1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sabra ve Şatilla katliamlarının 25. yıl dönümü

Peter Philipp, Ajanslar17 Eylül 2007

16 Eylül 1982’de, Filistin Kurtuluş Örgütü’nü Lübnan’dan sürmeyi amaçlayan İsrail’in destek verdiği, aşırı sağcı Hıristiyan milisler, Sabra ve Şatilla mülteci kamplarında yaklaşık 2 bin Filistinliyi katletti.

https://p.dw.com/p/Bgie
Sabra ve Şatilla'da yaşananlar, 20. yüzyılın en büyük katliamlarından biri.
Sabra ve Şatilla'da yaşananlar, 20. yüzyılın en büyük katliamlarından biri.Fotoğraf: AP

17 Eylül 2007, Ortadoğu’da yaşanan ve yakın tarihin en büyük katliamlarından biri olan Sabra ve Şatilla katliamlarının 25. yıl dönümü. 1982 yılında, Lübnan’da, Filistinli mültecilerin bulunduğ Sabra ve Şatilla kamplarında yaklaşık 2 bin Filistinli yaşlı, kadın ve çocuk mülteci, İsrail’in desteklediği, Falanjist olarak nitelenen Hıristiyan Lübnanlı milisler tarafından hunharca öldürüldü.

İsrail parlamentosu Knesset, Filistinli mültecilerin katledilmesinden sonraki oturumunda tarihinin en şiddetli tartışmalarına sahne oldu. Dönemin muhalefet lideri, İşçi Partisi Başkanı Şimon Peres, dönemin Başbakanı Menahem Begin ve Savunma Bakanı Ariel Şaron’u “Filistinli mültecilerin kampına teröristleri bulsunlar diye Hıristiyan Falanjistleri salmak hangi delinin fikriydi?” sözleriyle açıkca suçladı.

İsrail’de bu tartışmalar sürerken katliamın boyutunu ortaya koyan görüntüler de bütün dünya televizyonlarında yayınlandı. Resmi rakamlar 800 kişinin hunharca katledildiği belirtse de 2 bin kişinin öldüğü tahmin ediliyor. Hatta Filistin Kurtuluş Örgütü’ne göre ölenlerin sayısı 3 bini aşıyor.

İsrail Beyrut’un batısını işgal etti

Lübnan Devlet Başkanı Cemayel 14 Eylül 1982'de Beyrut'ta öldürüldü.
Lübnan Devlet Başkanı Cemayel 14 Eylül 1982'de Beyrut'ta öldürüldü.Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Öncesinde, 6 Haziran 1982 tarihinde İsrail Lübnan’a girmişti. Amacı Filistin Kurtuluş Örgütü’nü bölgeden sürmekti. Ağustos ayında ise Lübnan’da Falanjistlerin kurucusu Piyer Cemayel’in oğlu Beşir Cemayel devlet başkanlığına seçilmiş, görevine başlarken Lübnan’da yaşanan çatışmalara son verilmesini söyleyip, uzlaşma ve barış mesajları yayınlamıştı.

Beşir Cemayel’in devlet başkanı seçilmesinden kısa süre sonra da ABD’li müzakereci Philip Habib’in aracılığı ile Filistin Kurtuluş Örgütü ile anlaşmaya varıldı ve örgüt Beyrut’un batısından çekilmeyi kabul etti, 1 Eylül’de de kenti boşalttı. Bu durumda misyonunu tamamladığını düşünen Amerikan, İngiliz, Fransız ve İtalyan askerlerden oluşan uluslararası güç de Beyrut’u terk etti.

14 Eylül tarihinde ise Beyrut şiddetli bir patlama ile sarsıldı: Devlet Başkanı Beşir Cemayel bombalı bir saldırıya kurban gitti.

Patlamadan sonra Beyrut’un batısını işgal eden İsrail Savunma Bakanı Ariel Şaron, Beyrut havalimanı ile kent merkezi arasındaki Filistin mülteci kamplarında Filistin Kurtuluş Örgütü üyelerinin gizlendiğini ileri sürdü. Filistinlilerin ezeli düşmanı Hıristiyan Falanjist milisler ile ittifak kurup, onları sözde Filistinli teröristlerin gizlendiği mülteci kamplarına yönlendirdi. Filistinli gruplarla yıllardır çatışma içinde Falanjist milisler, sivillerin kaldığı Sabra ve Şatilla kamplarını bastı.

Çok sayıda çocuk öldürüldü

İsrail Savunma Bakanı Şaron’un, “profesyonel askerler” diye nitelediği Falanjistler, yıllardır biriktirdikleri öfke ve kini Sabra ve Şatilla kamplarında karşılarına çıkan sivillere kustu. Kampta kalan kadın ve çocuklar ile yaşıları barakalarından çıkarıp kurşuna dizdiler. Kaçmayı başaran bir kaç Filistinli ise kampın etrafını saran İsrail ordusu tarafından geri, yani ölüme gönderildi.

