1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İtalya'nın Lübnan hamlesi

Jörg Seisselberg22 Ağustos 2006

Lübnan’a 5 bin asker göndermmeye ve barış gücünün komutasını üstlenmesi beklenen Fransa, daha sonra 200 asker göndereceğini duyurarak hayal kırıklığı yaratmıştı. Şimdi ise İtalya, Lübnan barış gücü komutasını üstlenmeye hazır olduğunu resmen BM’e bildirdi. Alman Radyolar Birliği’nden Jörg Seisselberg’in yorumu...

https://p.dw.com/p/AZoX

“Nihayet bir cesur çıktı. Fransa’nın Lübnan riskini göze alamamasından sonra devreye İtalya girdi. Başbakan Romano Prodi, dış politik hesaplarına uygun düştüğü için bu tehlikeli göreve hazır olduklarını duyurdu.

İtalya, yeniden dünya politikasının liderleri arasına girmek istiyor. Prodi hükümet programında, bunu açıkça dile getirmişti. Roma yönetimi, eline geçen ilk fırsatı kullanıp Lübnan’da kendini göstermeye hazırlanıyor. Dış dünya ise rahat nefes alacak. Çünkü, BM’in son yıllarda başlattığı barışı koruma görevlerinin belki de en tehlikelisi sayılan Lübnan barış gücü, dünya devletlerinin göze alamamaları nedeniyle fiyaskoyla sonuçlanmak üzereydi.

İtalya’daki hükümet değişikliği ve eski AB Komisyonu Başkanı Prodi’nin bu cesareti göstermesi büyük şans. Berlusconi liderliğindeki bir İtalya’nın böyle riskli bir operasyona soyunması düşünülemezdi. Eski yönetim, Washington’un dümen suyunda seyrediyordu ve hiçbir Arap devleti Berlusconi’li İtalya’nın Lübnan’daki birinci yabancı askeri güç olmasını kabul etmezdi. Prodi İtalyası ise Lübnan kadar İsrail’in de onayını buluyor.

Bu da İtalya’nın dışarda bundan dört ay öncesinden çok farklı algılandığını gösteriyor. Prodi bu değişikliği en kısa zamanda başardı. Barış gücünü İtalya’ya emanet etmek BM için hiç de kötü bir çözüm değil. İtalya, hem barış gücü tecrübesi olan hem de Akdeniz bölgesinde dış politika geleneği eskilere dayanan bir ülke.

Hayal kırıklığı ile sonuçlanan Somali misyonu İtalya’ya ders oldu. İtalya, işlev ve yetkilerinin kesin çizgilerle belirlendiği ve emir-komuta zincirinin ayaklara dolaşmadığı bir barış gücü görevinin çok daha etkili olacağını anladı. 1701 sayılı karar bu şartlara uygun değil. Güvenlik Konseyi’nin benimsediği muğlak ifadeler tehlikeli göreve temel oluşturacak özelliklerden mahrum. Başkan Bush kesin ve açık bir karar istemekte haklı. Prodi de O’nu, bu konuda desteklemekle en iyisi yapıyor.

Barış gücünün başarı şansı, Hizbullah’ın ne zaman silahsızlandırılıp kontrol altına alınacağının açıklanmasına bağlı. BM’den apaçık bir karar çıkmasının kaçınılmaz olduğu ve Ortadoğu barışı için Lübnan’a askeri kuvvet gönderilmesinden başka çare olmadığı kesin. Ama bu görevin son derece tehlikeli olduğu da.

Ama İtalyanlar, şimdilik yeniden dış prestij kazanmaktan memnun görünüyor ve görevin tehlikelerinden pek söz etmiyorlar. Ama İtalyan kamuoyunun tutumu aniden değişebilir ve Lübnan’dan tabutlar gelmeye başlarsa halk bu görevin sonuçlarından hiç de memnun olmadığını gösterebilir. Ülkedeki hissi tepkiler, Prodi hükümetinin başına dert olabilir. İtalya Başbakanı, ülkesine prestij kazandırmak için çok riskli bir işe girişmektedir.”