1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
PolitikaFransa

Fransa seçimleri: Ilımlı Avrupalılar rahat bir nefes aldı

Bernd Riegert
8 Temmuz 2024

Avrupadaki ılımlı hükümetler, aşırı sağ kazanmadığı için rahatlamış durumda. Peki seçim sonuçları, Fransa ve AB'yi nasıl etkileyecek? Paris'ten Bernd Riegert’in analizi.

https://p.dw.com/p/4i1hC
Fransa'da seçimlerden sol ittifakın sürpriz bir şekilde birinci siyasi güç olarak çıkması, seçmende sevinç yarattı. Sonucu kutlayan seçmenler
Fransa'da seçimlerden sol ittifakın sürpriz bir şekilde birinci siyasi güç olarak çıkması, seçmende sevinç yarattıFotoğraf: Lionel Urman/ABACAPRESS/IMAGO

Fransa'daki erken genel seçimlerin ikinci turundaki sürpriz sonucun ardından, her üç siyasi cephe de kendilerini seçimin galibi olarak görüyor. Beklentilerin aksine ancak üçüncü siyasi güç olabilen aşırı sağcı Ulusal Birlik (Rassemblement National-RN) yine de parlamentodaki sandalye sayısını önemli ölçüde artırdı. RN lideri Jordan Bardella, iktidara doğru ilerlemelerinin ancak "dürüst olmayanların yapay ittifakı" tarafından durdurulabildiğini savundu. Bardella, oylamanın ikinci turunda pek çok seçim bölgesinde, kendilerine karşı sol ve merkez partilerden sadece bir adayın yarışmasına atıfta bulundu. RN'nin popüler eski lideri Marine Le Pen ise partisi için çoğunluğun sadece bir sonraki seçime kadar "ertelendiğini" söyledi. Le Pen, 2027'de dördüncü kez cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor.

Aşırı sağcı siyasetçi Marine Le Pen
Aşırı sağcı siyasetçi Marine Le Pen, gelecek seçimlerde cumhurbaşkanlığına yeniden aday olmayı istiyorFotoğraf: Louise Delmotte/AP/picture alliance

Sol ittifak hükümeti kurmaya talip

Sol ittifak Yeni Halk Cephesi (NFP) de sandalye sayısını artırarak Fransız parlamentosu Ulusal Meclis'teki en güçlü grup haline geldi. Solcular, aşırı solcular, komünistler, sosyal demokratlar, sol partiler ve Yeşillerin oluşturduğu bu pamuk ipliğine bağlı ittifak, aşırı sağcı RN'nin zaferini önlemek amacıyla seçimden birkaç hafta önce apar topar kuruldu.

Paris'teki düşünce kuruluşu Avrupa Dış Politika Konseyi'nden (ECFR) Camille Lons, "NFP içinde önemli farklılıklar var" diyor. Soldan kimin başbakan olarak önerilmesi gerektiği konusunda da bir fikir birliği söz konusu değil. Pazar günü NFP adına hükümeti kurma iddiasında bulunan Jean-Luc Mélenchon, sol ittifak içindeki pek çok kişi tarafından fazla radikal bulunuyor. Mélenchon'un Boyun Eğmeyen Fransa partisi, ittifak içindeki en büyük parti konumunda.

Macron tüm gücünü kaybetmeyecek

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u destekleyen liberal-merkez ittifakı Birlikte (Ensemble), muhtemelen artık tek başına hükümet kuramayacak. Ancak ittifak, kimsenin beklemediği bir şekilde seçimlerde en iyi performans gösteren ikinci siyasi güç oldu. Macron cephesine göre, sandalye kaybetmelerine rağmen aşırı sağın yükselişine karşı koymayı başardılar.

Fransa uzmanı Camille Lons, Cumhurbaşkanı Macron'un Avrupa Parlamentosu seçimlerini kaybettikten sonra erken seçim çağrısı gibi riskli bir manevra yapmasının, dikkatleri radikal sağdan sola kaydırdığını söylüyor ve ekliyor: "Yine de sağa doğru ciddi bir psikolojik kayma başladı. Seçim kampanyası ve medyadaki yayınlar, insanların daha önce söyleyemedikleri şeyleri artık söyleyebileceklerini gösteriyor. Irkçı, yabancı düşmanı ve homofobik görüşler, seçim öncesine kıyasla artık çok daha açık bir şekilde ifade ediliyor. Aşırı partilere oy vermek tamamen normal hale geldi."

