Kanada’yı görmek için 10 neden

Fiyortların ve dağların çarpıcı manzarasına sahip olan Gros Morne Ulusal Parkı, yürüyüşçüler ve kanocular için bir cennet. Yerkabuğu katmanlarına ışık tutan kayalık oluşumu kıtanın sürüklenme sürecini net bir şekilde gözler önüne seriyor. Bu nedenle Park, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Rocky Horbour’ın küçük balıkçı kasabası parka ulaşmak için iyi bir başlangıç noktası.

Nova Scotia eyaletine bağlı Cape Breton Adası kıyılarında bulunan Cabot Trail yolu 300 kilometrelik mesafesi boyunca olağanüstü bir deniz manzarası sunuyor. Ada, yürüyüşçüler ve kanocular için de ideal. 18. yüzyılda Fransızların İngiliz askerlerine karşı savaştığı Louisbourg kentinin surları görülmeye değer.

Prens Edward Adası kıyı şeridinin büyük bölümü hala bozulmamış durumda. Kumsalları ve kırmızı kayalıklarıyla çekici bir nokta. Cavandish’deki çiftlik evi Green Gables turistler için ilgi çekici. Ev Lucy Maud Montgomery’nin ünlü çocuk romanı “Anne of Green Gables”ın (Yeşilin Kızı Anne) geçtiği mekan olarak biliniyor ve koruma altında.

Fundy Körfezi’nde dünyanın en büyük gelgitine seyirci olmak mümkün. Hopewell Kayalıkları’nda deniz çekildiğinde benzersiz taş oluşumları etrafında dolaşmak ve sonra yavaş yavaş tekrar adaya dönüştüklerini görmek benzersiz bir deneyim. Bölgenin balina izlemek için yapılan tekne gezileri de çok ünlü.

17. yüzyıl başlarında kurulan Quebec, aynı adı taşıyan eyaletin başkenti ve Kuzey Amerika’nın en eski şehirlerinden biri. Surları ve olağanüstü iyi korunmuş mimarisiyle Quebec kentinin tarihi kent merkezi UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde. Sömürge dönemi Fransız mimarisinin hala hissedildiği eyalette Fransızca bugün de konuşulan ilk dil.

Burası dünyanın en ünlü yerlerinden biri. Suyun 57 metre yüksekliğinden nehre döküldüğü Niagara Şelalesi, her yıl milyonlarca turist çekiyor. Şelale en iyi Kanada tarafından izleniyor. Kanada’nın en büyük şehri Toronto’ya otomobille yaklaşık 1 saat uzaklıkta.

Kuzey eyaleti Manitoba’ya tren ya da uçakla ulaşılabiliyor. Buradaki küçük Churchill kasabası “dünyanın kutup ayısı başkenti” olarak anılıyor. Kanada’nın simgesi ve nesli tükenmekte olan 1000 kadar kutup ayısı her yıl sonbaharda burada toplanıyor. Turist için güvenli araçlarla yapılan turlara katılma imkanı bulunuyor.

Uçsuz bucaksız Prairies düzlüklerinde insan zaman ve mekan mevhumunu yitiriyor. Burası çiftçiler ve kovboyların evi. Manitoba, Saskachewan ve Alberta eyaletlerini kapsayan Prairies bozkırları vahşi batı romantizmi katılmış bir gezi arayanlar için ideal bir seyahat seçeneği. Uzun yolculuk sonrası ufuktaki manzara yerini Rocky Dağları’na bırakıyor.

Rocky Dağları’nda kaç resim çektiğiniz önemli değil zira hiçbir şey nefes kesen ihtişamını yerinde yaşamak kadar güzel değil. Banff, Kanada’nın en eski ulusal parkını keşfetmek için iyi bir başlangıç noktası. Dağ yürüyüşü ya da Louise Gölü’nün zümrüt yeşili sularında kano yapmak ve yaban hayatı keşfetmek eşsiz.

Kıyı kenti Vancouver birçok kez “dünyada yaşamak için en iyi yer” listelerinin üst sıralarında yer aldı. Burası doğayla iç içe olan en iyi kent: büyüleyici mimarisinin, dost canlısı insanlarının, çok kültürlü yaşamının ve sanatın yanı sıra dağlar ve denizlerle çevrili olmasıyla... Burası adeta yeryüzünde bir cennet. Mutlu Yıllar Kanada!