Kıbrıs’ta müzakere heyecanı

Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs lideri Dimitris Hristofyas'ın cuma günü yapacağı görüşmeye ilişkin tarafların hazırlıkları sürüyor.

Hristofyas'ın seçilmesinin ardından ilk kez bir araya gelecek Talat ve Hristofyas, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un Kıbrıs Özel Temsilcisi Michael Möller'in Lefkoşa ara bölgedeki ikametgahında saat 10.00'da buluşacak.

İlk görüşmeden beklenti yüksek

Kıbrıs Türk tarafının, Talat-Hristofyas görüşmesinden beklentisi yüksek. İki liderin yapacağı ilk görüşmeye büyük önem veren Türk tarafı, görüşmeden, "önlerini görmeye yarayacak verileri elde etmeye" çalışacak.

Kıbrıs sorununun yeni süreçte alacağı şeklin Talat-Hristofyas görüşmesinde ortaya çıkmasını da bekleyen Türk tarafı, Rum tarafındaki liderlik değişiminin politik tutum değişikliği anlamına gelip gelmediğini, yeni liderliğin, 8 Temmuz sürecini eski lider Tasos Papadopulos gibi bir oyalama süreci olarak ele alıp almayacağını ve Kıbrıs sorununa nasıl bir çözüm arayışı peşinde olduğunu bu görüşmede öğrenmeye çalışacak.

Hristofyas’ın “kırmızı çizgileri”

Rum basın haberlerine göre, Rum tarafı görüşmeye 8 Temmuz anlaşması teziyle gidecek. Hristofyas'ın görüşmeye "kırmızı çizgilerle" gideceğini yazan Rum basını, bunları ana başlıklarıyla şöyle sıraladı:

"8 Temmuz anlaşmasının hayata geçirilmesi, Annan planına hayır, askerlerin derhal çekilmesi, hakemliğin ve boğucu takvimlerin kabul edilmemesi, iki bölgeli ve iki toplumlu federasyona ilerlenmesi..."

İki liderin cuma günkü görüşmeye zıt fikirlerle gideceğine işaret eden Rum basını, "Cuma günkü görüşme, olumlu mesajlar mı vereceği, iki tarafı ayıran uçurumu mu teyit edeceği açısından belirleyici öneme sahip görülüyor" yorumunu yaptı.

Erdoğan: Annan planı temel alınsın

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ve AB ülkelerine 6-7 Martta gönderdiği mektupta, Annan Planının Kıbrıs'ta yeni görüşmelerde temel alınmasını istedi. Erdoğan, 6 Martta Ban Ki-mun ve 7 Martta Kıbrıs hariç AB üyesi ülkelere gönderdiği mektupta, adanın yeniden birleştirilmesine yönelik yeni görüşmelerin, BM tarafından hazırlanan ve soruna kapsamlı çözüm öngören Annan Planının zemininde, 2004 ilkbaharında kalınan yerden devam etmesi görüşünü dile getirdi.

Hristofyas: Bu sefer başaralım

Kıbrıs lideri Dimitris Hristofyas, Kıbrıs sorununda yeni çabanın başlangıç noktasının 8 Temmuz Anlaşması olması gerektiğini, Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın bu anlaşmanın altındaki ''imzasının gereğini'' yerine getirmesini beklediğini söyledi. Hristofyas, düzenlediği basın toplantısında, Talat ile 21 Mart Cuma günü yapacağı görüşmeye ''iyi niyet ve sıkı çalışmayla'' gideceğini ifade ederek, ''Bu sefer başaralım. Yeni bir başarısızlık halkımızın, Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin geleceği için yıkıcı olur'' dedi.

''İki bölgeli, iki toplumlu federasyon oluşturma uzlaşısını onurlandırmaya hazır olduklarını'' kaydeden Hristofyas, ''Bu uzlaşı, Türkiye'nin Kıbrıs'a askeri müdahalesinin ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin büyük bölümündeki 'işgalinin' yarattığı şartların göğüslenmesi için gereklidir'' ifadesini kullandı.

Roth Lokmacı’yı Berlin Duvarı’na benzetti

Kuzey Kıbrıs Cumhuriyet Meclisi Başkanı Fatma Ekenoğlu'nun resmi davetlisi olarak Kıbrıs sorununun çözümüne katkıda bulunmak amacıyla Kuzey Kıbrıs’da temaslarda bulunan Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı ve Federal Meclis Milletvekili Claudia Roth, bugün Lokmacı kapısı ve Pile köyünde incelemelerde bulundu. Lokmacı'yı ziyaretinde, Berlin'i yıllarca ikiye ayıran duvarı anımsatan Roth, ''bu barikatın da bir an önce açılması'' gerektiğini söyledi. Roth, Türk ve Rumların işlek caddelerini birbirinden ayıran Lokmacı'da kapalı bir dükkanın camına, parmağı ile ''Open the Wall'' (duvarı açın) diye de yazdı.

Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğüne vurgu

Kuzey Kıbrıs Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı, ''Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğünün, Kıbrıs Türk tarafının olmazsa olmazı olduğunu'' belirtti. Avcı, yaptığı yazılı açıklamada, Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni'nin ''Türkiye'nin garantörlüğünü gereksiz sayan ve Avrupa Birliğine garantörlük rolü biçen'' açıklamasının ''kabul edilemez'' olduğunu bildirdi.