Saakaşvili sözünü tutmadı

Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili atılganlığı, duygusallığı ve sertliği ile tanınıyor. Selefi Edvard Şevardnadze döneminde Adalet Bakanı olarak görev yapan Saakaşvili, bununla yetinmemiş, yükselmeyi aklına koymuştu. Saakaşvili, 2003 yılında "Gül Devrimi" olarak adlandırılan protestoların ardından iktidara geldi. Eski Devlet Başkanı Şevardnadze’ye karşı düzenlenen ve özellikle Gürcü gençlerin katıldığı günler süren gösterilerin ardından, elinde bir gül ile parlamentoya gelen Saakaşvili ülkenin yönetimini üstlendi. Ona destek veren birçok kişi, daha sonraki dönemde çoğunlukla kişisel anlaşmazlıklar yüzünden Saakaşvili ile yollarını ayırdı.

Saakaşvili başarılarını anlatmayı seviyordu

Sevenleri tarafından kısaca "Mişa" olarak da adlandırılan 40 yaşındaki Saakaşvili'nin, iktidarı döneminde elde edilen başarıları anlatmak için, gece saat 11’de gazetecileri röportaj için davet ettiği de oldu. Saakaşvili verdiği röportajlardan birinde, rüşvete karşı verdikleri mücadeleyi şu sözlerle anlatıyordu: "Kimse, Gürcü polisinin rüşvet almayacağına inanmadı. Geçen yıllarda, vatandaşlar attıkları her adım için polisin rüşvet isteyeceğini tahmin ederlerdi. Bu geçmişte kaldı. Biz rüşvete sadece iki ay içinde son verdik."

Hedefi Gürcistan'ı AB ve NATO'ya katmaktı

Saakaşvili, İngilizce’yi 90’lı yılların ortalarında hukuk öğrenimi gördüğü ve ardından bir avukatın bürosunda çalıştığı Amerika Birleşik Devletleri’nde öğrendi. Gürcistan Devlet Başkanı olarak iki büyük hedefi vardı: İlk hedefi, Kafkasya’da yer alan ülkesini Avrupa Birliği ve NATO’ya üye yapmak. Saakaşvili verdiği bir demeçte, hedefini şu şekilde dile getirmişti: "Her Gürcü, Avrupalı olduğunu söyler. Bunun başka bir seçeneği de yok. Eğer, bir dönem daha iktidarda kalırsam, bu (istek) benim Devlet Başkanlığım döneminde gerçekleşecektir."

Güney Osetyalı çocuklara verdiği sözü tutmadı

Ancak, Saakaşvili yönetim tarzı ve seçimlerdeki yolsuzluk iddiaları yüzünden Batı’da eksi puan aldı. Geçen Kasım ayında Tiflis’te düzenlenen protesto gösterilerine sert tepkisi ve bağımsız bir televizyon kanalını kapattırması da, Batı’da eleştirilere yol açtı.

Saakaşvili’nin ikinci büyük hedefi ise Güney Osetya ile Abhazya’yı tekrar denetimine almak oldu. Gürcü lider, her defasında bu hedefini barışçı yollarla gerçekleştirmek istediğini vurguladı. Saakaşvili 2005 yılında bir Alman radyosuna verdiği demeçte, Güney Osetya’dan çocuklarla buluşmasını anlatıyordu. "Adım adım birbirimize yaklaşmak zorundayız. Bu çocuklar hiçbir zaman tekrar bizim düşmanımız olmayacak. Çok etkilenmişlerdi. Bu çocukları gördükten sonra, ben de onlara ateş açılması emrini hiçbir zaman vermeyeceğim. Zira, bu onların acı çekmesine yol açabilir."

Ancak, Saakaşvili, birliklerini Güney Osetya’nın başkenti Şinvali’ye göndererek, verdiği sözü tutmadı.