1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a yanıt

18 Haziran 2017

CHP lideri Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Adalet Yürüyüşü’ne ilişkin yaptığı açıklamayı eleştirdi.

https://p.dw.com/p/2et1w
Türkei Oppositionsführer (CHP) Kemal Kilicdaroglu
Fotoğraf: DW/H. Köylü

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu  Adalet Yürüyüşü'nün 4. gününde yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yürüyüşle ilgili yaptığı açıklamaya değindi. Tahrik edilmek istendiklerini ancak tahriklere kapılmayacaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Dört gündür adalet için sevgiyle, hoşgörüyle, müzikle yürüyoruz. Hiç kimseyi rahatsız etmemeye özen gösteriyoruz. Herkesi kucaklıyoruz. Dün 20 Temmuz darbecisi açıklamalar yapmış. Efendim neymiş yürüyormuşuz. Akşam karavanda kalıyormuşuz. Vallahi benim karavanda altın klozet yok, arzu ederse gelsin ben kendisini bir gece misafir edebilirim" dedi.

Kılıçdaroğlu: Bizi tehdit etmek istiyorlar

Kendilerinin yargıyla tehdit edilmek istendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

„Bizi tehdit etmek istiyorlar, hakim, savcı çağırırmış. Biz bu ülkede darbecilerin neler yaptığını çok iyi biliyoruz. Darbeciler tarihin karanlık sayfalarında mücadele edenlerde ak sayfalarında yer almıştır. Bu kadar eleştiriyorlar, bizim ülkemizde adalet var, niye yürüyorsunuz diyemiyorlar ? Çünkü onlarda iyi biliyorlar ki adalet yok. Peki bu söylemlerin kaynağı nedir ? Acizlik ve zavallılık. 20 Temmuz darbecisine bir soru sormuştum daha önceleri. Benim her sözüme hemen cevap veriyor ama bu soruma nedense hiç cevap vermiyor. Sorduğum soru son derece sıradan ama önemli bir soruydu. Demiştim ki namus ve şeref kavramı sizin için neyi hatırlatıyor? Sizin için bu kavramların önemi nedir ? Ama şu ana kadar bu soruma yanıt vermiş değil."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Adalet Yürüyüşü'nü eleştirerek, yapılan işin hukuki olmadığını dile getirmişti. "Yargı yarın eğer sizi de bir yerlere davet ederse şaşmayın" diyen Erdoğan, şöyle konuşmuştu:

"Gel gör ki bakıyorsunuz bir taraftan 'Bizim hukuka saygımız var', bir taraftan 'Biz anayasa devletiyiz', 'Anayasamız var' ama diğer taraftan da Anayasanın hükümlerini ayak altına alacak şekilde vatandaşları sokağa dökmek, sokağa çağırmak hiçbir zaman ne kendilerinin yararınadır ne de ülkenin yararınadır. Rahmetli Demirel'i burada anmadan geçemeyeceğim, 'Yollar yürümekle aşınmaz'... Bunlar da yürüyerek eğer aşındıracaklarını zannediyorlarsa bu mümkün değil. Eğer bu yolla hukuk elde edeceklerini zannediyorlarsa bu da mümkün değil. Çünkü hukukta böyle bir kaide yok. Yasalarda da böyle bir kaide yok. Eğer yargı bu tür baskılar altında kalırsa biz yargıdan adaleti nasıl bekleyeceğiz? Ürkeklik, yargıya baskı, kusura bakmayın, adaletin gelişini sağlamaz. Öyle elde 'adalet' pankartlarıyla dolaşmak da adaleti getirmez. Eğer adaleti arıyorsan adaleti aramanın makamı da yeri de Türkiye'de parlamentodur. Parlamentoda, kürsüde ne diyeceksen adalet uğruna de, orada bunu dile getir, söyle ama istediğin adalet kadar sen de adaletle davran. Acaba başında olduğunuz kurumda ne kadar adalet var? Önce ona bak" diye konuştu.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/DHA, HT/BÖ