1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kıbrıs’ta seçim gerginliği

Duygu Leloğlu 15 Şubat 2008

Kıbrıs’ta Pazar günü cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılıyor. Adanın nabzını tutan gazeteci Duygu Leloğlu Rum yetkililerle görüştü.

https://p.dw.com/p/D89v
Kıbrıs'ta Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde adada sinirler gergin
Kıbrıs'ta Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde adada sinirler gerginFotoğraf: AP

Kıbrıs'ta pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde adada sinirler gergin. Cumhurbaşkanlığı adayları, halktan oy toplamak için her türlü yöntemi deniyorlar. Son olarak Cumhurbaşkanı Tasos Papadopoulos'un liderliğindeki Güney Kıbrıs hükümeti, Avrupa Komisyonu aleyhinde, AB Adalet Divanında dava açtı.

Papadoupoulos, Komisyon'u, Kuzey Kıbrıs için öngörülen 259 milyon euroluk AB mali yardımın verilmesi için, Kuzey Kıbrıslı yetkilileri direk muhatap alarak, tanımakla suçluyor. Dışişleri Bakanı Erato Kozako Markulli, Deutsche Welle'nin sorularını yanıtladı.

Papadoupoulos AB Konmisyonu'na tepki gösteriyor
Papadoupoulos AB Konmisyonu'na tepki gösteriyorFotoğraf: AP Photo/Petros Karadjias

Biz sadece bir ihaleye ilişkin mahkemeye başvuruda bulunduk. Mahkemeye başvurmamız konusunu biz değil, Avrupa Komisyonu duyurdu. Bu bir enerji ihalesine ilişkin, oldukça da spesifik bir konu. Dava açmamızın gerekçesi ise, Komisyonun, ihaledeki düzenlemesinde sözde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yetkililerini de muhatap almasından kaynaklanıyor.


Brüksel’e açılan dava

Markulli, Brüksel'e karşı açılan davanın seçimlerle hiç bir ilgisinin olmadığını da iddia etti: “Bu haber Brüksel'den geldi. Bizim kamuoyuna duyurmak gibi bir niyetimiz yoktu. Bilginin kendisi de zaten Komisyon'un Genişleme Müdürlüğünden geldi. Bu konuda bana sorulduğu için ben de haliyle haberi doğruladım. Bunun seçimlerle hiç bir alakası yok. Tabii ki eğer Komisyon bu ilhaleyi geri çekseyde, biz de mahkemeye gitmeyecektik.”

Rum tarafının en önemli gazetelerinden biri olan Politis'in Genel Yayın Yönetmeni Andreas Parachos ise Rum hükümetinin bu adımını akıllıca bulmuyor: “Şu anda gücün kimde olduğunu anlamak için en azından akıllı olmanız veya mantıklı davranmanız gerekiyor. Acaba biz şu anda, AB'nin Kıbrıslı Türklere para vermemesi sağlayabilecek bir konumda mıyız? Parayı insanlar savaş yapsınlar diye vermiyorlar. Kuzeyde elektrik sağlama konusunda çok ciddi sorunları var. Para vermelerinin nedeni de, onlara elektrik sağlayabilmek.”


Çözüm beklentisi

Dışişleri Bakanı Erato Kozako Markulli, seçimlerin adadaki çözüm çabalarıyla ilgisi bulunmadığına inanıyor
Dışişleri Bakanı Erato Kozako Markulli, seçimlerin adadaki çözüm çabalarıyla ilgisi bulunmadığına inanıyorFotoğraf: AP

Dışişleri Bakanı Erato Kozako Markulli, “Kıbrıs'ta seçimlerin sonucu, adada siyasi çözüm yoluna ilişkin bir değişikliğe yol açabilir mi?” sorumuza şöyle karşılık veriyor: “Bunun seçimlerle bir ilgisi yok. Seçimler, Cumhurbaşkanlığını seçmeye yönelik. Tabii ki Kıbrıs'ın Cumhurbaşkanı, barış müzakerelerinde adadaki Rum toplumunun da lideri sıfatına sahip. Ama çözümün altyapısı belli. Müzakere sürecinin tekrar başlayabilmesinin koşulları da belli. Herkes 8 Temmuz anlaşmasından ve Gambari sürecinden bahsediyor. Bu nedenle Cumhurbaşkanının kim olacağı çok da önemli değil. Çünkü seçimlerden sonra yapılması gereken, ortadaki anlaşmanın ve Gambari sürecinin hayata geçirilmesinden ibarettir.”

Markulli sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bizce bu yarışta herkes kafa kafaya gidiyor. Seçim sonuçlarını görmeden de önceden öngörüde bulabilmek çok zor. Çok zor. Toplum üç aday konusunda eşit bir şekilde üçe bölünmüş durumda. Birinci, ikinci ve üçüncü arasındaki fark da çok çok az olacak. 517 bin seçmenimiz olduğunu düşünürseniz, 500 kişi bile fark yaratabilir.”

Papadopoulos'un Kıbrıslı Türklerle bir geçmişi olduğuna dikkat çeken Markulli görüşlerine şöyle devam ediyor: “1963 yılında Rum tarafı liderlerinden bir tanesiydi. Ona güvenmiyorlar. Papadopoulos dışındaki her iki aday da, Christophias veya Kasoulides çok daha iyi olur. Papadopoulos, diplomatik açından da dış desteği kaybetti. Diplomatlar toplandıklarında Papadopoulos hakkında hiç de iyi konuşmuyorlar. Christophias, dört buçuk yıl Papadopoulos'un ortağı olsa da, onunla aynı politikayı yürütse de ondan çok daha iyi. Ama tabi şu anda ayrılığa doğru gittiğimizi gördü. Christophias'ın Kıbrıslı Türklerle ilişkileri her zaman çok iyi oldu. Bence Talat ile bir çözüm yolu bulabilirler.”