1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Paris ve Washington İran’a baskıyı artırıyor

Ajanslar21 Eylül 2007

ABD'yi ziyaret eden Fransa Dışişleri Bakanı Kouchner ve Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, Tahran'ın nükleer programı konusundaki sert tutumlarını sürdürürken, ABD Başkanı Bush Paris yönetimine destek verdi.

https://p.dw.com/p/BiFc
Tahran'a karşı giderek sertleşen Fransa, bu konuda ABD ile ittifak halinde.
Tahran'a karşı giderek sertleşen Fransa, bu konuda ABD ile ittifak halinde.

ABD ve Fransa nükleer programıyla ilgili olarak İran’a baskıyı artırıyor. Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, İran’ın nükleer programı konusunda katı tutumundan Washington ziyareti sırasında da vazgeçmedi ve askeri nükleer kapasiteye sahip bir İran’ın kabul edilemez olduğunu söyledi. ABD Başkanı George Bush da İran’a baskıyı sürdüreceklerini vurguladı.

İran’a sertleştirilmiş yaptırımların görüşüleceği BM Güvenlik Konseyi toplantısının hemen öncesinde ABD ve Fransa baskının dozunu artırdı. Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner’in Pazar günü, Tahran ile anlaşmazlığın sürmesi durumunda dünyanın en kötü ihtimalle bir savaşa hazır olması gerektiğini söylemesi ortalığı karıştırmıştı.

Kouchner uluslararası tepkilerin ardından açıklama yapmak zorunda kaldı: “En kötüsüne hazır olmalıyız demek istedim. Nedir en kötüsü? Savaştır. Ben en kötüsünü değil, en iyisini istiyorum… Hazırlıklı olmalıyız. Bu savaş hazırlığı yapmak değil, gerilime, tartışmaya, pekçok soruna hazırlıklı olmak demek.“ Fransa Dışişleri Bakanı Washington’da Kongre üyeleri ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada müzakere ve yaptırımları askeri çözüme tercih ettiğini de belirtti.

Sarkozy ’savaş’ demedi

Bu arada İran resmi radyosu İRİB, Kouchner’nin İran’ın başmüzakerecisi Ali Laricani’yi telefonla arayarak demeciyle ilgili açıklamada bulunduğunu bildirdi. Radyonun haberine göre Kouchner, sözlerinin basındaki yansımasından üzüntü duyduğunu belirtti ve yanlış anlamaları gidermek üzere Tahran’ı ziyaret etme isteğini dile getirdi.

Kouchner’nin ardından Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy dün gece televizyonda yaptığı konuşmada İran’a karşı katı tutumunu yineledi ve İran’ı doğrudan nükleer silah sahibi olmaya çalışmakla suçladı. Sarkozy, Dışişleri Bakanı Kouchner’nin aksine ’savaş’ kelimesini kullanmaktan kaçındı, Fransa’nın savaş istemediğini ve diplomatik bir atak gerektiğini söyledi.

Sarkozy, “Tahran’ın nükleer silah edinmeye çalışması kabul edilemez. Şimdiye kadar uygulanan yaptırımlar yetmiyorsa yaptırımların sertleştirilmesi gerekir. İran’ı projesinden vazgeçmeye nasıl ikna edeceğiz? Uluslararası topluluğun Kuzey Kore’yi, Libya’yı ikna ettiği gibi. Tartışmayla, diyalogla ve yaptırımlarla“ dedi.

Fransa-ABD ittifakı

ABD Başkanı George Bush’tan da benzer bir açıklama geldi. Bush İran’ın nükleer programı konusunda barışçı bir çözüm istediklerini, diplomatik yollarla İran’ı nükleer planlarından caydırma beklentisinin değişmediğini kaydetti ve ekledi: "Baskıyı sürdüreceğiz. Amaç, tabii ki sorunu barışçı yoldan çözmektir."

Siyasi gözlemciler, Fransa eski Cumhurbaşkanı Jacques Chirac döneminde özellikle de Irak konusu yüzünden araları açılan Fransa ile ABD'nin yeniden yakınlaştığına işaret ediyor.

Fransa’da Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin göreve gelmesinin ardından dış politikada ABD’ye yakınlaşması Almanya’da nasıl karşılanıyor? Almanya savaş çanları çalınması yerine zeki bir diplomasi yürütülmesinden yana.

Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu üyesi ve parlamentodaki en büyük grup olan Avrupa Halk Partisi üyesi Elmar Brok, İran’a karşı söylemin sertleştirilmesinin mantıklı olduğunu belirtiyor, ancak yaptırımların sertleştirilmesini reddediyor. Brok “Daha dün Paris’teydim, temaslarda bulundum. Uluslararası topluluğun bir arada tek ses olması onlar için de önemli. Bazen tek bir üyenin çıkıp belirli bir söylemde bulunması, bütünün ilerleyebilmesi açısından doğrudur. Ama temelde ve sonuç itibariyle Fransa ve Almanya’nın birbirinden çok uzaklaşacağını düşünmüyorum” diye konuştu.

İran’a karşı sertleştirilmiş yaptırımlar içeren yeni bir karar tasarısı BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Almanya’nın katıldığı toplantıda tartışılacak.

İran’a enerji yatırımlarına tepki

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı, aralarında Türkiye'nin de yer aldığı ülkelerin, enerji konusunda İran'da yeni yatırımlara girişmemeleri gerektiği yönündeki görüşünü yineledi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tom Casey, ortaklarından İran'ın nükleer faaliyetine ilişkin olarak BM Güvenlik Konseyi kararlarına uyması yönünde Tahran'ı ikna etmeye çalışmalarını beklediğini ve bu ortaklara Türkiye'nin de dahil olduğunu söyledi.

Casey, ''diplomasinin etkili olabilmesi için bütün ülkelerin bu çabayı desteklemelerinin yararlı olduğunu düşünüyoruz ve bunda Türkiye bir istisna değil'' dedi. Sözcü Casey, bu çerçevede, İran'ın petrol ve doğal gaz sektörlerine yeni yatırımlarda bulunulması için zamanın uygun olmadığı yönündeki Amerikan görüşünü yineledi.

Casey, Türkiye'nin, Temmuz'da İran ile doğal gaz işbirliği konusunda bir ön anlaşma imzaladığını, ancak bunun nihai bir anlaşmaya dönüşmediğini, dolayısıyla da bu konuda önemli bir yeni yatırımdan bahsedilemeyeceğini belirtti.

Nükleer enerji programı yüzünden İran'a karşı giderek sertleşen Fransa da Avrupa ülkelerin, şirketlerine, Tahran'da daha az yatırım yapmalarınını tavsiye etmesini istedi.

Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Sözcüsü David Martinon, BM Güvenlik Konseyi'nde İran'a karşı alınabilecek müeyyide kararının zaman alabileceğini belirterek, daha önce Avrupalı şirketlere bu yönde bir çağrı yapılmasının düşünüldüğünü ifade etti.

AB devletlerinin, en azından İran'da yeni pazar arayışlarına ara vermelerini istenebileceğini söyleyen Martinon, bunu şu anda isteyen tek ülkenin de Fransa olmadığını sözlerine ekledi.