1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Lübnan’da kanlı çatışmalar durmuyor

Ajanslar, DW22 Mayıs 2007

Lübnan güvenlik kuvvetleriyle El Kaide bağlantılı Fetih El İslam örgütü arasında, Filistinli mültecilerin kampı Nahr El Bared'de çıkan çatışmalarda üç günde yaklaşık 80 kişi yaşamını yitirdi. Fetih El İslam “kanlarının son damlasına kadar savaşacaklarını” ilan etti, iç savaş çıkacağı uyarısında bulundu. Bu arada Suriye, Fetih El İslam örgütüyle ilişkili olduğunu yalanladı.

https://p.dw.com/p/AnqB
Kampta çok sayıda bina yıkıldı, binlerce insan evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Kampta çok sayıda bina yıkıldı, binlerce insan evlerini terk etmek zorunda kaldı.Fotoğraf: AP

Nahr El Bared Filistin mülteci kampında yerleşik Fetih El İslam örgütü ile Lübnanlı askerler arasındaki çatışmalar üçüncü gününe girdi. Görgü tanıklarının verdiği bilgiye göre Lübnanlı askerler, kamptaki militanları vurmaya devam ediyor.

Yaklaşık 40 bin Filistinlinin yaşadığı kamptan tank ve top ateşi nedeniyle binlerce insan evlerini terk etti. Kamp içindeki sağlık görevlileri de günün ağarmasıyla yeniden başlayan çatışmaların, ölü ve yaralılar bulunduğu için durması çağrısında bulundu. Kamptaki Filistinli kaynaklar, çatışmalar nedeniyle BM ve Kızılhaç'ın yaptığı yardımların durduğunu, 150'den fazla insanın yaralandığını, onlarca evin yıkıldığını ifade etti.

Fetih El İslam militanlarıyla askerler arasındaki çatışmaların başladığı Pazar'dan bu yana en az 20 militan, 32 asker ve 27 sivil öldü. Çatışmalarda 55 asker de yaralandı. Lübnanlı güvenlik kaynakları Fetih El İslam'ın aralarında Suudiler, Cezayirliler ve bir Tunuslunun da bulunduğu 20 üyesinin tutuklandığını belirtti.

Karşılıklı kararlılık açıklamaları

Hükümet ordudan "bu terörist olayın bitirilmesini" istedi. Enformasyon Bakanı Gazi Aridi, Pazartesi gece geç saatlerde yapılan kabine toplantısından sonra, kabinenin, "Filistin halkının doğasına ve değerlerine yabancı bu terörist olayın bitirilmesi" gerektiğine vurgu yaptığını açıkladı. Başbakan Fuad Sinyora başkanlığındaki kabinenin aldığı karar, hükümetin militanların peşini bırakmayacağı konusunda kararlı olduğunu gösteriyor.

Fetih El İslam örgütü, ordunun bombardımanları sürdürmesi halinde, "sonuna kadar savaşacağını" açıkladı. Örgütün sözcüsü Ebu Selim Taha "Ordu saldırıları sürdürürse savaşçılarımız kanlarının son damlasına kadar mücadele edecek" dedi. Kararın orduya ait olduğunu belirten sözcü "Çatışmaları onlar başlattı, durdurması gereken de onlar" diye konuştu.

Adının açıklanmasını istemeyen Lübnanlı resmi bir kaynak da yaptığı açıklamada "Lübnan ordusu, diğer taraf saldırıları durdurduğu takdirde ateşkese uymaya hazırdır. Kendisine saldırılmadığı sürece ateş açmayacaktır" demişti. Ayrıca Lübnan ordusu ve Fetih El İslam arasında ateşkese varılması için Lübnanlı Sünni bir grubun aracılığında gizli görüşmeler yapıldığı iddia edildi.

Şam'dan iddialara ret

Bu arada Suriye, Lübnan'da hükümet birlikleriyle çatışan militanların bir bölümünün, bir kaç yıl önce Suriye'de, El Kaide bağlantılarından ötürü hapsedilmiş olduklarını, bu ülkeye dönmeleri halinde tekrar hapsedileceklerini açıkladı. Fetih El İslam'ın Suriye'nin uydusu bir örgüt olduğu iddiası Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim tarafından da yalanlandı. Mallim, Suriye'nin örgüte karşı olduğunu ve liderinin tutuklanmasını istediğini ifade etti.

