1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

240311 Syrien

25 Mart 2011

Suriye de isyan dalgasına kapılan ülkeler arasına girdi. Beşar Esad karşıtları güvenlik güçlerinin sert müdahalesine rağmen protestolarını sürdürüyor. Uzmanlar Suriye'nin geleceğini Deutsche Welle'ye değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/10hbY
Fotoğraf: AP

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 1971 yılında darbeyle iktidara gelen babası Hafız Esad’ın ölümünün ardından 2000 yılında iktidarı devralmıştı. Uzmanlar, ülkeyi olağanüstü hal ile yöneten Hafız Esad’ın ardından, Beşar Esad’ın yeni bir bahar dönemi başlatacağına inanıyordu.

Ancak, Londra’da öğrenimini tamamlayan göz doktoru Beşar Esad, babasının izinden giderek, muhalefeti baskı altında tutan yönetim tarzını sürdürdü. Esad yönetimi, protesto gösterilerine sert şekilde müdahale ediyor. Geçtiğimiz Çarşamba günü güvenlik güçlerinin bir camiye düzenledikleri baskında resmi verilere göre altı, muhaliflere göre 100 kişi hayatını kaybetti.

“Kıvılcım bir Arap ülkesinden diğerine sıçrıyor. Suriye de bundan kaçamaz. Şam’daki rejim bunun dışında kalamaz”şeklinde konuşan Alman İslam bilimci Udo Steinbach, Arap dünyasındaki halk hareketinin, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı da etkileyeceğini ifade etti.

Syrien Gewalt Proteste Deraa Daraa
Fotoğraf: picture alliance/abaca


"İsyanın tetikleyicisi işsizlik ve gelir düzeyi"


Beşar Esad iktidarı sonrası, ülkedeki ekonomik durum da daha iyiye gitmedi. Ülkedeki gençlerin işsizlik oranı yüzde 20 oranında seyrediyor. “Ekonomik çaresizlik, yolsuzluklara karşı duyulan hoşnutsuzluk, dışlanma duygusu ve katılım imkanlarının eksikliği, ki bu daha ziyade ülkenin güneyinde, başkent Şam’dan uzakta, ekonomik sıkıntının daha yoğun olduğu yerlerde daha fazla hissediliyor. Buralarda ekonomik koşulların olumsuzluğu başkent Şam ya da Halep gibi kentlerden daha çok hissediliyor. Ki oralar da kaynamaya başladı" diyen, İslam bilimci Udo Steinbach, gelir düzeyinin ve işsizliğin halk ayaklanmasını tetiklediğine işaret etti.

Ülkede başlayan protesto gösterilerinin, bölgede önemli bir güç olan Şam yönetimini sarsıp sarsmayacağı belirsiz. Esad yönetiminin en güçlü tabanını Aleviler oluşturuyor. Aleviler, Baas Partisi ve gizli servis içindeki en önemli görevleri ellerinde bulunduruyor. Hamburg merkezli Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü GIGA’dan Andre Bank, “Bu tabiî ki bir sorun. Ancak rejimin ayakta kalabilmesi için önemli olabilir. Nitekim Mısır’dakinden farklı olarak, Suriye ordusu ve gizli servisi, Esad’ın karşısında yer almayacaktır. Çünkü Beşar Esad’ın sonu onların da sonu olur” diyerek, bu durumun Esad yönetiminin lehine işleyebileceğine işaret etti.

Syrien Gewalt Proteste Deraa Daraa
Fotoğraf: picture alliance/abaca



Şam, İran'a bel bağlıyor

Esad yönetimi, Aleviler’in yanı sıra dışarıda da İran’a bel bağlıyor. İran ile ittifak 1970’li yılların sonu ve 80’li yılların başlarında, dönemin Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in nüfuzunu azaltmak üzere başlatılmıştı. Nitekim Saddam Hüseyin, 1979 yılındaki İslamî devrimden bir yıl sonra İran’a saldırmış, Birinci Körfez Savaşı’nı tetiklemiş ve Arap birliği yanlısı aynı Baas partisine mensup olmalarına rağmen Hafız Esad ile yıldızları hiç barışmamıştı. “Bu, rejimlerin bir dayanışması, halkların değil. Halkın yüzde 80'inin Sünni olduğu Suriye ile halklar arasında sıcak bir ilişki hiç olmadı” şeklinde konuşan İslam bilimci Steinbach, bugünkü halk ayaklanmalarında Şam yönetiminin Tahran yönetiminden destek almasının mümkün görünmediğini belirtti.


Uzmanlar, Suriye'deki siyasi gelişmelerin seyrinin, Devlet Başkanı Esad'ın protestolara nasıl karşılık vereceğine ya da söz verdiği reformları hayata geçirmesine bağlı olduğu görüşünde. İslam bilimci Steinbach, Esad'ın devrilmesi durumunda, bunun Ortadoğu'daki barış sürecine de etkileri olacağını ifade etti.


© Deutsche Welle Türkçe


Dominik Peters / Çeviren: Gezal Acer

Editör: Beklan Kulaksızoğlu