1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Hukuk ve AdaletTürkiye

Sivas Katliamı: 31 yıldır süren adalet arayışı

2 Temmuz 2024

Sivas'taki Madımak Oteli'nde 35 kişinin hayatını kaybettiği katliam geçen 31 yılda hafızalardan silinmedi. Sorumluların tümünün yargılanmaması ise vicdanları rahatsız ediyor.

https://p.dw.com/p/4hjs0
Symbolbild I Sivas Massaker
Fotoğraf: Altan Gocher/NurPhoto/picture alliance

Sivas'ta Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri, daha önce üç kez Pir Sultan'ın doğduğu Banaz köyünde yapılmıştı. Ancak 1993 yılında dönemin Sivas Valiliği, Kültür Bakanlığının desteğiyle etkinliklerin dördüncüsünü Sivas merkezde yapma kararı aldı.

Etkinliklere çok sayıda aydın ve sanatçının yanı sıra yazar Aziz Nesin de davet edildi. Aziz Nesin, o dönemde Aydınlık Gazetesi'nde Hindistan kökenli İngiliz yazar Salman Rüşdi'ye ait "Şeytan Ayetleri" adlı kitabının çevirisini yayınlaması nedeniyle hedefteydi. Etkinlikler başlamadan Aziz Nesin aleyhinde "Müslüman Kamuoyuna" başlıklı bir bildiri 30 Haziran günü kentte dağıtıldı. Bazı yerel gazete ve dergiler de etkinlikleri hedef alan haberler yapmaya başladı.

Kültür Merkezi'nde 1 Temmuz'da başlayan etkinlikler sorunsuz geçti. Ancak ikinci gün, durum tam tersiydi. Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT), 2 Temmuz Cuma günü saat 11:00 sıralarında "bazı kişilerin kendi aralarında Vali ve Aziz Nesin'e karşı protesto eylemi yapmak üzerine konuştuklarına dair" istihbarat bilgisini Sivas Emniyeti'ne bildirdi. Ancak kentte alınan güvenlik önlemleri yetersizdi.

Sivas, Otel Madımak
Sivas, Otel Madımak Fotoğraf: ADEM ALTAN/AFP/Getty Images

Polis raporuna göre, Paşa Camii ve Meydan Camii'nden Cuma namazından çıkan yaklaşık bin kişilik grup Atatürk Caddesi üzerinden Hükümet Binası'na doğru yürüyüşe geçti. Hükümet Binası'na gelen kalabalık, "şeytan Aziz", "hükümet istifa", "İslamiyet'i ezdirmeyeceğiz", "Zafer İslam'ın" şeklinde sloganlar attı.

Saat 14.30 sıralarında kalabalık iki bini bulmuştu.

Kültür Merkezi taşlandı, Halk Ozanları Heykeli tahrip edildi

Polis tarafından Hükümet Binası önünden uzaklaştırılan grup, daha sonra İstasyon Caddesi üzerinden etkinliklerin yapıldığı Kültür Merkezi önünde toplandı. Kalabalığın temel taleplerinden biri, Kültür Merkezi'nin önündeki Halk Ozanları Heykeli'nin kaldırılmasıydı. Burada toplanan kalabalık, "Ya Allah intikam, Allahü Ekber", "Sivas Aziz Nesin'e mezar olacak", "Vali dışarı, Vali istifa" şeklinde slogan attı.

Sayıları 5 bini bulan kalabalık bir süre sonra Kültür Merkezi önüne bir gün önce dikilen Ozanlar Anıtı'nı tahrip etmeye başladı. Saldırgan grup, daha sonra Kültür Merkezi'ni taşladı. Polisin isteği üzerine dönemin Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu da saldırgan grubu sakinleştirmek üzere bir konuşma yaptı.

Kalabalık grup, saat 16:30 sıralarında Madımak Oteli'ne yöneldi. Bu sırada otelde Aziz Nesin'in de içinde bulunduğuAnkara'dan gelen 52 kişi ile 20 kişilik folklor ekibi de vardı. Otelin etrafını saran kalabalığın sayısı polis raporuna göre 15 bine ulaştı. Bu sırada yol kenarına belediye tarafından dökülen kaldırım taşlarını alan saldırganlar, oteli taşlamaya başladı. Saldırgan grup, "Aziz Nesin'i isteriz", "Burası Aziz Nesin'e mezar olacak", "yak, yak", "Allahü Ekber" şeklinde slogan attı.

