1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Pekin Olimpiyatları'nı boykot tartışması

Gui Hao19 Mart 2008

Çin güvenlik güçlerinin Tibetli göstericilere son derece sert müdahalede bulunması, 8 Ağustos’ta başlayacak olan Pekin’deki 2008 Yaz Olimpiyatları’nın boykot edilme ihtimaliyle ilgili tartışmaları da gündeme taşıdı.

https://p.dw.com/p/DQo2
Tibet'te meydana gelen olaylar Pekin Olimpiyatları'na boykotu gündeme getirdi
Tibet'te meydana gelen olaylar Pekin Olimpiyatları'na boykotu gündeme getirdiFotoğraf: AP

Tibet’in merkezi Lasa’da komünist yönetimi protesto amacıyla düzenlenen barışçı gösterinin kanla bastırılması boykot çağrılarının artmasına yol açtı. Soğuk Savaş döneminde Doğu ile Batılı blokların klasik siyasi metodları arasında yer alan ‘boykot’ formülünün günümüzde uygun bir baskı aracı olmadığı görülüyor.

Baskı aracı

ABD’nin girişimi üzerine, 1980 Moskova Olimpiyatlarına, aralarında Almanya’nın da bulunduğu 30 ülke katılmamıştı. Boykotun nedeni bir yıl önce Afganistan’ın Sovyetler Birliği tarafından işgal edilmiş olmasıydı. Dört yıl sonra da ABD’nin ev sahipliğini yaptığı Los Angeles Olimpiyatları 14 Doğu Bloku ülkesi tarafından boykot edilmişti. Ancak boykotun artık küreselleşen dünyamızın şartlarına uymadığı görülüyor. Uluslararası Olimpiyat Komitesi Asbaşkanı Thomas Bach sporun siyasete alet edilmemesi gerektiğini söylüyor: “BM Genel sekreterlerinin, ABD Başkanları’nın ve Almanya Başbakanları’nın nesillerdir çözemediği dünya meselelerinin, hiçbir siyasi yaptırım gücü olmayan Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından çözülmesi beklenemez.”

Olympiaausstellung in Peking
Fotoğraf: AP
BdT: China und die Olympiade 2008 in Peking
Fotoğraf: AP

Ama olimpiyatlar siyasi özelliğini koruyor. Boykot tartışması 1936 Berlin Olimpiyatlarından önce de gündeme gelmişti. Nasyonal-Sosyalistlerin iktidara gelmesinden sonra, Almanya’nın olimpiyat ruhuna uygun davranacağından kuşku duyulmuş ve Nazi Almanyası’ndan din ve ırk farkı gözetmeksizin bütün sporculara fırsat eşitliği tanınması talep edilmişti. Nazi yönetimi boykotu son anda önleyebilmiş ama olimpik değerlere Almanya’nın ne kadar önem verdiği çok geçmeden anlaşılmıştı. Tibet yüzünden itibar kaybına uğrayan Çin de gerçek yüzünü perdelemeye çalışıyor. Münih Teknik Üniversitesi Sosyoloji Profesörlerinden Kurt Weis bunun sorun yaratabileceği görüşünde: “1936 olimpiyatlarından önce Yahudi aleyhtarlığını dünya kamuoyunun gözünden kaçırmak için tahriklere ara verilmiş, yahudi düşmanı afişler sökülmüştü. Ama bütün bunlarn kısa bir süre için yapılmıştı. Siyasetin, ekonominin ve askerin yapamadığını spordan beklemek, ne kadar yerinde olursa olsun, bence saflıktır.”

Vicdan meselesi

China Olympiade 2008
Fotoğraf: AP

1988 Seul Olimpiyatları, bu büyük organizasyonun bir ülkenin siyasi bakımdan dışa açılmasına vesile olabildiğini göstermişti. Olimpiyatlar iç politikanın liberalleşmesine ve o tarihe kadar sadece Komünist Kuzey Kore’yi tanıyan devletlerin Seul ile diplomatik ilişki kurmasına yaramıştı. Ancak olimpiyatların ilk planda büyük bir spor müsabakası ve madalya mücadelesi olduğu da unutulmamalı. Uzun yıllar Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyeliği yapan şampiyon kürekçi Roland Baar, siyasi olayların sporcuları vicdan muhasebesine zorladığını belirtiyor: “Boykot çağrılarını anlayışla karşılıyorum. Ben de, sporcu olduğum kadar insanım da. Sporcu kişiliğim, bunca yıl hazırlandım, müsabakalara katılmak ve gücümü göstermek isterim, diyor. Vicdanım da, olanlara seyirci kalınmamalı, diyor. Ama tarih, boykotun hiç bir şey kazandırmadığını göstermiştir.”

Almanya hükümeti ve Milli Olimpiyat Komitesi de Pekin Olimpiyatları’nın boykot edilmesine karşı olduklarını duyurmuşlardı.