Geçmişten bugüne kayyum: Ne kadar hukuki?
4 Kasım 2024İçişleri Bakanlığının Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk, Batman Belediye Başkanı Gülistan Sönük ve Halfeti Belediye Başkanı Mehmet Karayılan'ı "terör" gerekçesiyle görevden alarak yerlerine merkezi idareden atama yapması kayyum tartışmalarını bir kez daha gündeme getirdi.
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) 1988'de iptal ettiği, ancak 15 Temmuz darbe girişimi sonrası çıkarılan bir Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile geri dönen düzenleme sebebiyle son 10 yılda 147 belediyeye kayyum atandı. DEM Parti, kayyum uygulamasının Anayasa'ya aykırı olduğunu savunuyor. İçişleri Bakanlığı ise kayyum atamaları ile ilgili olarak Anayasa'nın 127'inci maddesine işaret ediyor.
"Mahalli İdareler" başlıklı Anayasa'nın 127'nci maddesi, İçişleri Bakanı'na "görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyelerini, geçici bir tedbir olarak kesin hükme kadar (görevden) uzaklaştırma" yetkisini veriyor. Ancak bu maddede görevden alınacak belediye başkanının yerine kimin atanacağına ilişkin bir düzenleme yer almıyor.
Belediye başkanlarının görevden alınmasına ilişkin koşullar 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda düzenleniyor. İçişleri Bakanlığı, görevden almanın kanuni dayanağı olarak 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 45, 46 ve 47'inci maddelerini gösteriyor. "Görevden Uzaklaştırma" başlıklı 47'inci maddede "Görevleriyle ilgili bir suç nedeniyle haklarında soruşturma veya kovuşturma açılan belediye organları veya bu organların üyeleri, kesin hükme kadar İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir" deniliyor.
Kanunun 45'inci maddesinde ise "Belediye Başkanlığının Boşalması Hâlinde Yapılacak İşlemler" düzenleniyor. 15 Ağustos 2016 tarihinde KHK ile bu maddeye eklenen fıkra ile de İçişleri Bakanı'na belediye başkanlarını terör gerekçesiyle görevden alma durumunda valileri veya kaymakamları kayyum olarak atama yetkisi verilmişti. 45'inci maddenin ikinci fıkrasında, bu hüküm şöyle düzenleniyor:
"Ancak, belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesinin terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılması veya tutuklanması ya da kamu hizmetinden yasaklanması veya başkanlık sıfatı veya meclis üyeliğinin sona ermesi hallerinde 46'ncı maddedeki makamlarca belediye başkanı veya başkan vekili ya da meclis üyesi görevlendirilir."
Bu KHK, 10 Kasım 2016'da aynen kabul edilerek yasalaştı.
TTB: 2016'daki düzenleme değiştirilmeli
Türkiye Barolar Birliği (TBB), kayyum atamaları ile ilgiliyaptığı yazılı açıklamada Belediye Kanunu'na darbe girişimi sonrasında ilan edilen olağanüstü hâl döneminde 674 sayılı KHK ile eklenen ve İçişleri Bakanı'na "terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırma" yetkisi veren düzenlemeye dikkat çekti. Bu düzenlemenin anayasal temelinin bulunmadığını kaydeden TBB, AYM'nin bu konuda 1988 yılında verdiği bir kararı hatırlattı.
Görevden alınan başkan yerine görevlendirilecek kişi için kanunun, yalnızca belediye başkanı seçilme yeterliğine sahip olması koşulunu düzenlediğini anımsatan TBB, "son kayyum atamalarında, herhangi bir Belediye Meclisi üyesinin değil valilerin ve kaymakamların atanması, takdir yetkisinin, seçmenin iradesi gözetilmeden kullanıldığının açık bir göstergesidir" dedi.
Açıklamada, İçişleri Bakanlığının verdiği karardan derhal vazgeçerek belediye başkanlarını görevine iade etmesi istenirken "Belediye Kanunu'na 2016 yılında eklenen düzenleme değiştirilmeli, seçme ve seçilme hakkına müdahale anlamına gelecek tek bir uygulama dahi gerçekleştirilmemelidir" önerisi getirildi.
DEM Parti: Anayasa'ya aykırı
DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüsü ve Avukat Öztürk Türkdoğan da Anayasa'nın 127'inci maddesinin çok açık olduğunu belirterek "Bir belediye başkanı ancak görevinden dolayı suçlanırsa görevden alınır. Bu durumda da belediye meclisi içinden görevlendirme yapılır. Bu kural, 1982 Anayasası'ndan bu yana değişmedi" dedi.
Buna karşılık 2016'da getirilen KHK'nın ilgili hükmüne, iptal istemiyle bugüne kadar hiçbir mahkemenin AYM'de dava açamadığına işaret eden Türkdoğan, "Bu mahkemelerin siyasi baskı altında olduğunu gösterir" ifadesini kullandı.
AYM'nin 1988'de kayyuma izin veren KHK'yı iptal ettiğine dikkati çeken Türkdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından KHK ile yeniden getirilen uygulamanın Venedik Komisyonu ile Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi raporlarına aykırı olduğunu da kaydetti.
Kaç belediyeye kayyum atandı?
DEM Parti'nin verilerine göre, son üç yerel seçim döneminde DEM, HDP ve DBP'ye ait belediyelere kayyum atandı. Buna göre, 30 Mart 2014'te DBP, 102 belediye başkanlığı kazandı. Ancak İçişleri Bakanlığı, 15 Ağustos 2016'dan itibaren bu partiye ait 3 büyükşehir, 7 il, 62 ilçe ve 23 belde olmak üzere 95 belediyeye kayyum atadı.
HDP'nin girdiği 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde kazanılan 65 belediyeden ise 48'ine kayyum atandı. Bunlardan 3'ü büyükşehir, 5'i ise il belediyesi oldu.
DEM Parti, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde toplam 78 belediye başkanlığını aldı. Ancak bugün yapılan atamalarla birlikte toplamda 4 belediyeye kayyım atanmış oldu. DEM Partili Hakkâri Belediye Eş Başkanı Mehmet Sıddık Akış da 3 Haziran 2024'te görevinden uzaklaştırılmıştı.
CHP'den ise Esenyurt Belediyesi'ne 31 Ekim'de kayyum atandı. İlçenin seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Özer terör örgütü üyeliği iddiasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kayyum uygulaması neden tartışılıyor?
Belediye başkanları, seçime girmeden önce Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) onayından geçiyor. Belediye başkanları, adaylıkları öncesinde herhangi bir siyasi yasakları bulunmadığına dair adli sicil kayıtlarını YSK'ya sunuyor. YSK, yaptığı inceleme sonucunda "seçilme yeterliliğine" sahip kişileri onaylayarak aday listelerini kesinleştiriyor.
Bir belediye başkanı, hakkında terör soruşturması veya davası olsa bile belediye başkanlığına aday olabiliyor. Ancak aynı kişi, belediye başkanı seçildikten sonra hakkındaki bir terör soruşturması gerekçe gösterilerek İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınabiliyor. Seçim öncesinde kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı adaylığa engel olurken, seçildikten sonra başlayan bir terör soruşturması veya kesinleşmeyen bir mahkumiyet kararı görevden alınmanın önünü açabiliyor.