://p.dw.com/p/3qebe
Ahmed Zadeh, Türkiye'ye kaçmak zorunda kalmadan önce
Ahmed Zadeh, Türkiye'ye kaçmak zorunda kalmadan önceFotoğraf: Privat

"Gençliğimi orada yaşadım, savaşta. Özlüyorum yani… Halep'i çok seviyorum."

Ahmed Zahdeh, Suriye'de Devlet Başkanı Beşar Esad'ın koltuğunu bırakması talebiyle başkent Şam'da 15 Mart 2011 tarihinde gösteriler başladığında 18 yaşındaydı. Henüz öğrenciydi. Gençlik heyecanı içinde haberleri yakından takip ediyordu. Arkadaşlarıyla beraber Ahmed de Halep'teki gösterilere katıldı. Gösteriler sırasında tutuklandı. Bir ay cezaevinde kaldı. Suriyeli gençler başka bir ülkenin imkanına tutunuyorlardı. Ancak değişim kolay değildi ve mücadele de kolay olmayacaktı. Halep bombalanıyor, insanlar ölüyordu.

"Her şeyi yaşadık orada. Çok ama çok zordu. Halep'e her gün en az 20 bomba atılıyordu. Ben savaştan önce çocuktum, vatan nedir, bilmiyordum. Özgürlük nedir, bilmiyordum. Bu süreçte öğrendim."

Ahmed serbest kaldıktan sonra Halep'te gazetecilik yapmaya başladı. Ancak savaş şiddetlenince Halep'i terk etmek zorunda kaldı. Gazeteciliğe İdlib'de devam etti. En yakın arkadaşlarını savaşta kaybetti. Ahmed hayatta kalmayı başardı. 2016 yılında Türkiye'ye sığındı. Önce Ahmed, bir sene sonra ise ailesi Türkiye'ye geldi. Türkçe öğrendi. Şimdi 28 yaşında olan grafik tasarımcı Ahmed, İstanbul'da yaşıyor. Kendi reklam ajansını kurdu. Kız kardeşi üniversitede, erkek kardeşi lisede okuyor. Memleket hasreti çekiyor ancak Suriye'ye geri dönme imkanı olmadığını söylüyor.

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, Türkiye'de 3 Mart itibari ile 3 milyon 659 bin 449 Suriyeli bulunuyor. Türkiye'de yaşayan her Suriyeli, Ahmed kadar şanslı olmayabiliyor. 2011 yılında sığındıkları Türkiye'de çocukları Eymenh Hammamı'yı ırkçı saldırıya kurban veren Hammamı ailesi gibi.

"Ne işin var burada Suriyeli" sözleriyle bıçaklandı

Ağabeyi İbrahim Türkiye'ye geldiğinde 15, Eymenh ise 6 yaşındaydı. Eymenh, dört yaşında Halep'teki evlerinin balkonundan düştü ama ciddi bir sıkıntı yaşamadan iyileşti. Bir süre sonra savaş sırasında atılan bombalar sonucu yaralandı, buradan da sağ çıkmayı başardı. İki kez ölümün kıyısından dönen Eymenh, 2013 yılında tavsiyesi üzerine yerleştikleri Samsun'un Vezirköprü ilçesinde Eylül ayında uğradığı ırkçı saldırı sonrası hayatını kaybettiğinde 16 yaşındaydı. Katil Eymenh'e, "Ne işin var burada Suriyeli? Defol git memleketine, burası benim memleketim” diyerek bıçakla saldırdı. Ağabeyi İbrahim, kardeşinin yokluğuna alışamıyor:

"Hâlâ inanamıyoruz rahmetli olduğuna. İlk defa böyle bir şey yaşanıyor. Hiç aklımıza gelmezdi. Boks dersinden çıkıp akşam ezanından sonra eve gelirdi. Hala bu saatlerde Eymenh gelecek diye bekliyoruz. Keşke başka bir ölüm olsaydı."

Türkiye'de, "genç nüfus" olarak tanımlanan 15-24 yaş aralığında 747 bin 187 Suriyeli bulunuyor. Bu gençlerin eğitimlerine devam etmesi her zaman mümkün olmuyor. Eymenh de Türkiye'ye geldikten sonra iki ay okula devam etti ancak sonrasında geçim sıkıntısı nedeniyle çocuk yaşta çalışmaya başladı. Bir yandan ağabeyleri gibi fırında çalışıyor diğer yandan Vezirköprü Gençlik Merkezi'nde boks dersleri alıyordu. Hayali, boksör olmaktı. Türkiye'de milli boksör olmak istiyordu. Bunun için hazırlanıyordu ancak pandemi başlayınca maçlara gidemedi.

"Hepimiz çalışmak zorundayız. Maddi durum çok kötü çünkü. Bu hayatta hep zorluk çektik. Suriye'de zorluk çektik. Buraya geldik, zorluk çekiyoruz. Eymenh, 'Anne, ben boksör olacağım. Kendi evimizi alacağım. Zengin olacağız' diye hayal kurardı."

"Gitmek istiyoruz ama gidilecek bir durum yok"

Eymenh hayallerini gerçekleştiremeden, ağabeyi İbrahim'in deyişiyle, "henüz bu dünyada bir gül gibi açarken" ırkçı bir saldırgan tarafından hayattan koparıldı. Saldırıya uğramadan önce annesine sokakta hakarete maruz kaldığını anlatmıştı. Annesi, "Sen onları görünce uzaklaş" demişti. Aile, sıkıntı çıksın istemiyordu. Olay günü bir araç Eymenh ve ağabeylerini takipteydi. Suriyeli çocuk bu takibin sonrasında üzerine bıçakla yürüyen kişinin saldırısına uğradı. DW Türkçe'ye konuşan İbrahim Hammamı, sokakta ara sıra ayrımcı davranışlara maruz kalabildiklerini anlatıyor:

"Genel olarak gençler, memleketimizi bırakıp savaştan kaçtık diye düşünüyorlar. 'Nasıl kendi memleketinizi bırakıp buraya geliyorsunuz?' Biz kendi halimizdeyiz abla, ekmeğimizin peşindeyiz."

Eymenh Hammamı'yı öldüren katil mahkeme tarafından 22 yıl hapis cezasına çarptırıldı, ancak bu ceza "iyi hal indirimi" ile 18 yıl 4 aya düşürüldü. Savaştan kaçarken burada çocuklarını yitiren Hammamı ailesinin acısını dindirecek bir ceza yok. İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre, 6 Aralık 2020 tarihi itibari ile ülkesine dönen Suriyeli sayısı 419 bin 40. Ancak dönüş, ne kolay ne de her zaman mümkün. Kardeşini toprağa veren İbrahim Hammamı da bunun farkında. Her ne kadar bir yanıyla Türkiye'ye alışmış olsa da aklı savaşla yerle bir olan memleketi Suriye'de.

"İnsan yurdunu, mahallesini, arkadaşlarını, komşularını, okulunu özlüyor. Sürekli özlüyoruz. Gitmek istiyoruz ama gidilecek bir durum yok. Bir insan başka ülkeye yerleştikten sonra içinde sürekli özlem kalır. O duygu anlatılmıyor, öyle diyeyim…"

Burcu Karakaş

© Deutsche Welle Türkçe