Anıt söküldü, Madımak Oteli'ne getirildi

Kalabalık grubu sakinleştirmek için önce etkinliklerin iptal edildiği anons edildi. Daha sonra Kültür Merkezi önündeki Ozanlar Anıtı'nın kaldırılacağı sözü verildi. Belediye aracına yüklenen heykel, kalabalığın "dağılmasını sağlamak" iddiasıyla Madımak Oteli'nin park tarafına getirildi. Ancak bu hamle kalabalığın dağılması bir yana daha da tepki göstermesine neden oldu.

Polis tutağında, bu durum şöyle anlatılıyor:

"Bu heykelin ön tarafa (otelin önüne) getirilmesi sonucu topluluğun otele doğru ilerlemesine mani olan polis zincirinin kırılması neticesi son derecede zor durumlarda kalınmış ve copla zor kullanılmışsa da topluluk daha geriye itilmemiştir. Slogan atarak azgınlaşan topluluk, heykele saldırarak sağını, solunu kırmaya başlamışlar hatta bu sırada başlarını heykele vurmak suretiyle kendilerini de yaralamışlardır."

Sivas'ta geçen yıl düzenlenen anma töreninden
Sivas'ta geçen yıl düzenlenen anma törenindenFotoğraf: DHA

Saat 19:45 sıralarında saldırganlar, önce otel önündeki araçları ters çevirerek tahrip etti ve depolarındaki benzinleri boşalttı. Polis raporunda, dışarıdan bidonlarla benzin getirildiği de vurgulanıyor. Bu sırada olay yerine gelen itfaiye ise saldırganlar tarafından engellendi. Olaylara müdahale etmekte yetersiz kalan polis, havaya ateş açsa da başarılı olamadı.

Otelin ateşe verilmesiyle başlayan yangın sonucunda ikisi otel görevlisi, 33'ü aydın olmak üzere 35 kişi hayatını kaybetti. 58 kişi ise otelden sağ kurtarıldı. Otelden itfaiye merdiveniyle indirilmek istenilen Aziz Nesin ise bir itfaiye erinin itmesiyle yere düştü. Bu sırada dönemin Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak, Aziz Nesin'e vurmaya başladı. Polis minibüsüne götürülen Nesin, buradan güçlükle uzaklaştırıldı. Şairler Behçet Aysan, Uğur Kaynar, Metin Altınok, halk ozanları Hasret Gültekin, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Edibe Sulari, yazar Asım Bezirci ve karikatürist Asaf Koçak yanarak can verenler arasındaydı.

Sivas Emniyet Müdürlüğünün olay tutanağında, saat 19:00 civarında ısrarla askeri güçlerin bir an önce olay yerine gelmelerinin istendiği anlatılıyor. Buna karşılık Tokat Emniyet Müdürlüğünden Çevik Kuvvet olmayan 20 polis ile Kayseri'den 31 polisin geldiği belirtilen raporda, Jandarma Alay Komutanlığının 20 kadar kuvvetin dışında hiçbir takviye alınamadığı vurgulanıyor. Dönemin Emniyet Müdürü Doğukan Öner'in de imzasının bulunduğu rapora göre, saat 19:50'de Atatürk Caddesi'ndeki PTT önüne kadar gelen askerler ise daha fazla ilerleyemedi.

Sivas katliamı davasında ne oldu?

Eylemlere 12-15 bin kişinin katıldığı polis raporuna yansıyan katliama ilişkin yargılananların sayısı 124'le sınırlı kaldı. Uzun süren yargılamalar sonucunda 33 sanık idam cezası, 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezalarına çarptırıldı. İdam cezasının kaldırılmasıyla birlikte 33 sanığın cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi. Katliam sanıklarının avukatlığını ise bugün AKP'de siyaset yapan birçok kişi üstlendi. Dava sürecinde aranan sanıkların evlendiği, askere gittiği, belediyede işe girdiği ortaya çıktı.

