Kadınlar futbolu çok sevdi
19 Ekim 2007Almanya’da kadın futbolu uzun mücadelelerden sonra artık ciddiye alınmaya başlandı. Kadınlar ikinci kez kazandıkları dünya şampiyonluğu ile bunu bacaklarının gücü ile hak ettiler de denilebilir. Çin’de sona eren Dünya Kadınlar Futbol Şampiyonası’nın galibi Almanya oldu. Rakibi Berzilya’yı finalde 2-0 mağlup eden Alman millilerin golleri kaptan Birgit Prinz ve Simone Lauher’den geldi. Daha da önemlisi kaleci Nadine Angerer’in şampiyona boyunca hiç gol yememesi idi. Angerer final maçında Brezilyalılara verilen penaltıyı da kurtardı. Almanya Futbol Federasyonu Başkanı Theo Zwanziger, harika bir futbol akşamının ardından bir de kupayı kazanmanın inanılmaz bir sevinç yarattığını söyledi.
“Ben de bir futbol adamıyım ve 4 haftadır burada kadın millilerle her maçla artan başarıyı ve bunun için nasıl canla başla çalıştıklarını onlarla birlikte yaşadım. Bugün Brezilya gibi dünyanın teknik açıdan en iyi takımlarından birine karşı Alman disiplinini sergilediler ve kupayı aldılar. Çok mutluyum. Bu arada şampiyona boyunca bir gol bile yemeyen kalecimiz Nadine de tarihe geçecek”.
En çok Merkel sevindi
Şampiyona boyunca 21 gol atan kadın millilerin kupayı kazanmasına sevinenlerden biri de Başbakan Angela Merkel oldu. Merkel, futbolcuları yürekten kutladığını açıklarken, o da gol yemeden kupaya yürüyen milli takımın başarısını tarihi olarak niteledi.
“Şimdiye dek hiç gol yemeden şampiyon olmuş bir ekip yok. Maçları ve atılan golleri görenler, kadın futbolunun ne kadar zevk vereceğini anlamıştır umarım. Bundan sonraki amacımız bir sonraki dünya kadınlar Futbol Şampiyonası’nın Almanya’da gerçekleşmesini sağlamak”.
Kadın futbolunun doğuşu
Şampiyonluklar ve medyanın ilgisi Alman kadın millileri popüler yapsa da, kadın futbolu hiçbir zaman erkek futbolunun gördüğü kadar ilgi görmüyor. Kadın futbolcular erkeklerin kazandığı parayı rüyalarında bile görmüyorlar. Üstelik geçimlerini sağlamak için başka işlerde çalışıyor, mümkün olan her zamanı antremana ayırıyorlar. Futbol oynayan kadınların erkek gibi görüldüğü, önyargılarla yaklaşıldığı, kız çocuklarına top peşinde koşmanın yasaklandığı günler hiç de uzak değil. Üstelik bir çok ülkede hala söz konusu. Avrupa’da kadınların top peşinde koşmaya 12. yüzyılda Fransa’da başladığı biliniyor. Aslında onlardan önce Inuit kadınlarının da futbol oynadığı anlatılıyor ama yazılı tarihleri olmadığı için belgelenemiyor. Kadın futbolunun tarihine bir göz atalım şimdi:
Futbol’un bugünkü kuralları 1863’de İngiltere’de kondu. O zaman İngiliz okullarında kızlar da erkekler gibi futbol sporu yapabiliyorlardı. 1894 yılında ilk İngiliz kadın futbol takımı, British Ladies kuruldu. Nettie Honeyball’ın kurduğu takımı diğerleri izledi. 23 Mart 1895’de Kuzey İngiltere’nin Güney İngiltere’ye karşı oynadığı maçın yaklaşık 10 bin seyirci tarafından izlendiği biliniyor. Bu maçla ilgili filmlerde kadın futbolcuların sahaya, uzun çorap üstüne kısa etek ve şapkalar takarak çıktıkları görülüyor.