Suriye'nin BM daimi temsilcisi Büyükelçi Beşar Caferi Pazartesi günü yaptığı açıklamada, ülkesinin Fetih El İslam grubuyla bağlantısı olduğu iddialarını yalanlayarak “Bu örgütün üyelerinden bazıları, El Kaide bağlantılarından ötürü Suriye'de üç dört yıl hapis yatmışlardı. Sonra bırakıldılar ve ülkeyi terk ettiler” dedi. Bu militanların Filistin davası için değil, El Kaide için mücadele ettiklerini belirten büyükelçi, “Suriye'ye dönerlerse yeniden tutuklanacaklar” dedi. Büyükelçi, grubun liderlerinin çoğunun Filistinli, Ürdünlü ve Suudi Arabistanlı olduğunu, aralarında bir kaç Suriyeli olabileceğini kaydetti.

Lübnanlı bakanlar, BM'nin 2005 yılında suikasta kurban giden eski Lübnan başbakanı Refik Hariri'nin ölümüyle ilgili mahkeme kurulması çalışmalarını baltalamak isteyen Suriye'nin, Fetih El İslam örgütünü kullandığını ileri sürmüştü.

Dünya kaygıyla izliyor

Lübnan ordusu ile Fetih El İslam grubu arasındaki çatışmalar uluslararası kamuoyunu da endişeye sürükledi. Endişeler Lübnan’a henüz tam anlamıyla hakim olamayan Başbakan Fuar Sinyora hükümetinin bu çatışmalarla yeni bir krize sürüklenmesine yönelik.

ABD ve Avrupa Birliği, Lübnan’daki çatışmalar konusunda kaygılı. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora’ya destek bir kez daha vurgulandı ve ülkede yükselen şiddet olaylarından endişe duyulduğu belirtildi.

AB adına açıklama yapan Dönem Başkanı Almanya da Lübnan askerlerine yönelik saldırıları kınadı ve milislerin silahsızlandırılmasını istedi. Berlin’de yapılan açıklamada, BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarında da vurgulandığı gibi milislerin silahsızlandırılmasının Lübnan’da istikrarın sağlanmasının ön koşulu olduğu belirtiliyor.

Gözler Filistinli mültecilere çevrildi

Çatışmalar Lübnan’daki Filistin kampları ile ilgili tartışmaları da alevlendirdi. Filistinliler yaklaşık 60 yıldır Lübnan’daki mülteci kamplarında yaşıyor. Mültecilerin sayısı Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’na (UNRWA) göre 373 bin 440. Bunlar, 1948 yılında Filistin topraklarından ayrılanlar ile 1967'deki İsrail-Filistin savaşından sonra Lübnan'a kaçmak zorunda kalanlar ve onların çocukları.

Lübnan nüfusunun yaklaşık yüzde 12’sini oluşturan Filistinlilerin en az yarısı BM’ye bağlı toplam 14 mülteci kampında yoksulluk içinde hayatlarını sürdürüyor. Lübnan’daki Filistinliler, Arap ülkelerinde bulunan Filistinliler içindeki en yoksul grup olarak nitelendiriliyor.

BM’in mültecilerin statüsüne ilişkin 1951 sözleşmesine ve 1967 protokolüne taraf olmayan Lübnan hükümeti kamplardaki sosyal hizmetlerin sorumluluğunu da BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’na bıraktı. İkişer yıllık çalışma izinlerine sahip olan Filistinli mülteciler daha çok UNRWA’da, Filistin Kızılhaç’ında ve bazı sivil toplum örgütleriyle, mevsimlik tarım işçiliği, hayvan bakıcılığı, inşaat işçiliği gibi resmi çalışma izni gerektirmeyen bazı alanlarda çalışıyor.

Bölgedeki savaşlar Lübnan’daki Filistinli mültecileri daha da zor durumda bırakırken, İsrail ile Filistin arasında Oslo Anlaşması’nın imzalanması ile Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’nın yaptığı yardımlar da azaldı. Filistinlilerle geçmişte yapılan anlaşmalar uyarınca ordunun, Lübnan’daki Filistin mülteci kamplarına girmesine izin verilmiyor.