Filistin kamplarındaki katliamlardan Şaron’un 17 Eylül akşamı haberdar olduğu ve bunun üzerine Falanjistlerin çekilmesi emrini verdiği iddia ediliyor. Dönemin İsrail Başbakanı Menahem Begin’in ise 18 Eylül’de olaydan haberdar olduğu ve ilk tepkisinin “Lübnan’da olur böyle şeyler” olduğu belirtiliyor. İsrail kabinesi kendisine yönelik suçlamaları reddederken, sonraki dönemde başbakan olacak, muhalif politikacı İzak Rabin hükümetin istifasını istedi. Benin ise olaylardan ancak bir yıl sonra istifa etti.

Sonradan başbakan olan dönemin İsrail Savunma Bakanı Şaron uzun süredir komada.
Sonradan başbakan olan dönemin İsrail Savunma Bakanı Şaron uzun süredir komada.Fotoğraf: AP

Kurulan özel bir komisyonun, İsrail ordusunu suçlu bulunca Savunma Bakanı Ariel Şaron da istifa etti. Siyasete biraz ara verkdikten sonra güçlenerek döndü ve sonrasında da başbakan oldu. İsrailli bir komisyon tarafından soruşturma yürütülen ve 2001'de başbakan olduğu dönemde Belçika'da başlatılan adli süreç sırasında endişeli günler geçiren Ariel Şaron ise Ocak 2006'den beri derin bir komada bulunuyor.

Sabra ve Şatilla katliamlarını gerçekleştiren Falanjistlerin elebaşı Elias Hubeyka, önce mültecilerden sorumlu bakan oldu, 2002 yılında ise bir suikaste kurban gitti.

Hafızalarda izler silinmedi

Lübnan'da Sabra ve Şatilla'daki kamplarda ailelerinin katledilmesine tanık olan çocuklar, 25 yıl sonra katliamın izlerini hafızalarından silebilmiş değil. Kamplardaki katliamların izleri sokaklardan silinmiş ama, kurtulanlar 16 Eylül 1982 gecesi yaşananları en ince ayrıntısına kadar hatırlıyor.

Naval Ebu Rudeyna, yaşananları anlatırken, "Altı yaşındaydım. İsrailliler havayı aydınlatan fişekler attı. Ortalık gündüz gibi aydınlıktı. Bir Lübnanlı kadın milislerin hepimizi öldürmeye geldiğini haber verdi. Babam ona 'sus çocukları korkutuyorsun' dedi ama o ısrar etti. Çığlıklar ve 'siz teröristsiniz, sizi yok edeceğiz' diyen sesler duyduk" dedi.

Katliamda aralarında babası, karnı deşilerek bebeği karnından çıkarılan hamile ablasının bulunduğu 16 akrabasını kaybeden Naval Ebu Rudeyna, "Uyuşturucu almışlardı, yerde şırıngalar görülüyordu. Her adım attığımızda cesetlerin üzerine basıyor ve her seferinde ya bir komşu ya da bir akraba görüyorduk" diye konuştu.

Katledilenlerin çoğu, üzerinde bugün tavukların gezindiği ve zaman zaman çiçek demetleri görülen toplu mezarlarda yatıyor. Anma törenleri ise uluslararası örgütlerin heyetlerinin katılımıyla bu hafta yapılıyor.

32 yaşındaki Mahmud El Saka, "Rastgele insanları öldürdüler, bebek yaştaki çocukları bile. Erkekleri bir duvarın önüne sıralayıp kurşuna diziyorlardı. İsrail tarafından kurulan Saad Haddad milisinden iki adam sabah kapımızı çaldı, hepimizi çıplak ayaklarla dışarı çıkarttı, sokaklar ceset doluydu. Çukurların yanına gelince kadınları, erkekleri ve çocukları ayırdılar, kadınları zılgıt çekmeye zorladılar. Bizi bıraktılar, çığlıklar duyduk, sonra hiç... Babam ve amcamı hiç bulamadık" dedi.

İsrailli liderleri suçluyorlar

Falanjistlerin elebaşı Hubeyka, 2002'de bir suikaste kurban gitti.
Falanjistlerin elebaşı Hubeyka 2002'de bir suikaste kurban gitti.Fotoğraf: AP

Kurtulanlara göre, dönemin Savunma Bakanı Ariel Şaron yetkisindeki İsrail ordusu ve aşırı sağcı Hıristiyan Falanjist milis grubu Lübnan Güçleri’nin lideri Elias Hubeyka, bu milislerin yaptıklarının sorumluluğunu paylaşıyor.

Katliamda 14 yaşında olan Beriya, "Bize İsraillilerin sivillere bir şey yapmadığı söylendi ama biz kendi gözlerimizle gördük. Milisler bizi canlı canlı gömmek için bir çukura indirdi. Son dakikada bir İsrailli subay geldi ve milislere kadınlarla çocukları bırakmalarını emretti. Bizi almaya gelenler Lübnan Güçlerinin üniformasını giymişti ama emri veren Şaron'du. Şaron'u ve Lübnan Güçlerini suçluyoruz" diye konuştu.

Lübnan'da çalışma ve oturma koşulları kesin kurallara bağlı olarak yaşayan, katliamdan kurtulanlar, suç mahallinde yaşamaya mahkum edilmişler ve günün birinde adaletin tecelli edeceğine inanıyorlar.