1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Pakistan’ın tek umudu

Thomas Bärthlein26 Ağustos 2008

Pakistan’daki gelişmelerin bölgedeki istikrarsızlığı daha da tırmandırmasından endişe ediliyor. Deutsche Welle editörlerinden Thomas Bärthlein, Pakistan’daki hükümet krizinin muhtemel sonuçlarını değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/F5Om
Thomas Bärthlein
Thomas Bärthlein

Pakistan’da demokratlar koalisyonu, en büyük siyasi hasmını görevinden uzaklaştırıncaya kadar tahammül edebildi. Pervez Müşerref’in istifasından tam bir hafta sonra, Navaz Şerif, Pakistan Halk Partisi’nin başı çektiği koalisyon hükümetinden partisini çekme kararı aldı. Bu karar belki hükümetin kısa vadede düşürülmesini gündeme getirmeyecektir. Ama Pakistan’da uzun vadedeki demokrasi süreci açısından ağır bir geri adım anlamına geliyor. Bu noktaya gelinmesinde Navaz Şerif’in suçu yok; o, koalisyonu kurtarmak için elenden geleni yaptı. Ama Pakistan Halk Partisi lideri Asıf Zerdari, takındığı tavırla tahammül sınırını aştı.

Koalisyon içindeki temel anlaşmazlık, eski Devlet Başkanı Müşerref’in görevlerinden azlettiği yargıçları koalisyon hükümetinin yeniden göreve ataması konusunda başgösterdi. Koalisyon hükümetini oluşturan diğer partiler koalisyon sözleşmesinde bu konuda görüş birliği sergilerken, Pakistan Halk Partisi bu kararı uygulamaya koymaktan hep kaçındı.


Müşerref’in yerini kim alacak?

Koalisyon içindeki ikinci ciddi görüş ayrılığı ise, Müşerref’in selefinin kim olacağı sorusu ile ilgili. Zerdari’nin kendisi devlet başkanı olma arzusunda. Ve Zerdari da bir zamanlar Müşerref’in sahip olduğu, parlamentoyu dağıtma gibi özel yetkilerden feragat etmek istemiyor.

Zerdari’nin hükümette son gelişmeler nediniyle zor düşmesi pek beklenmiyor. Parlamentoda bu hükümeti destekleyecek olan, rüzgarın geldiği yöne göre tavır alan birçok politikacı var. Aralarında Müşerref yandaşlarının da bulunduğu bu politikacıların 6 Eylül’de Zerdari’yi devlet başkanlığına seçmesi olası. Ne var ki, tüm bunlar Pakistan’ın siyaseten sükunete kavuşmasını sağlayamayacaktır. Ülkede acilen ihtiyacı duyulan yeni demokratik bir başlangıç, bu değildir. Zerdari hakkında ayrıca yolsuzluk iddiaları bulunmakta. Zerdari bağımsız yargının yeniden göreve yerleştirilmesini önlüyorsa, parlamentoyu dağıtma gibi önemli bir yetkiyi sahiplenmek istiyorsa, o zaman birçokları Zerdari’nin Müşerref’ten ne farkı kaldığını haklı olarak kendilerine soracaktır.


Pakistan’ın tek umudu

Bu durumda siyasi mücadele önümüzdeki günlerde yeniden sokağa dökülecektir. Avukatlar yeni protesto gösterileri düzenleyecekler, Navaz Şerif’in partisi, diğer politikacılar ve sivil toplum örgütleri de bu gösterilere dahil olacaklar.

Hükümetin acilen ele alması gereken konular ise yarı yolda kalacak. Bunlar arasında ülkedeki güvenlik durumu, Taliban’ın tehditleri, fiyat artışları ve elektrik kesintileriyle halk için dramatik boyutlara ulaşan ekonomik kriz gibi konular bulunuyor.

Tek umut, sokağın ve kamuoyunun da baskısıyla Pakistan Halk Partisi’nin ülkede tam demokratikleşme sürecine, bağımsız yargı yoluna geri dönmesidir. Eğer Asıf Zerdari, Pakistan’da 90’lı yıllarda yapıldığı gibi siyasi partileri bölüp, parçalayabileceğini hesaplıyorsa, bu safçadır, ayrıca tehlikelidir. Çünkü Pakistan’ın tarihinde bunun askeri darbelere sıkça yolaçtığı yaşanmıştır.