Lübnan’da kanlı çatışmalar

El Kaide örgütü bağlantılı militanlar ile Lübnan askerler arasındaki çatışmalar ikinci gününde sürüyor. Güvenlik kaynaklarının verdiği bilgiye göre, ülkenin kuzeyindeki Nahr El Bared Filistin mülteci kampının çevresinde gücünü artıran askerler, kampın girişindeki Fetih El İslam örgütü militanlarının mevzilerini bombalıyor. El Kaide örgütüne yakınlığıyla bilinen Fetih El İslam ile ordu arasında Pazar günkü kanlı çatışmalarda yaklaşık 50 kişi öldü. Çatışmalar 1975-90 yılları arasındaki iç savaştan sonraki en kanlı iç olaylar.

Bu arada başkent Beyrut'un Hıristiyanların yaşadığı kesimi Eşrafiye'deki bir alış veriş merkezi yakınında meydana gelen patlamada bir kadının öldü, altı kişi yaralandı. Açıklamada bulunan güvenlik kaynağı, bir aracın içine ve yakınına yerleştirilen bir bombanın neden olduğu patlamada, bir kadının kaldığı apartman dairesinin duvarının üstüne çökmesi nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti. Görgü tanıkları da altı kişinin patlama nedeniyle binaların kırılan pencerelerinden fırlayan camlarla yaralandıklarını kaydetti.

Suriye karşıtı politikacılar, Şam yönetimini ülkede şiddeti tetiklemekle suçladı. Bir hükümet üyesi, çatışmaların nedeninin, 2005 yılında Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri'nin öldürülmesi olayını aydınlatmak için Birleşmiş Milletler'in özel mahkeme kurma planlarının olduğunu ifade etti.

Orduya destek ve halka çağrı

Çatışmalar yüzünden hükümet, orduyu kuzeyde düzeni sağlamakla görevlendirdi. Lübnan Enformasyon Bakanı Gazi Aridi, hükümetin Pazar akşam saatlerinde olağanüstü toplantı yaptığını ve düzeni sağlamak için gereken bütün önlemleri alması için orduya destek vermeye karar verildiğini söyledi.

Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora da. Fetih El İslam örgütünün sivil barışa zarar vermek istediğini kaydetti. Sinyora, Pazar günü yaptığı yazılı açıklamada "Fetih El İslam'ın Lübnan ordusuna saldırıları tehlikeli bir istikrarsızlaştırma girişimidir" dedi ve halkı, orduyla iç güvenlik birimlerine destek vermeye çağırdı.

Lübnan Devlet Başkanı Emil Lahud, olaylar sırasında gözaltına alınan kişilerin arkasında kimlerin bulunduğunun ve amaçlarının ne olduğunun araştırılmasını istedi. Lahud ayrıca, sükunetin geri gelmesi için halktan güvenlik güçleriyle işbirliği yapmasını istedi.

Parlamento Başkanı Nebih Berri, saldırıları kınarken, İçişleri Bakanı Hasan Sabih, bu örgütün 13 Şubat'ta başkent Beyrut'un doğusunda üç Hıristiyanın öldürülmesinin sorumlusu olduğunu ve örgütün Suriye güvenlik güçleri tarafından manipüle edildiğini açıkladı. Suriye karşıtı Dürzi lider Velid Canbolat da saldırıyı kınayanlar arasında yer aldı.

Fetih El İslam örgütü

El Kaide örgütüne bağlı olmakla suçlanan Filistinli radikal dinci Fetih El İslam örgütü ideolojik olarak El Kaide ile yakınlığını gizlemiyor. Trablus yakınlarındaki Nahr El Bared Filistin mülteci kampında yerleşik olan örgüt kuruluşunu 26 Kasım 2006'da ilan etti.

Filistin Özerk Yönetim Konseyi Başkanı Mahmud Abbas'ın hareketi olan El Fetih'in Lübnan'daki lideri Sultan Ebul Aynain, Fetih El İslam'ın El Kaide'ye bağlı olduğunu ve Lübnan'a Irak'tan gelen 150 Arap militan soktuklarını açıklamıştı.

Örgütün bölgeye yerleşmesi gerginliğe yol açmış, Lübnanlı yetkilileri ise kaygılandırmıştı. Filistinlilerle geçmişte yapılan anlaşmalar uyarınca ordunun Lübnan'daki Filistin mülteci kamplarına girmesine izin verilmiyor.

El Kaide ile ideolojik bağlantılarını kabul eden, ancak örgütsel anlamda bir bağlılığı bulunduğunu reddeden Fetih El İslam, Nahr El Bared'deki 22 bin Filistinli mülteci arasındaki gençlere Filistin'de Yahudilere karşı mücadele eğitimi veriyor.

Birçok Lübnanlı siyasiye göre El Fetih İslam, Suriye gizli servisi tarafından destekleniyor. Nitekim grubun 1955'te Eriha'da doğan lideri Şakir Abssi, merkezi Şam'da bulunan Fetih-İntifada örgütüne mensuptu, ancak daha sonra kendi grubunu kurdu. Abssi'nin El Kaide'nin Irak'taki kolunun öldürülen Ürdünlü lideri Ebu Musab El Zerkavi ile de bağlantıları olduğu iddialar arasında. Abssi, Ürdün'deki bir askeri mahkeme tarafından da 2002'deki bir Amerikalı diplomatın öldürülmesine karışanlardan biri olduğu gerekçesiyle gıyabında idama mahkum edilmişti.

Lübnan'da 350 binden fazla Filistinli mülteci yaşıyor. Çoğu, 1948 yılında, İsrail devleti kurulduğunda Lübnan topraklarına sığındı.