1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Mehmet Ali Talat’tan İngiltere’ye suçlama

Deutsche Welle, ajanslar25 Temmuz 2008

Kuzey Kıbrıs lideri Mehmet Ali Talat, Kıbrıs'ta garantörlük görevini yerine getiren tek ülkenin Türkiye olduğunu, İngiltere'nin ise Kıbrıslı Rumların taraftarı haline geldiğini söyledi.

https://p.dw.com/p/EjkE
Talat, bölücü olmadıklarını, Ada'yı birleştirmeyi hedeflediklerini söylüyor
Talat, bölücü olmadıklarını, Ada'yı birleştirmeyi hedeflediklerini söylüyorFotoğraf: AP

Mehmet Ali Talat, Rus "Gazeta" gazetesine verdiği demeçte, Kıbrıs sorunuyla ilgili son gelişmeleri ve Türk tarafının tutumunu değerlendirdi.


Talat, Kuzey Kıbrıs’ın 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın "adanın birleştirilmesi için hiçbir şey yapmadığını, kendisinin bu konuda neler yaptığı" yolundaki soruya, "Önceki Cumhurbaşkanı, Kıbrıs'ın birleştirilmesine karşıydı. Ben ise birleştirilmesi taraftarıyım" yanıtını verdi.


Kıbrıslı Rumların adanın tamamını yeniden ele geçirme yönünde emeli olmaması halinde, birleşmede olumsuz bir yön görmediğini ifade eden Talat, "Bu yönde bir endişemiz var. Ancak böyle bir şeyin gerçekleşmemesini ümit ediyorum. Birleşme hem ekonomik, hem siyasi, hem de askeri açıdan yararlar sağlayacak" dedi.

"İzolasyon"

Talat, Kıbrıs'taki son Zafer Bayramıyla ilgili izlenimlerinin sorulması üzerine şunları kaydetti: "Türk Ordusu, Temmuz 1974'te adaya yerleşti. O dönemde ben Ankara'da üniversite son sınıf öğrencisiydim. Annem yanımdaydı. Operasyon başladığı andan itibaren biz geri dönüş için yollar aramaya başladık. Çünkü ailem ve dostlarım Kıbrıs'taydı. Tüm arkadaşlarım askere gitti. Ben de gitmek istedim. Sonunda amacımıza ulaştık. Temmuz ayının sonunda askeri bir gemiyle Kıbrıs'a ulaştık. O dönemde Kıbrıslı birçok Türk adaya dönmek istiyordu. İngiltere'de yaşayan birçok Kıbrıslı Türkün vatana geri dönmek istediğini hatırlıyorum. Herkes mutluydu, çünkü sonunda özgürlüğümüze kavuşmuştuk. Ancak son yıllardaki uluslararası izolasyon sonucu birçok Kıbrıslı Türk adayı terk etmeye başladı."

"İngiltere Rumların taraftarı haline geldi"

İngiltere'nin eski sömürgesi Kıbrıs'taki rolünün ne olduğu yolundaki bir soru üzerine de Talat, İngiltere'nin de tüm devletler gibi adanın güney kısmında yaşayan Rumları Kıbrıs'ın tamamını yöneten iktidar gibi gördüğünü söyledi.


İngiltere'nin garantör devletlerden biri olduğunu anımsatan Talat, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Ancak İngiltere, 1963 yılından beri garantörlük sorumluluklarını yerine getirmedi. Garantörlük sorumluluklarını sadece Türkiye yerine getiriyor. İngiltere ise Kıbrıs Rumlarının taraftarı pozisyonuna geldi. Bundan dolayı sorunun çözümünde olumsuz rol oynadı. İngiltere'nin çabaları, burada kendi askeri üslerini korunmaya yönelik."


Talat, ambargodan sonra Kuzey Kıbrıs’a hangi ülkelerin yardımcı olduğuna dair bir soru üzerine de, "Türkiye bize herkesten fazla yardımcı oluyor. Diğer ülkelerden bize doğrudan yardımlar yapılmıyor. Bu anlamda ABD ve İngiltere, Kıbrıslı Türklere karşı daha dürüst davranıyor" dedi.

"Türkiye'den alınan yardım 300 milyon dolar civarında"

Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs ekonomisine yardımıyla ilgili bir soru üzerine de Talat, "Kesin rakamları tam olarak bilmiyorum. Ancak Türkiye'den aldığımız yardım, 300 milyon dolara yakın. Bu da bütçenin yüzde 30'unu oluşturuyor" karşılığını verdi.


Ambargoların Kuzey Kıbrıs ekonomisine yabancı yatırımın önündeki en büyük engeli oluşturduğuna dikkati çeken Talat, "Ancak yatırımcılar bize buna rağmen gelmeye devam ediyor. Elbette başta Türkiye olmak üzere, İsrail, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerden yatırımcılar geliyorum" diye konuştu.


