Libya skandalı büyüyor

İddialar, yaklaşık 30 asker ve polisin, 2005 ve 2006 yıllarında Libyalı meslektaşlarına eğitim verdiği yönünde. Şu ana kadar 8 memura disiplin cezası verilmesi için işlem yapılıyor. Bir memur da devlet sırrı sızdırmakla suçlanıyor.

Berlin hükümeti ise, yaptığı açıklamayla, olaya resmi görevlilerin karıştığı iddialarını yalanladı. Dışişleri Bakanlığı da, diplomatların, 2005 ve 2006 yılında Libya'da Alman asker ve polislerinin eğitim vermesinden haberdar olduğu yönündeki iddiaların doğru olmadığını bildirdi.

Skandalla ilgili ortaya atılan bir diğer iddia da Alman gizli istihbarat teşkilatı BND'nin eğitimlerden haberdar olduğu yönündeydi. Ancak soruşturmayı yöneten Dusseldorf savcılığı, Alman gizli istihbarat teşkilatının eğitimlerle ilişkisinin bulunduğuna dair delillerin olmadığını açıkladı.

Uzmanlar, açıklamaları yeterli bulmuyor

Federal hükümet, ortaya atılan iddiaları yalanlasa da, siyasi gözlemcilere göre, Berlin'in konudan haberdar olmaması mümkün değil. Uzmanlara göre bir Alman özel güvenlik firmasının Libyalı askerlere eğitim desteği sağladığı Alman Savunma Bakanlığınca yaklaşık iki yıldır biliniyor.

Bakanlık sözcüsü Christian Dienst söz konusu güvenlik firmasında çalışan askerin Alman ordusunda görevli olduğunu kabul etti. Dienst, "Bu söz konusu asker, 2006 Şubat'ından Mart'a kadar aktif görevdeki diğer askerleri de, eğitimlere katılmaları için ikna etmeye ve bu yönde etkilemeye çalıştı. İkna edilmeye çalışılan askerlerden birinin konuyu amirlerine bildirmesi sayesinde her şey açığa çıktı” şeklinde konuştu.

Hükümet sözcüsü Ulrich Wilhelm, Libya'daki eğitimlere katıldığı iddia edilen askerin amirlerinden habersiz başka bir işte görev alması dolayısıyla hakkında disiplin soruşturması başlatıldığını belirtirken, eğitimlerin kesinlikle hükümetin emriyle gerçekleşmediğini söyledi. Wilhelm, "Alman federal makamlarından hiçbir yetkili hiçbir tarihte, Libya'daki polislerin eğitilmesiyle ilgili faaliyetlere dahil olmadı." dedi.

Sözcü, Libya'daki eğitim faaliyetlerine katılan Alman polislerin aktif görevde olmadıklarını da belirtti. Wilhelm, "Eğitim faaliyetlerini yürüten görevlilerin özel güvenlik firması Bergmann'da çalışan eski polis memurları olduğu ortadır" ifadesini kullandı.

Görev sırları ifşa edildi mi?

Alman polis ve askerlerin, Libya'daki güvenlik güçlerine gizlice eğitim vermeleri, görev ve hizmet sırlarının yabancı birimlere aktarılma riski taşıması bakımından önem taşıyor. Zira hem görevdeki hem de görevleri sona ermiş devlet memurlarının görev ve hizmet sırlarını ifşa etmeleri yasak. Dusseldorf savcılığı da yürütülen soruşturma kapsamında Libya'daki gizli eğitimlere katıldığı iddia edilen yaklaşık 30 polis ve askerin görev sırlarını ifşa edip etmediğini araştırıyor. Berlin, özel güvenlik şirketlerinin yurtdışındaki faaliyetlerini düzenleyen yasalarda boşluklar olması bakımından, bu faaliyetlerin takibinin iyi yapılamadığını belirterek konuyla ilgili olarak yakın zamanda harekete geçileceğini bildirdi. Hükümet sözcüsü Wilhelm, ‘Devletin sahip olduğu stratejik bilgi birikimi ve tecrübelerinin dünyanın neresinde, kiminle ve ne şekilde paylaşılacağına ticari bir firma karar vermemeli” uyarısında bulundu.

‘BND eğitimlerden habersiz olamaz’

Libya'daki gizli eğitimlerle ilgili henüz cevaplanmamış birçok soru var. Bunlardan biri, Alman Gizli İstihbarat Teşkilatı BND'nin konuya ilişkin bilgisinin boyutunun ne olduğu. Alman Yeşiller Partisi Claudia Roth, Federal Gizli İstihbarat Teşkilatı'nın olaydan haberdar olmadığına ihtimal vermiyor. Roth, "Şayet Federal İstihbarat Teşkilatı olaydan haberdar olamadıysa, hiç bir işe de yaramıyor demektir. Ancak konuyla ilgili bilgilisi olduysa, bu, teşkilatın yanlış açıklamalar yaptığı anlamına gelir ki, bu benim teşkilata duyduğum güveni sarsar" şeklinde konuşuyor.

Savcılık: ‘BND ile ilgili delil yok’

Soruşturmayı yürüten Düsseldorf savcılığı ise, Alman gizli istihbarat teşkilatının eğitimlerle ilişkisinin bulunduğuna dair delillerin olmadığını açıkladı. Alman hükümeti de federal istihbarat teşkilatının eğitimlerdeki rolünün ne olduğunun kontrol edilmesi görevini ilgili meclis komisyonuna havale etmek istiyor. Ancak muhalefet komisyon görüşmeleri yerine konunun federal meclis bünyesinde oluşturulacak özel bir soruşturma komisyonunda açıklığa kavuşturulması gerektiği görüşünde.

Alman Hür Demokrat Parti Genel Başkanı Guido Westerwelle, hükümete eleştiriler yöneltirken, “Adil olmaktan uzak, insan hakları ihlallerinde bulunmaktan çekinmeyen baskıcı bir rejimin polis ve güvenlik güçlerinin Alman bilgi birikimden istifade edilerek eğitilmesi ve böylece meşru olmayan bir diktatör rejiminin desteklenmesini kabul edemeyiz” şeklinde konuştu.