1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Salman Rüşdi krizi büyüyor

Graham Lucas / DW, Ajanslar20 Haziran 2007

“Şeytan Ayetleri” adlı kitabıyla tanınan Salman Rüşdi’ye İngiltere’de şövalyelik ünvanı verilmesi protestolara neden oldu. İran ve Pakistan’dan diplomatik düzeyde İngiltere’ye tepkiler geliyor...

https://p.dw.com/p/Ayco
Salman Rüşdi hakkında Humeyni tarafından ölüm fetvası verilmişti.Fotoğraf: AP

İran, İslam dünyasında tepkiyle karşılanan "Şeytan Ayetleri" adlı kitabın yazarı Salman Rüşdi'ye "şövalye nişanı" verilmesini protesto için İngiltere'nin Tahran Büyükelçisini Dışişleri Bakanlığına çağırdı. İran kaynaklarında yer alan habere göre, görüşmede, Salman Rüşdi'ye şövalye unvanı verilmesinin "kışkırtıcı bir girişim" olduğu İngiliz yetkililere iletildi.

Dışişleri Bakanlığının Batı Avrupa ülkelerinden sorumlu Genel Müdürü İbrahim Rahimpur’un İngiliz yetkiliye "İngiltere'nin bu kuşkulu ve ölçüsüz adımı İslam'a karşı açık bir eylemdir" ifadesini kullandığı kaydedildi. İran, İngiltere yönetiminden "attığı adımı düzeltmesini" de istiyor. Pakistan da dün ülkedeki İngiliz yetkilileri Dışişleri Bakanlığı’na çağırarak uyarmıştı.

İran İslam devrimi lideri Ayetullah Humeyni’nin "Şeytan Ayetleri" kitabı nedeniyle 1989 yılında ölüm fetvası verdiği yazar Salman Rüşdi, İngiltere Kraliçesinin doğum günü dolayısıyla geçen hafta "şövalye nişanı" verilenler arasında yer almıştı. Buna tepki gösteren İranlılar ise Humeyni'nin Rüşdi hakkında verdiği ölüm fetvasını yerine getirene 150 bin dolar vereceklerini açıklamıştı.

Müslüman bir ailenin çocuğu

Peki eserleri ve açıklamaları ile ilgi odağı olmayı sürdüren Salman Rüşdi kim? Salman Rüşdi, bundan 60 yıl önce, Hindistan’ın Mumbai kentinde Müslüman bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Ancak lise öğrenimi için İngiltere’ye gitti ve ardından Cambridge Üniversitesi’nde okudu. Rüşdi’yi edebiyat dünyasına tanıtan, ikinci kitabı “Geceyarısı Çocukları” oldu. Büyük beğeni toplayan bu kitap, 1991 yılında prestijli Booker Ödülü’nü kazandı.

Hint asıllı İngiliz yazarın yaşamını değiştirecek kitap ise 1988 yılında basılan “Şeytan Ayetleri” oldu. Witbread Ödülü kazanan bu kitap, ilk başlarda, Hindistan’dan İngiltere’ye göç eden bir Müslüman’ın yaşamını başarılı bir şekilde betimlemesiyle büyük övgü topladı. Ancak kitapta Kuran’ın yazımı ve İslam dini konusunda yer verilen atıflar, bir çok Müslüman tarafından “hakaret” olarak görüldü.

Protestolar yayıldı

İngiltere’de başlayan protesto gösterileri, Ortadoğu’ya ve Asya’ya yayıldı. İran’ın dini lideri Ayetullah Humeyni, 1989 yılında Rüşdi hakkında ölüm fetvası yayımladı ve öldürülmesi için üç milyon dolar ödül koydu. Yazar, ölüm tehditleri karşısında uzun süre polis koruması altında ve gözlerden uzak bir yaşam sürdürmek zorunda kaldı. Ancak dünyanın önde gelen entelektüellerinin gösterdiği dayanışma ve Batılı ülkelerin desteği sonrasında, İran bu fetvayı tekrar gündeme getirmemeye başladı.

Şu anda New York’ta yaşayan yazar, yeni eserleri ve açıklamalarıyla tartışmaların odağında olmayı sürdürüyor. Rüşdi’nin son kitabı “Soytarı Şalimar” da, yoğun eleştiriler alan ve tartışmalar yaratan bir roman. Yazar bu kitabında Keşmir’e yoğunlaşıyor ve eşi Amerikalı bir diplomatla kaçtıktan sonra radikal İslamcı olan bir sirk artistinin hikayesini anlatıyor. Rüşdi kitabında hem Hindistan ordusunun Keşmir’de sivil halka olan baskısını, hem de Pakistan’ın radikal İslamcı grupların güçlenmesine göz yummasını eleştiriyor.

Salman Rüşdi’ye göre, radikal İslamcı grupların kendi yaşam tarzlarını empoze etmelerinin bir örneği, Keşmir’de kadınların katı şekilde örtünmek zorunda bırakılmaları. Yazar, böyle bir uygulamanın bölgenin kendi tarihi ve geleneklerinde yeri olmadığını görüşünde.

Rüşdi: Din özgür düşünceyi engelliyor

Rüşdi, sanat anlayışını ifade ederken çoğu kez, edebiyatın “kültürlerin barışçıl birlikteliğini” sağlaması gerektiğini söylüyor. Ancak yazar, İslam dünyasında bir çokları tarafından İslam dinine hakaret etmiş biri olarak görülmeye devam ediyor. Eserlerinde işlediği en önemli tema “din” olan Rüşdi, ölüm tehditlerine rağmen dine yönelik sert eleştirileri dile getirmekten çekinmiyor ve en büyük kaygısının, düşünce özgürlüğünün sınırlandırılması olduğunu söylüyor. Rüşdi, dinin insanların serbestçe düşünmesini engellediğini savunuyor.