1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran oyalama taktiği izliyor

Philipp, Peter17 Nisan 2008

BM daimi üyeleri ve Almanya İran’ın nükleer programını ele alıyor. Tahran yönetiminin son adımlarını değerlendiren Deutsche Welle editörü Peter Philipp, İran’ın kendine has taktikler uyguladığına dikkat çekiyor.

https://p.dw.com/p/Dj1C
Peter Philipp
Peter Philipp

Birleşmiş Milletler’in 5 daimi üyesi ile Almanya’nın İran’a karşı yeni önlem arayışı İran yönetimini pek etkilemişe benzemiyor. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, kısa süre önce, 6 bin santrifüj üretimine başladıklarını açıkladı. Tahran, bu tutumuyla yurtdışından gelen bütün talep ve uyarıları reddettiğini ve hakkında alınan yaptırım kararlarını protesto ettiğini ortaya koyuyor.


İran bu adımı atarken diğer taraftan kendi inisiyatifiyle bazı faaliyetlere girişiyor. İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Gülümrıza Ağazade, geçen hafta sonu için duyurduğu Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ziyaretini son anda erteleme kararı alıyor. Buna karşılık İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki, elbette hiçbir ayrıntısına girmeden, “uluslararası ve diğer sorunların çözümü için bir İran inisiyatifi” geliştirdiklerini ilan ediyor.


İran’ın taktiği

Yurtdışından baskı arttığında birtakım faaliyetlere girişmek İran’a has eski bir taktik. İran, hakkında alınabilecek muhtemel yaptırım kararlarının altına imza atacak kişileri zor durumda bırakmayı hedefliyor. İran planının bir yüzü, İran’ın negatif imajını onarmayı amaçlıyor; Tahran, bölgede huzursuzluk faktörü konumundan sıyrılmak istiyor. Ayrıca uluslararası toplumun baskısına aldırmadığını sergiliyor.


İran’ın yetkili ağızlarından son dönemde sık sık “bölge sorunlarını müzakere etmeye hazırız” ifadeleri dile getiriliyor. Bölgesel sorunlar arasında değerlendirilse bile nükleer program konusu özellikle vurgulanmıyor. Tahran, Irak ile ilgili Amerika Birleşik Devletleri ile müzakere masasına oturmayı arzuluyor. Bağdat’ta yapılan ve Amerikan tarafının ikinci turunu son anda iptal ettiği görüşmeler İran ile Amerika Birleşik Devletleri arasında tek resmi temas olarak kayda geçti.


Bush’un tavrı

Anlaşılan Başkan George Bush, İran yönetimiyle zarurinin ötesinde temas kurmak yanlısı değil. Bush, İran’da rejim değişikliği talep eden görüşünü terk etmiş değil. Bush'un rejim değişikliği konseptine ortak sorunların diplomatik çerçevede ele alınması uymuyor. Birleşmiş Milletler’in 5 daimi üyesi ile Almanya’dan oluşan 5+1 Grubu’nun etkin üyesi Bush, Tahran ile ciddi müzakerelerin bu konumunu olumsuz etkileyeceğini hesaplıyor.


İranlı yetkililerin “İsrail dışında her ülkeyle müzakere kurmaya hazırız” açıklamaları da sorun yaratıyor. Gerek İsrail’in reddi gerekse Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın İsrail ve siyonizm karşıtı çıkışları, Tahran yönetimi ısrarla aksini savunsa ve iddianın kanıtlanabilmesi için yeterince kanıt bulunmasa da, İran’ın nükleer bomba hedeflediği kuşkusunu artırıyor.

Haklı ya da haksız


İran, son çıkışlarıyla nükleer programıyla ilgili tartışmayı sürüncemede bırakmayı hedefliyor. İranlı yetkililer, uranyum zenginleştirmeye son vermeye çağıran Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararının geri alınmasının mümkün olmadığının bilincinde. İran, haklı olarak, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’nın (NPT) kendisine sağladığı bir haktan yararlandığını vurguluyor. Ancak bu nokta da İran’ın durumunu değiştirmiyor; yaptırımlar, Tahran’ın konumu haklı ya da haksız olduğundan bağımsız olarak, İran Güvenlik Konseyi’nin taleplerine uymadığı için uygulanıyor.