1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İklim değişikliği tarımı zorluyor

Sabine Kinkartz3 Aralık 2007

İklim değişikliği sonucu Avrupa'da artan ısı zirai faaliyetleri etkiliyor. Çavdar, mısır, arpa ve buğday, değişen iklim koşullarından olumsuz etkileniyor. Uzmanlar iklim şartlarına dayanıklı bitkiler araştırıyor.

https://p.dw.com/p/CVz0
İklim değişikliği tahılda kalite düşüşüne yol açıyor.
İklim değişikliği tahılda kalite düşüşüne yol açıyor.Fotoğraf: AP

Leibniz Tarım Araştırmaları Enstitütüsü Berlin’e 50 km. uzaklıkta bir tarlada deney yapıyor. Başlarını topraktan henüz çıkarmış bitkiler soğuğa dayanmaya çalışıyor. 12 kadar, yaklaşık 1 metre yüksekliğindeki gri kasa dikkat çekiyor. Müncheberg’deki, Leibniz Tarım Araştırmaları Merkezi’ndei Profesör Karl-Otto Wenkel gri kasaların işlevini şöyle açıklıyor:

“Bu kasaların içinde, üç ila 5 metre tadar derine inebilen ve toprağın nemini ölçen sensörler var. Tüm yıl boyunca düzenli olarak toprak ısısının uğradığı deşimleri, bunun nasıl gerçekleştiğini, hangi maddelerin yüzeyden toprağın altına sızdığını, sızan maddelerin nerede biriktiğini, hangilerinin kaynak sularına karıştığını, ne kadar azot toplandığını ve tüm bunların bitki yetiştirmekle ilintisini araştırıyoruz. “

Yeni zirai stratejiler

Hedef topraktaki değişimi gözlemek, yeni ekim sistemleri ve farklı gübreleme stratejileri oluşturmak. Ancak bu, iklim değişiminin tarım üzerindeki olası etkisini tahmin edebilmeyi hedef alan bir dizi analizden sadece biri. Enstitünün arazisindeki kapalı seralarda da çalışmalar sürüyor.

“Bu yolun solunda pitotron olarak adlandırdığımız tamamen kapalı seramız var. Bu binadaki büyük iklim odalarında ışığı ve ısıyı aynı anda ayarlayabiliyoruz, bu temelde bitkilerin değişen ısı ve ışın koşullarına nasıl tepki gösterdiklerini anlayabiliyoruz.”


Tahılda kalite düşüyor

Profesör Wenkel, “bitkilerin çok daha aşırı ısılarda, daha fazla güneş ışığı altında ve özellikle havada artan karbondioksite karşı nasıl tepki göstereceğini saptamak zorundayız” diyor. Leibnitz Tarım Araştırmaları Merkezi (ZALF), aynı zamanda Braunschweig’daki bir enstitü ile birlikte de çeşitli deneyler yapıyor. Bu deneylerde tahıl çeşitleri, karbondioksit oranı yüksek seralarda yetiştiriliyor. İlk bakışta, çavdar ve buğday alışılandan daha bile iyi yetişmiş görünüyor. Ama Profesör Wenkel bunun sadece görüntüde olduğunu söylüyor:

“Bu buğdayın önemli bir dezavantajı var: Bu ürünlerle yapılan ekmeğin kalitesinin düştüğünü gördük, hem de büyük ölçüde. Bazı enzimler ve protein oranı azalıyor. Ve bunun nedenini henüz bulabilmiş değiliz. Yüksek oranda azot verilse de, karbondiyoksit yoğunluğunun fazla olması, bu ürünleri etkiliyor. Bu olumsuz gelişmeyi önlemek için nasıl önlemler alabileceğimizi, üretimde değişiklik yapıp yapamayacağımızı, ya da neyi değiştirmemiz gerektiğini araştırıyoruz.”


Karmaşık etkiler

Profesör Karl-Otto Wenkel, kağıt yığınları, dosyalar ve kitaplarla dolu bürosunda 50 yıl sonra da lezzetli ekmek, pizza ve pasta yapılabilmesi için çalışıyor. Tarlalarda ve kapalı seralarda yapılan deneylerin pratik sonuçları bilgisayarda iklim araştırmacılarının tahminleriyle karşılaştırılıyor.

“Isıyı, karbondiyoksit miktarını ve yağışları aynı anda etkileyemeyeceğimize göre, deneylerden öğrendiğimizi matematik modellere uygulayarak beklenen karmaşık etkileri ölçmeye çalışıyoruz.”


”Üretim tarzı değişmeli”

Profesör Wenzel, insanoğlunun ısı artışını belli bir sınır içinde tutmayı başarabilmesi halinde, toprağın farklı bir biçimde işlenmesi ve üretim tarzı değiştirilmiş bitkilerle, orta Avrupa’nın kuzey kesimlerindeki tarımcılığın, yeni koşullara uyum sağlayabileceği görüşünde. Wenzel, enerji bitkileri olarak adlandırdığı kökleri derinlere inen bitki türlerinin tercih edilmesini öneriyor. Bu tür bitkilerden olan kaba yonca ve sarı yonca, eski yüzyıllarda hayvan yemi olarak üretilmiş, ancak zamanla ekonomik nedenlerle tarlalardan yokolmuştu. Bu bitkiler toprak altında daha fazla humus yoğunlaşmasına ve nem depolanmasına yol açıyor. Beklenen kuraklık dönemleri için bunun önemi oldukça büyük. Aynı zamanda tarımcıların alışılmış mono kültürlerden vazgeçmelerini de ısrarla öneren Wenkel, çeşitliliğe yönelmenin çok önemli bir strateji olduğunu söylüyor.

“Bu yıl bunun güzel bir örneği var. Almanya’da bu yılın en verimli şeker pancarı mahsulü alındı ama tahılda verim büyük ölçüde azaldı. Bunun nedeni Nisan ayındaki kuraklığın ardından gelen aşırı yağışlardı. Tarımda ne kadar çeşitliliğe yönelirsek, aşırı iklim koşullarının etkisini de o kadar azaltabiliriz. Ama bu etkileri tamamen ortadan kaldıramayacağımız kesin.”

Özellikle iklime zararlı sera etkisi yaratan gazların emisyonu hiç frenlemeden devam eder ve 4 ila 5 derece ısı artışı meydana gelirse. “O zaman” diyor Prof. Wenkel, “iklim sistemi bir biçimde çöker ve dayanıklı bitki türleri bile bu koşullara zamanında uyum sağlayamaz.”