Jean-Luc Mélenchon, seçim zaferi sonrasın konuşma yaparken
Jean-Luc Mélenchon, seçim zaferi sonrasında hükümeti kurmak istiyorFotoğraf: Thomas Padilla/AP Photo/picture alliance

Şimdi Fransa'da zorlu bir hükümet kurma süreci bekleniyor. Cumhurbaşkanı Macron, liberaller ve ılımlı sol arasında bir tür koalisyon kurmaya çalışabilir. Sol ittifakta yer alan sosyal demokratlar da buna karşı görünmüyor. Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden Fransa uzmanı Camille Lons, "Artık insanların neye karşı oy kullandığını biliyoruz ama aslında ne için oy kullandıklarını bilmiyoruz" diyor.

Ilımlı AB başkentlerinde rahatlama

Paris'teki düşünce kuruluşu ECFR'nin başkanı Celia Belin, "Avrupa'da seçim sonuçlarının ardından pek çok başkentte rahat bir nefes alındı" saptamasını yapıyor. Sadık bir Avrupa savunucusu olan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un korkulduğu kadar zayıflamadığını belirten Belin, Macron'un 2027'deki görev süresinin sonuna kadar gerçek anlamda bir "topal ördek" olmadığını ve uluslararası düzeyde ikna edici bir izlenim bırakmaya devam edebileceğini ifade ediyor. Ancak NRP ile Cumhurbaşkanı'nı destekleyen Ensemble ittifakının dış politika programları, bazı alanlarda örtüşmüyor.

Emmanuel Macron
Cumhurbaşkanı Macron seçimlerden "beklenenden daha güçlü çıktı" yorumları yapılıyorFotoğraf: Ludovic Marin/AFP/Getty Images

Muhafazakâr Polonya Başbakanı Donald Tusk, Pazar günü sosyal paylaşım platformu X'teki mesajıyla seçim sonuçlarına ilk tepki veren liderlerden biri oldu. Tusk, "Paris'te coşku, Moskova'da hayal kırıklığı, Kiev'de rahatlama. Bu, Varşova'da sevinç için yeterli" ifadelerini kullandı. Geçen yıl sağcı-milliyetçi hükümetin yerini alan Tusk, Rusya-Ukrayna savaşında Paris yönetiminin Kiev'in yanında yer almasını bekliyor.

Almanya ve İspanya'daki sosyal demokratlar da aşırı sağcı RN'nin zayıf performansından memnun. İspanya'daki sosyalist hükümetin başkanı Pedro Sanchez, Fransa'da solun ve İngiltere'de İşçi Partisi'nin elde ettiği iyi sonuçları şöyle özetledi: "Bu hafta Avrupa'nın en büyük iki ülkesi, İspanya'nın bir yıl önce izlediği yolu takip etti: Aşırı sağa karşı kararlı mücadele ve halkın sorunlarıyla ilgilenen sola açık bir bağlılık."

"Henüz tehlike geçmiş değil"

Alman Federal Meclisi'ndeki SPD'li dış politika uzmanı Michael Roth ise Fransa'daki seçim sonuçları karşısında ihtiyatlı olmayı tercih ediyor: "Aşırı sağcıların yürüyüşü durduruldu. Bu nedenle Fransız seçmen, takdiri hak ediyor. Ancak tehlikenin geçtiğini söyleyebilmemiz için henüz vakit çok erken. Çünkü siyasi yelpazenin sağındaki ve solundaki milliyetçi popülistler, her zamankinden daha güçlü. Cumhurbaşkanı Macron'un siyasi merkezi güçlendirme projesi, büyük bir başarısızlığa uğradı".

Emmanuel Macron'un katılmayı planladığı Washington'daki NATO zirvesi, Fransa Cumhurbaşkanı'nın uluslararası konumunun, seçim sonuçları nedeniyle değişip değişmediğinin ilk göstergesi olacak.