1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Medya üzerinde sansür artıyor

30 Kasım 2011

Çin yönetimi, medyaya yönelik sansürün dozunu artırmaya devam ediyor. Son olarak "Super Girl" isimli bir eğlence programı yayın süresini aştığı gerekçesiyle yasaklandı.

https://p.dw.com/p/13JsM
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Çin yönetimi, medyaya yönelik sansürün dozunu artırmaya devam ediyor. Ülkede neredeyse ayda en az bir defa, televizyon, gazete ve internet üzerindeki kontrolü artırmak için yeni bir talimat veriliyor. İnternet çağında kamuoyunu yönlendirme konusunda elindeki imkanları gün geçtikçe kaybeden Pekin yönetiminin endişeleri büyüyor. Uzmanlara göre Çin’de büyük bir paradoks söz konusu: Bir yandan ülkede sansür hiç bu kadar sert olmamıştı. Ama diğer yandan da Çinliler de görüşlerini daha önce hiç bu kadar kolay ifade edememişti. Ülkedeki sansür uygulamalarının nasıl sonuçlanacağı büyük merak konusu.

Yayın süresini aşması gerekçe gösterildi

Çin televizyonunda yayınlanan "Super Girl" isimli eğlence programı düzenli bir şekilde milyonlarca seyirciye ulaşıyordu. Ancak tam da böyle bir başarı yakalamış olan programın, eylül ayında bir yıllığına ekranlardan uzaklaştırılmasına karar verildi. Gerekçe olarak ise programın öngörülen 90 dakikalık yayın süresini sık sık aşmış olması gösterildi.

Çin medyasında yer alan haberlere göre ocak ayından itibaren kurallar daha da sertleştirilecek. Ve sadece "ahlaka aykırı eğlence programları" olarak adlandırılan yayınlara değil, "toplumun karanlık yanlarını gösteren" yayınlara da kısıtlamalar getirilecek. Çin'in muhalif yazarlarından Chang Ping, bu girişimleri ülkede sansürün daha da sertleştirilmesi olarak yorumluyor: “Devlet kurumları ne zaman ahlaka aykırı eğlence programlarına ya da pornografik yayınlara karşı bir kampanya başlatsa, sonuç her zaman muhalif iletişim kanallarının ve eleştirinin kısıtlanması oluyor.”

China findet sein Super Girl bei TV-Show Li Yuchun
Super Girl adlı programın bir yıllığına ekranlardan uzaklaştırılmasına karar verildiFotoğraf: dpa

Gazetecilere internette yasak

Beklendiği gibi bu kez de fatura sadece televizyon programlarına kesilmedi. Kasım ayından itibaren gazetecilerin internetten kontrol edilmemiş bilgileri kullanmaları da yasaklandı. Bu yasağı ihlâl edenlerin çalışmalarına izin verilmeyeceği ya da cezaî soruşturmalara tabi tutulacağı bildirildi. Çin devlet kurumları "yanlış gazetecilik ve bilgilendirme" olarak adlandırdığı bu durum karşısında ayrıca sert tedbirlere başvuracağı uyarısında bulundu. Bu kapsama lisansı bulunmayan muhabirlerin de alındığı bildirildi.

Hongkong Üniversitesi’nden medya uzmanı David Bandurski ülkede lisans konusundaki işleyişi şöyle özetliyor: "Haberlerin içeriğinin kontrol edilebilmesi için Çin’de bütün gazetecilerin lisans alma zorunluluğu bulunuyor. Bu gazeteciler Marksist gazetecilik kurslarına katıldıklarını belgelemek zorunda. Burada kamuoyunun nasıl yönlendirildiğini yani bir nevi otosansürü öğreniyorlar. Bu muhabir ve gazetecilerin devlet ve partiye bağlı medya yapılanmasında çalışmaları gerekiyor. Bu kurumlardaki genel yayın yönetmenleri aynı zamanda parti üyeleri ve herkesin belirlenen politik çizgiye uygun hareket edip etmediğini kontrol ediyorlar.”

Mikro-blogların önemi

Ancak Çinliler devletin tüm bu kural ve yasaklarına rağmen bilgi edinmek için bir başka çözüm bulmuşlar; kendileri internette birer muhabir olmuşlar. Özellikle patlama yapan, kısa mesaj paylaşımından oluşan mikro-bloglar, sansür kurumlarının işini zora sokuyor. Çin’de hâlihazırda kayıtlı 300 milyon mikro-blog kullanıcısı bulunuyor. Buradan aktarılan bilgiler yıldırım hızıyla bütün ülkeye yayılıyor. Örneğin geçtiğimiz yaz Çin’de meydana gelen korkunç tren kazasının ardından, blog yazarlarının, devlet kurumlarının olayı aydınlatmakta ağır davranmasına duyduğu öfke, birçok kurumu baskı altında bıraktı. Aynı şekilde tıka basa dolu bir okul servisinin kaza yapmasının ardından, rüşvetçi memurlar internette teşhir edildi. Yazar Chang Ping mikro-blogların ülkde yol açtığı değişikliği, “Mikro-bloglar Çin’de kamuya açık yürütülen tartışmaları büyük oranda değiştirdi. Ama bu değişimin her zaman doğru yönde olduğunu söyleyemem. Daha fazla ifade özgürlüğü için verilen mücadelenin nasıl sonuçlanacağı henüz belirsiz. Ancak giderek daha fazla insan görüşünü paylaşıyor, buna paralel olarak da kontroller sertleştiriliyor. Yani durum kritikleşiyor" sözleriyle açıklıyor.

Pekin’de yaşayan internet uzmanı Jeremy Goldkorn’a göre Çin’de sansür hiç bu kadar sert olmamıştı ama Çinlilerin kendilerini ifade etmesi de tarihlerinde hiç bu kadar kolay olmamıştı. Goldkorn’a göre yeni sansür önlemleri kısa vadede sosyal medyayı biraz frenleyebilir ama tamamen ortadan kaldırmak için yeterli olamaz.

© Deutsche Welle Türkçe

Ruth Kirchner / Çeviri: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ahmet Günaltay