Gen araştırmalarında iki yeni keşif
7 Ekim 2008Southampton Üniversitesinden Sarah Ennis ve Andrew Lotery, Lancet dergisinde yayımlanan raporlarında, Serping 1 adlı bir genin içinde yaşla bağlantılı makula dejenerasyonuyla (AMD) ilişkili 6 değişken (varyant) bulduklarını bildirdi.
AMD’nin tam tedavisi yapılabilecek
İngiliz bilim adamları, bu buluşlarının, körlüğün tedavisine giden yolu açabilecek AMD genetiğinin anlaşılmasına daha da yardımcı olacağını kaydetti.
Retinanın merkezindeki bir bölge olan makulanın hassas hücrelerinin zarar görmesi anlamına gelen AMD, insanlar yaşlandıkça ortaya çıkıyor. Hastaların yaklaşık yüzde 90'ının da AMD'nin şimdilik tedavisi olmayan kuru versiyonuna
rastlanıyor.
AMD'nin, küçük kan damarlarının retina ile gözün arkasında oluştuğu ıslak versiyonu ise günümüzdeki ilaçlarla tedavi edilebiliyor.
Bir diğer önemli buluş tarımda
Öte yandan, dünya nüfusunun yüzde 35'inin temel gıda maddesi buğdayın son derece zor olan gen haritasının çıkarılması konusunda uluslararası bir bilim ekibi tarafından yürütülen çalışmalarda büyük ilerleme sağlandı.
Amerikan Science dergisinde yayınlanan makaleye göre, bilim adamları buğdayın en büyük kromozumu 3B'nin fiziki haritasını yeniden oluşturarak, bu tahılın gen haritasının tamamının çözülmesinin yolunu açtı.
Kuraklığa dayanıklı buğday geliyor
Dünyanın en önemli gıda maddesi buğdayın gen haritasının çıkarılmasının, bilim adamlarının daha verimli, kuraklığa ve diğer dış etkenlere daha dayanıklı buğday türleri geliştirebilmelerine olanak sağlayabileceği belirtilen makalede, Latince adı "Triticum aestivum L." olan buğdayın büyük ekonomik önemine rağmen, gen haritasının çıkarılmasının, mısır, pirinç ve başka tahıllara oranla geç
kaldığının altı çizildi.
Buğdayın genomunda, insanınkinin 5 katı ve pirincin 40 katı, 17 milyar çift kimyasal kod bulunuyor. Ayrıca sekansların yüzde 80'i tekrarlanırken, genomun tamamı toplam 6 veya 42 kromozom içeriyor.
Araştırmacılar, bu nedenle tarımı yapılan türler arasındaki genetik değişkenliğin çok zayıf olduğunu belirtiyor.
Fransız bilim adamlarının liderliğindeki çalışmaya, İsrail, ABD ve Çek Cumhuriyeti'nden araştırmacılar da katılıyor.