Fransa’da şiddet alarmı

“Kabus geri mi döndü?” Fransa’nın hafta sonundan beri yanıtını aradığı soru bu. Fransa’da iki yıl önce bir banliyöde çıkan ve ülke geneline yayılarak haftalarca kontrol altına alınamayan olaylarda ülkede son 40 yılın en büyük şiddet olayları yaşanmıştı. Hafta sonunda iki gencin ölümünün ardından patlak veren şiddet eylemleri de ülkede iki yıl önce yaşanan senaryoların tekrarlanacağı endişelerine yol açıyor.

Yaralı sayısı 100’ü buldu

Hafta sonunda Paris banliyölerinden Villers-le-Bell’de patlak veren şiddet olaylarında şimdiye kadar yüz civarında kişi yaralandı. Sokaklarda park halindeki araçları ateşe verilirken, gençler polise molotof kokteylleri ve taşlarla saldırdı. Fransa İçişleri Bakanı Micele Alliot-Marie, eylemcilerin polise silahla da ateş ettiğini belirtirken, halkı şiddet eylemlerini gerçekleştiren kişilerden uzak durmaları konusunda uyardı.

Polisin endişesi

Polis yetkililerine göre, Paris’in diğer mahallerine de sıçrayan şiddet olayları, iki yıl öncesine göre çok daha şiddetli boyutlarda. Fransa Polis Sendikası Genel Sekreteri Partice Riberio, “polis kendilerine silah doğrultan gençlerden daha fazla kaçamayacak ve neticede ateşe ateşle cevap vermek zorunda kalacaktır, bu da Paris mahallelerinde bir drama yol açacak” öngörüsünde bulundu. Fransız polisi eylemcilere şimdiye kadar plastik mermi ve göz yaşartıcı bombalarla karşılık verdi. Villers-le-Bell’de görev yapan bir polis memuruysa karşı karşıya kaldıkları durumu şöyle özetledi: “Gençler mahallenin bir ucunda arkamızdan gelerek bize saldırdı. Onlara karşı koymaya çalıştık. Gençlerden birisi bize bir çifte doğrulttu ve ateş açtı. Bazı meslektaşlarım açılan ateş sonucu yaralandılar”.

Görgü tanıkları: “Polis ilkyardım yapmadı”

Hafta sonunda bir polis aracına çarpan motosikletteki 15 ve 16 yaşlarında iki genç olay yerinde hayatını kaybetti. Tamamlanan ilk incelemelere göre, kazada polislerin herhangi bir suçu yok ancak kazaya tanık olanların bazıları, polisin kaza sonrası iki gence ilk yardım yapmadıklarını ve olay yerinden uzaklaştıklarını öne sürüyor. Paris emniyetinin konuyla ilgili soruşturması sürerken, bazı gençlere göre Villers-le-Bell’deki olaylar tesadüf değil: “Polis sürekli olarak bize tehditler savuruyor. En son iki gün önce, “yakında bazılarınızı yakalayacağız” şeklinde konuşmuşlardı. Olayın nasıl sonuçlanacağını biliyorum. Polisler yine hiçbir şey olmamış gibi bu işten sıyrılacaklar. Neticede bunlar Sarkozy’nin çocukları!”

2005 olayları unutulmadı

Fransa’da iki yıl önce polisten kaçan iki gencin, saklandıkları bir trafoda elektriğe kapılarak can vermeleri sonucu, banliyölerde ayaklanmalar yaşanmış, ve ülke genelinde yayılan ve haftalarca kontrol altına alınamayan olaylar 40 yılın en büyük şiddet olayları olarak tanımlanmıştı. Olayları yatıştırmakta güçlük çeken hükümet, valilere olağanüstü hal ilan etme yetkisi vermek zorunda kalırken, dönemin İçişleri Bakanı Nicolas Sarkozy’nin o sırada aldığı olağanüstü önlemler ve yaptığı açıklamalar büyük tepki çekmişti.

Bu yüzden Sarkozy’nin Cumhurbaşkanı olarak şimdiki olaylar karşısında nasıl bir tutum izleyeceği merak konusu. Hafta sonundan beri Çin’de bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, konuyla ilgili yaptığı ilk açıklamada, halkı itidalli olmaya çağırdı ve ülkeye dönüşünden hemen sonra acil bir kriz toplantısı emri verdi.

Sarkozy’nin başkanlığında bugün yapılacak ve İç güvenlikten sorumlu bakan ve yetkililerin yanı sıra İçişleri Bakanı Alliot-Marrie ile Başbakan Francois Filon’un da hazır bulunacağı toplantıda, şiddet eylemlerinin bir an önce son bulması için acil bir eylem planı hazırlanması bekleniyor.