1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Serbest ticarette uzlaşma umudu zayıf

Karl Zawadzky29 Kasım 2007

Kalkınmakta olan ülkeler ile sanayi ülkeleri arasında yıllardır devam eden dünya ticaretinin serbestleştirilmesi tartışmasına aralık ayında Katar’da devam edilecek. Uzmanlar toplantıdan bir sonuç çıkmasını beklemiyor.

https://p.dw.com/p/CUpu
Dünya Ticaret Örgütü Başkanı Lamy, Doha görüşmelerinden sonuç alınacağına ihtimal vermiyor.
Dünya Ticaret Örgütü Başkanı Lamy, Doha görüşmelerinden sonuç alınacağına ihtimal vermiyor.Fotoğraf: AP

Dünya ticareti denilince, insanın aklına, aslında tüm ülkelerin daha serbest ticari ilişkiler içine girmesi geliyor. Ama dünya ticaretinin liberalleştirilmesinden, sanayisi gelişmiş ülkelerle, kalkınma eşiğinde bulunan ve kalkınmakta olan ülkelerle aynı şeyi anlamıyorlar. İşte bu yüzden dir ki, “Doha” turları diye de adlandırılan dünya ticaretinin liberalleştirilmesi görüşmeleri uzun yıllardan beri adeta yerinde sayıyor.

Sonuç ihtimali düşük

Katar’ın başkenti Doha’da bu Aralık ayında yapılması düşünülen toplantıdan somut bir sonuç çıkması bekleniyordu. Ne var ki Dünya Ticaret Örgütü Başkanı Pascal Lamy, bu yılki Doha görüşmelerinde, dünya çapında gümrüklerin ve ticari engellerin azaltılması yönünde bir sonuç alınacağına ihtimal vermiyor.

Cenevre’de yaptığı açıklamada Lamy, uzlaşmaya varmanın mümkün olduğunu, bunun da yeni yıl başında gerçekleşmesinin arzulandığını vurguluyor. Kalkınmakta olan ülkeler, sanayi ülkelerinin tarım piyasalarına daha fazla girmeyi isterken, sanayi ülkeleri de, endüstri ürünleri ve hizmetler konusunda gümrük engellemelerinden şikayetçi oluyorlar.

Merkel iyimser

“Doha” görüşmelerinde aylardan beri bir ilerleme kaydedilmemesine rağmen, Almanya Başbakanı Angela Merkel iyimserliğini koruyor: “Almanya, ta başından bu yana ısrarla Doha dünya ticaret görüşmelerinin başarıyla sonuçlanmasına çaba sarfetti. Ben, zamanın çok çok daralmış olmasına rağmen, hala görüşmelerden bir sonuç çıkacağını ümit ediyorum. Ama bu konuda tüm taraflar sorumluluk içinde olmalıdır. Bu da, dünyanın en yoksul ülkelerinin refahı doğrultusunda ticari engellerin azaltılması için daha fazla esneklik gösterilmesi, tavizler verilmesiyle mümkün olur.”

”Vaatler tutulsun”

2001 yılında Doha görüşmelerine start verildiğinde, Üçüncü Rünya ülkelerine, yani eşik ve kalkınmakta olan ülkelere, bir “kalkınma turu” vaadedilmişti. Bu, dünya ticaretinin daha fazla liberalleştirilmesinden bu ülkelerin daha fazla yararlanması anlamına geliyordu. İşte şimdilerde bu ülkeler bu sözün yerine getirilmesini istiyorlar. Avrupa ve Kuzey Amerika piyasalarına daha kolay girmeleri için olanak tanınmasını arzu ediyorlar.

Tarafların konumu

Buna karşılık sanayi ülkeleri de ticaret engellerinin kaldırılmasıyla endüstri ürünlerinin ve hizmetlerin bu ülkelerin piyasalarına daha fazla girmesini talep ediyorlar. Bu iki ana pozisyon, görüşmeleri güçleştiriyor. Bu arada, kalkınmakta olan ülkelerdeki küçük ve orta ölçekteki işletmeler için Dünya Bankası’nın verdiği ihracat kredileri de önem kazanıyor. Kredi hacmi yılda iki milyar dolara yükseltilmiş durumda.

Zoellick’in değerlendirmesi

Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick bu kunuda şunları söylüyor: “Bence bu tür krediler önemli, çünkü kalkınmakta olan ülkeler, piyasaların kendilerine daha fazla açılmasının yeterli olmadığını, kar yapmak istediklerini söylüyorlar. Yoksul bir ülkeyseniz ve ticaretinizi finanse etme imkanınız da yoksa, o takdirde belki satacak malınız olabilir ama, bunları piyasalara sevk edemezsiniz. Bu kredi sistemi ile, malların piyasaya girmesine katkıda bulunulmuş oluyor.”