Talat, bir soru üzerine, Kuzey Kıbrıs’ın 1983 yılında ilk kuruluşunda devlet modeli olarak Türkiye'yi örnek aldığını, ancak Kuzey Kıbrıs Anayasasında kendine has bazı özelliklerin de bulunduğunu söyledi.

"İnsan hakları bizde daha ileri seviyede"

Türkiye'den farklı olarak Kuzey Kıbrıs'ın kendine has ne tip özellikleri olduğuna dair soruya da Talat şu yanıtı verdi: "Şu anda sorduğunuz soruyu daha önce düşünmedim. Ancak şunu söyleyebilirim: Bizde insan hakları daha fazla gelişmiştir. İnsan hakları, özgürlüğü bizde daha yüksek seviyededir. Örneğin parti kurmak için sadece bir dilekçe verilmesi yeterlidir. Mahkemelerimiz bağımsızdır. Bizde Adalet Bakanlığı yoktur. Bu da Türkiye'den farklı bir özelliktir. Başka farklı özellikler de var. Örneğin Türkiye'de cumhurbaşkanı parlamento tarafından seçilirken, biz de halk oyuyla seçiliyor."

"Ekonominin lokomotifi turizm ve üniversiteler"

Kuzey Kıbrıs’ın ekonomisiyle ilgili bir soru üzerine Talat, sanayinin fazla gelişmemiş durumda olduğunu belirterek şunları kaydetti: "Yeterli su olmayan yerde tarımın gelişmesi de mümkün olmuyor. Ancak nüfusun yüzde 20'sinden fazlası tarım ekonomisinde çalışıyor. Ülke ekonomisinin başlıca lokomotifleri, turizm ve yüksek öğrenim kurumlarıdır. Bizim 6 üniversitemizde 40 binden fazla öğrenci öğrenim görüyor. Çok sayıda yabancı öğrenci üniversitelerimizde öğrenim görüyor. Bu öğrenciler, her yıl 9 ay boyunca bizim turistlerimiz oluyor. Diplomalarımız her yerde tanınıyor. Mezunlarımız ABD, İngiltere gibi ülkelerde öğrenime devam ediyor ve hiçbir sorunla karşılaşmıyor."

"Ambargo kalkarsa gidenlerin büyük bölümü döner"

Talat, ambargonun kaldırılması halinde Kıbrıs'tan ayılan Türklerin geri dönüp dönmeyeceği sorusu üzerine, "Evet, bence birçoğu vatanlarına geri dönecek. Ancak mesela nükleer enerji mühendisleri adaya geri dönmeyip Rusya'ya gidecek (gülerek)" diye konuştu.


Uluslararası normlara göre yaşamak ve tüm dünya tarafından kabul edilen bir ülke olmak istediklerinden uluslararası yasalarla ciddi sorunları bulunduğunu belirten Talat şunları söyledi: "Uluslararası yasalara uygun yaşamak istemeseydik, her şey daha iyi olurdu. Ancak biz bu yasalara göre yaşamak istiyoruz. Maalesef diğer devletlerle işbirliği kuramıyoruz. Rum kesimi böyle ilişkiler kurulmasına karşı çıkıyor. Herhangi bir devletin lideri hakkımızda kötü konuştuğu zaman, ona telefon edip konuşmak istiyorum, ancak bunu bile yapamıyorum."

Kuzey Kıbrıs’a yönelik ambargonun başka devletlerin çıkarına olup olmadığı yolundaki bir soru üzerine Talat, "Elbette olabilir. Ancak büyük devletlerin böyle küçük bir halka karşı ambargo uygulamakla ne kazandığını ben anlamıyorum" ifadelerini kullandı.

"Biz bölücülük yapmıyoruz"

Talat, "Kıbrıslı Türklerin kendilerini Basklar, Kürtler, İçkeryalılar veya Abhazlarla karşılaştırıp karşılaştırmadığı" sorusuna, "Hayır. Burada her şey farklı. Biz onlardan farklı olarak bölücülük yapmıyoruz. Biz, Kıbrıs sorunun çözülmesini istiyoruz. Kıbrıs'ın birleşmesini istiyoruz" karşılığını verdi.


Adanın yeniden birleştirilmesi şansı olup olmadığı yolundaki bir soru üzerine de Talat, şunları belirtti: "Birleşme yasal olacak. Kıbrıslılar, farklı dil, kültür, etnik yapıya sahip iki farklı halktır. Ancak bu halklar, kendi aralarında işbirliği yapacak. Ben Kıbrıs sorunun çabuk çözülmesini istiyorum. Biz buna görüşmeler yoluyla ulaşacağız. Rum tarafının lideriyle görüşme sırasında, çok taraflı görüşme sürecine start vereceğimizi düşünüyorum. Böylece bu sorunu kısa sürede çözebiliriz."