1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kıbrıslı Bakan: “Türk Dışişleri derin devlet sözcüsü”

Duygu Leloğlu5 Eylül 2007

Daha önce de TSK’ya yönelik suçlamalarıyla dikkat çeken Güney Kıbrıs Dışişleri Bakanı Markulli, Talat-Papadopulos görüşmesi öncesinde Türk Dışişleri için “derin devlet sözcüsü” nitelemesinde bulundu.

https://p.dw.com/p/Bba7
Markulli, Org. Büyükanıt'ı da "Türkiye'yi yüz yıl geri götürmekle" itham etti.
Markulli, Org. Büyükanıt'ı da "Türkiye'yi yüz yıl geri götürmekle" itham etti.Fotoğraf: AP

AB üyesi olan Kıbrıs'ın Dışişleri Bakanı Erato Kozako Markulli, Kıbrıs'ta Talat ve Papadopulos arasında gerçekleşecek görüşme öncesinde DW’ye konuştu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a birkaç hafta önce 'Türkiye'yi yüz yıl geri götürüyor' diye suçlayarak Türk Dışişleri’nin büyük tepkisini alan Markulli, bu sefer de Türk Dışişleri Bakanlığı için “derin devlet sözcüsü” ifadesini kullandı.

Erato Kozako Markulli, “General kendisinin sözlü saldırıya uğradığı şikayetini dile getirdi. Ama hiç kimse onu savunmadı. İki gün sonra bir açıklama geldi. İşte bu nedenle Dışişleri Bakanlığı’nı derin devletin sözcüsü olarak gördüm. General'den bir açıklama yapmaları konusunda talimat aldılar ve açıklamayı yaptılar. Niye Dışişleri Bakanlığı benim sözlerimin hemen ardından bir açıklama yapmadı?” dedi.

Markulli sözlerini Bana göre AB ve BM üyesi bağımsız bir ülkenin topraklarının bir bölümünü işgal etme politikasını sürdüren ordunun bütün generalleri, Türkiye'yi yüzyıl belki de daha fazla geri götürüyor. Bu politika bu yüzyılımıza ait değil. Avrupa'ya ait bir politika da değil” diye sürdürdü.

“Yanlış propaganda”

Dışişleri Bakanı Erato Kozako Markulli’ye göre, Kıbrıs konusunda Türkiye’de yıllardır propaganda yapılıyor: Tabii 70 milyonluk bir ülkede nasıl bir propaganda yapıldığına bakmak lazım. Bu propaganda ordu, Türk Dışişleri Bakanlığı ve derin devletin diğer unsurları tarafından yapılıyor. Ne yazık ki bu kadar yıldır Türk milletini bu görüşlerle besliyorlar. Etraflarına bakıp diğer ülkelerin bu işgal konusunda ne düşündüğünü bakmalılar. BM'nin kararlarına baksınlar. BM üyesi olan, AB'ye üye olmak isteyen ve Kıbrıs'ın da sürecini desteklediği bir ülkenin, 43 bin askerle işgale devam etmesi kabul edilemez. Barış için diyorlar... Hangi barış için? Barış işgal mi, insanların evlerinden edilmesi mi?”

Markulli, Talat-Papadopulos görüşmesi konusunda da sürecin ileri götürülmesini umduklarını söyledi: “Tam olarak bu konuda ikna olmuş değilim. Ama en azından bizim taraf, bu toplantıya bazı şeylerin ileri doğru götürülmesi için, iyi niyetle gidiyor. Bu da, anlaşmanın tam anlamıyla uygulamaya geçirilmesi ve sürecin başlatılması anlamına geliyor. Bu bizim toplantıdan beklentimiz.”

Türkiye-AB arasında süren müzakereleri tıkayan Rumların bundan sonra alacakları tavır konusunda ise Rum Bakan Türkiye-AB arasında müzakerelerin askıya alınmayan diğer bölümleri için diğer AB ülkeleri gibi, eğer bazı itirazlarımız varsa, bu itirazları çalışma gruplarında dile getireceğiz. Ama bu toplantılara Türkiye'yi engellemek için gitmiyoruz. Bildiğiniz gibi AB'nin Alman dönem başkanlığı zamanında 3 başlık açıldı. Bu başlıklar bizim onayımızla açıldı. Diğer başlılarda görüşlerimizi dile getireceğiz. Mesela 'insan hakları' başlığında, başka AB ülkeleri gibi bizim de bir çok konuda itirazımız olacak” diye konuştu.