Kadın futbolunun altın çağı
Kadın futbolu en heyecanlı dönemini Birinci Dünya Savaşı sırasında yaşadı. Erkekler savaşa gitmiş, klasik rol dağılımı ortadan kalkmıştı. Kadınların her alanda yaptığı işbirliği ile klasik erkek sporu futbola da el atmışlardı. 20’li yıllarda İngiltere’de kadın futbolu altın çağını yaşadı denilebilir. Hemen her yerleşim yerinde erkek futbol takımlarının yanısıra kadın futbol takımları kuruldu. Birinci Dünya Savaşı sırasında Fransa’da da futbol takımları kuruldu. Ancak erkek federasyonları kadınları üyeliğe almayınca, kadınlar kendi federasyonlarını kurdular.
Almanya’da yasaklandı
Kadın futbolu 20. yüzyılın başında Almanya’da da ilgi görmeye başladı, ama bir farkla kadınlar sahada koşmuyor; bir çember oluşturup topu birbirlerine atıyorlardı. 20li yılların başında diğer Avrupa ülkelerinde büyük ilgi gören kadın futbolu Almanya’da yasaklandı. Futbol Federasyonunun kadınlara sahaları kapatma kararının gerekçesinde “kadınlar futbol için uygun değildir, bu yüzden de kadın klüpleri desteklenmemelidir” yazıyor. 1954 yılında Alman erkek milliler dünya şampiyonu olunca kadın futbolu yine gündeme geldi. Kadın millilerin heyecanı 1955 yılında Hollanda ile 2:2 berabere kalmalarından sonra bitti. Alman Futbol Federasyonu bir kez daha kadın futbolunu yasakladı. Bu yasak 1970 yılına kadar sürdü. Kadın hareketinin de etkisi ile değişen toplum, bu tür bir yasak kararına daha fazla boyun eğmek istemeyince Futbol Federasyonunun kongresinde yasak kararı kaldırıldı. Yine de “kadınların zayıf doğasından dolayı, kış ayları boyunca maç yapmamaları, krampon giymemeleri ve topun daha küçük ve haifi olması” ilkeleri kabul edildi.
UEFA’dan destek
1971 yılında Avrupa Futbol Federasyonları Birliği UEFA kadın futbolunu destekleme kararı aldı. Bu karar nedensiz değildi. Kadınların federasyondan ayrılmasından endişe edilmiyordu. Nitekim bazı kadın takımları 1969 yılında Avrupa Bağımsız Kadın Futbolu Federasyonu’nu kurmuş ve 1970 yılında ilk rezsmi olmayan dünya kadın futbol şampiyonası oynanmıştı. Martini ve Rossi adlı içecek firmasının destek veridği bu şampiyonaya da bir Alman kadın futbol takımı katılmıştı. UEFA 1984 yılından bu yana kadın futbol takımları için Avrupa Şampiyonası düzenlerken, Almanya da 1986 yılından itibaren kadınlar için federal lig kurdu. Dünya Futbol Federasyonu FİFA ise 1991 yılından itibaren kadın takımları için dünya futbol şampiyonası düzenlemeye başladı. Kadın futbolu Avrupa ülkelerinin hemen tamamında ulusal ligler düzeyinde oynanıyor artık.
ABD’de durum
ABD’de ise farklı bir durum var: Erkekler arasında pek popüler olmayan futbol kadın sporu olarak görülüyor. Ve artık maç kuralları herkes için aynı. Kazanmanın kuralı ise ekip disiplini. Alman mili takımı kaptanı Birgit Prinz, Brezilya ile oynadıkları maçı bu şekilde kazandıklarını söylüyor:
“Bazı hamlelerde şansımız yaver gitti ama gol atmayı da başardık. Ayrıca takım olarak çok iyiydik. Bu nedenle dünya şampiyonu olmayı hakettiğimizi düşünüyorum”.