Arasında Cafer Erçakmak'ın bulunduğu firari beş sanığın davası ise 2012'de zamanaşımı nedeniyle düşürüldü. Mahkeme, katliamın insanlığa karşı suç olduğuna ilişkin müştekilerin talebini kabul etmedi.

Sivas davasının müşteki avukatları, 2014 yılında Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) hak ihlali başvurusunda bulundu. Ancak aradan 10 yıl geçmesine karşın AYM, halen Sivas katliamına ilişkin bireysel başvuruyu gündemine almadı.

Sivas katliamına ilişkin firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş hakkındaki dava ise geçen yıla kadar sürüyordu. Ancak Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 14 Eylül 2023 tarihinde 30 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın düşürülmesine karar verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise katliam hükümlülerinden Hayrettin Gül ile Ahmet Turan Kılıç'ın cezalarını affetmişti.

Katliamın tanığı Ali Balkız anlatıyor

Sivas katliamı sırasında Madımak Oteli'nde bulunanlardan biri de eski Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız'dı. Katliamın tanıklarından Balkız, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, "31 yıl önce yanan o Ateş bugün bütün Türkiye'yi sardı ve halen yanıyor" diyor. 

Alevi Bektaşi Federasyonu Eski Başkanı Ali Balkız
Alevi Bektaşi Federasyonu Eski Başkanı Ali BalkızFotoğraf: privat

 

Geçen 31 yılda adaletin sağlanmadığını söyleyen Balkız, Sivas'a "Sazlar çalınacak, kitaplar imzalanacak, şiirler okunacak. Bunu yapmaya gelen insanlar ne yapmış ki saldıracaklar? Saldırırlarsa devletin güvenlik kuvvetleri vardır" rahatlığı ile gidildiğini ifade ediyor. Otelde 6-7 saat mahsur kalan Balkız, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

"Biz o sırada Aziz Nesin'in koruması Mehmet Komiser'in telsizinden Vali ile Emniyet Müdürü'nün konuşmalarını dinliyorduk. Emniyet müdürü, valiye güç kullanmak istediğini bildirdi. Vali ise 'Ben Tugay ile konuştum, askerler birazdan orada olacak' dedi. Biz de heyecanlandık, askerler bizi kurtaracak diye. Gerçekten de askerler geldi, arabalardan indiler, ikiye ayrıldılar. Saldırganların bir kısmı otele taş atarken diğerleri askerleri çember içine aldı. 'Asker Bosna'ya' diye slogan attılar. Tugay komutanı, bu sırada biriyle konuştu, sonra askerlerini topladı, arabaya bindi ve gittiler. Bizi o canavarlarla yüz yüze bıraktılar."

Otelin önündekilerin karakol polisleri olduğunu ve herhangi bir müdahale bulunmadığını kaydeden Balkız, "Kayseri'den toplum polisi geldi. Otelin içine uzun boylu biri girdi. Biz kahvaltı salonuna çıkan basamaktayız. Mehmet Komiser'in yanına geldi. ‘Sen polis misin' diye sordu. Evet yanıtını alınca da ‘ne arıyorsun, bu Kızılbaş komünistleri korumak sana mı düşmüş' diyerek küfretti, gitti. Daha sonra içeriye birkaç polis girdi. ‘Polis var mı' diye sordu. ‘Yok' dedik. Gittiler. Daha sonra bir yüzbaşı geldi, 'asker var mı' diye sordu. 'Yok' dedik. Arkasından yangın başladı" diye konuştu.

Ankara'da Aziz Nesin'in telefonla aradığı dönemin Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'nün "Hiç merak etmeyin, sizi kurtaracağız" aktaran Ali Balkız, sözlerini "Bizi kimse bizi kurtarmaya gelmedi" diye sürdürdü. Katliamın arka planının aydınlatılmadığını söyleyen Balkız, "Adalet elbette sağlanmadı. Bu dava mahşere mi kaldı divana mı kaldı bilmiyoruz. Ama halen ailelerin vicdanı yanıyor, gözlerimizden de ışıklar eksik olmuyor" diye konuştu.

DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl ulaşabilirim?

Türkei DW Mitarbeiter Alican Uludağ
Alican Uludağ 2008'den bu yana gazetecilik yapan Alican Uludağ, yargı ve insan hakları gibi konulara odaklanıyor.alicanuludag