Hidrojenle çalışan otomobiller geliyor
27 Şubat 2008Yeryüzünde en çok bulunan, aynı cins atomlardan meydana gelen saf madde hidrojen elementidir. Hidrojen suyun ana maddesi olup hidrokarbonda, asitlerde ve bütün canlı organizmalarda da hidrojen bulunur. Yaklaşık yüzyıldır kimya endüstrisinin en önemli hammaddeleri arasında yer alan hidrojen aynı zamanda önemli bir enerji kaynağı da olduğundan, yenilenebilir ana enerji kaynakları çağına adını vermeye hazırlanıyor.
Alman hidrojen ve yakıt hücreleri federasyonundan Eberhard Behrend hidrojenin avantajlarını saymakla bitiremiyor: „Hidrojen sıvı ya da gaz halinde depolanabiliyor. Taşıtlardaki basınç ya da sıvı gaz depolarından çıkan hidrojen yakıt hücresinde buharlaşıyor ve elektrik akımına dönüşüp elektrik mmotorunu çeviriyor.“
Yakıt hücresi hidrojenin barındırdığı enerjiyi yarı yarıya elektriğe dönüştürebiliyor. Dizel motorlu araçlar bile akaryakıtın hareket enerjisine dönüştürülmesinde hidrojenin ancak yarısı kadar randıman verebiliyor. Bu işin teorik yanı. Bu teknikle imal edilmiş prototip otomobillerin sayısı artıyor. „Gördüğünüz prototip hidro-mobillerin beheri 800 bin ila bir milyon euro’ya maloluyor. Her parçası elle yapılıyor. Otomobillerin ucuzlaması için altyapının kurulması ve 50 ila 80 binlik seri imalata geçilmesi gerekiyor. Hidro-mobilin fiyatını ancak bu takdirde dizel motorlu araç düzeyine düşürebiliriz.“
Yakıt hücresi geliştirenler seviniyor
Petrol fiyatının yükselmesine belki de en çok yakıt hücresi geliştirenler seviniyor. Sürdürülebilir enerji ve ulaştırma sistemleri uzmanı Reinhold Wurster geleceğin otomobillerinin elektrikle çalışacağından yüzde yüz emin. Ama henüz bu aşamaya gelinmediğini söylüyor: „2012 ile 2015 yılları arasında ilk üç otomotivcilik kuruluşu yakıt hücreli otoların seri imalatına başlayacak. Bu şirketler Daimler, General Motors ve Honda olacak. Yakıt hücresine geçeceklerini bu yıl içinde duyuracaklar.“
Yakıt ikmali ve altyapısının yakıt hücresinne geçişte en büyük engeli teşkil ettiği söylenebilir. Belediye otobüslerinin hidrojen motoruyla deneme seferi yaptığı Berlin’de iki hidrojen istasyonu bulunuyor. Alman hidrojen ve yakıt hücrresi gederasyonundan Ulrich Schmidtchen, yakıt hücresiyle çalışan prototiplere de bu istasyonlarda dolum yapıldığını anlatıyor: “Bu istasyonlardan şimdiye kadar üç bin kez kazasız dolum yapıldı. Deneme seferleri için şimdiye kadar 17 müşteriye yakıt hücreli otomobil verdik. Bu araçlar ciddi arıza geçirmeksizin toplam 374 bin km. yol katetti.“
Hidrojenin önemi üretiminde
Hidrojen, elektrolizle, yani moleküller elektrik akımıyla ayrıştırılarak elde ediliyor. Su molekülü, hidrojen ve oksijen atomlarına ayrılıyor. Kimya endüstrisinde bol miktarda üretilip kullanılan hidrojen’in fiyatı normal akaryakıt düzeyinde. Enerji kaynağı olarak önem kazanması ise sürdürülebilir tarzda üretilebilmesine bağlı. Schmidtchen’in de dediği gibi rüzgar türbini ya da hidrolik santralların enerji fazlasıyla üretildiği zaman: “Danimarka’da yakıt hücresiyle çalışan lokomotif geliştiriliyor. Hidrojen üretiminde de rüzgar türbinlerinden artan elektrik kullanılacak.”
1973 yılındaki ilk petrol kriziyle birlikte start verilen hidrojen araştırmaları devlet tarafından teşvik ediliyor. Otomobil, otobüs ve gemi motorlarında kullanılacak yakıt hücrelerinin geliştirilmesi için Almanya hükümeti önümüzdeki on yıllık dönemde 500 milyon euro’luk teşvik uygulayacak. Sanayi şirketleri de araştırma ve geliştirme çalışmalarına yarım milyar harcayacak. ABD ve Japonya’nın aksine Avrupa’nın sürekli hidrojen projesi uygulamadığını farkeden Birlik Komisyonu da bu proje için 2017 yılına kadar 470 milyon euro’luk yardımda bulunacak.