Mavi Marmara UCM'ye gidiyor
14 Ekim 2010İsrail’in Gazze’ye yardım taşıyan “Mavi Marmara” gemisine düzenlediği kanlı operasyon uluslararası yargıya taşınıyor. Dokuz Türk aktivistin hayatını kaybettiği baskınla ilgili soruşturmayı takip eden hukukçular, İsrail hakkında bugün Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Başvuruyu yapacak olan Avukat Ramazan Arıtürk, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin olayla ilgili soruşturma açacağından emin olduğunu söyledi.
İsrail’in 31 Mayıs’ta Gazze Şeridi’ne yardım taşıyan “Mavi Marmara” gemisine düzenlediği baskınla ilgili BM’nin başlattığı inceleme devam ederken, olayın mağdurları ise Uluslararası Ceza Mahkemesi yolunu deniyor. İsrail’in insanlık ve savaş suçu işlediği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvuruda bulmaya karar verdiklerini belirten Avukat Ramazan Arıtürk’e göre bunun için ellerindeki hukuki deliller yeterli.
Arıtürk, "Başvuruda bulunmamızdaki en büyük sebeplerimizden iki tanesini şöyle belirtmek istiyorum: Gerek BM İnsan Hakları Üst Kurulu’nun oluşturmuş olduğu rapor, gerekse bizim yapmış olduğumuz tespitler neticesinde İsrail tarafından 31 Mayıs 2010 tarihinde açık denizde açık alanda meydana gelen bu bilinen olay sebebiyle İsrail devleti iki konuda uluslararası hukuku ihlal etmiştir. Bunlardan bir tanesi; savunmasız olan ve sadece amacı insani yardım yardım götürmek olan bir filoya saldırı düzenlenmiştir. Ve bu saldırıda BM’nin ilgili kuruluşlar tarafından yapılan tespitlerde teyit etmektedir ki; bu bir insanlığa karşı işlenmiş suçtur. İnsanlığa karşı suç işlenmişse bu işin yargılama mahalli Uluslararası Ceza Mahkemesi'dir” dedi.
"Hukuki yanıt verilmeli"
İsrail’in aynı zamanda savaş suçu işlediğini savunan Arıtürk, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin devreye girmesinin şart olduğunu belirterek "Biz asıl olan iki konu üzerinden Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne bu olaya sebep olanlar, kişilerin ölmesine, yaralanmasına, ağır işkence görmesine vesile olan kişiler hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde dava açılması amacıyla başvuruda bulunacağız” diye konuştu.
Mavi Marmara baskınıyla ilgili BM İnsan Hakları Konseyi tarafından da bir soruşturma yürütülüyor. Soruşturma komisyonu geçtiğimiz aylarda hazırladığı bir raporda, İsrail'e yönelik ağır eleştirilerde bulunmuş ve kasten adam öldürme, işkence, insanlık dışı muamele, bilinçli şekilde büyük acı ve ciddi yaralanmaya neden olmak suçlarından İsrail hakkında dava açılması için kanıtlar bulunduğu sonucuna varmıştı. BM'nin soruşturma ekibinde yer alan uzmanlardan Desmond de Silva, ayrıca Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin bu dosyayı alabileceğini, çünkü bunun için hukuki yetkisinin bulunduğunu dile getirmişti. Sonuç alacaklarından umutlu olduklarını dile getiren Avukat Ramazan Arıtürk, bu operasyona hukuki olarak bir yanıt verilmesi gerektiğini ifade etti.
Arıtürk, “Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin olayla ilgili soruşturma başlatacağına ve başvurumuzdan sonuç alacağımıza inanıyoruz. İsrail’in açık denizde yapmış olduğu eylemin karşılıksız kalması halinde, açık denizlerde uluslararası sahada hiçbir şekilde bundan sonra hiçbir devletin hiçbir geminin güvenliği söz konusu olamaz. Çünkü bu durumda her devlet kendisine göre haklı olduğu subjektif gerekçelerle birçok insanın ölümüne sebep olabilir” şeklinde konuştu.
İsrail suçlamaları kabul etmiyor
İsrail ise kendisine yönelik suçlamaları ve eleştirileri kabul etmiyor. BM İnsan Hakları Konseyi'nin saldırıyla ilgili raporunu da "taraflı, siyasi ve aşırıcı yaklaşım” olarak değerlendiren İsrailli yetkililer, her zaman uluslararası hukuka uygun hareket ettiklerini savunarak olayla ilgili İsrail'de de zaten bir soruşturma yapıldığını söylüyor.
Ancak Lahey'den nasıl bir sonuç çıkacağı hukuki açıdan belirsiz. Çünkü ne İsrail ne de Türkiye, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni oluşturan Roma Antlaşmasına taraf. Bu durumda Lahey'e gitmek için BM Güvenlik Konseyi kararı gerekiyor. Başvuruda bulunan Türk hukukçular ise Mavi Marmara gemisinin Roma Antlaşması'nı imzalayan Komor Adaları bandıralı olduğuna işaret ediyor. Hukukçular işte bu şekilde uluslararası hukuk yolunu açmaya çalışacak…
© Deutsche Welle Türkçe
Haber: Hülya Köylü
Editör: Meltem Karagöz