COP29: 300 milyar dolarlık iklim finansmanında anlaşıldı
24 Kasım 2024Bakü'de gerçekleştirilen ve yaklaşık iki hafta süren İklim Zirvesi'nde yoksul ülkelerin iklim değişikliğinin sonuçlarıyla mücadelesi için varlıklı ülkelerin taahhüt edeceği yıllık finansman konusunda uzlaşmaya varıldı. Azerbaycan'ın başkentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı'nda (COP29) varılan anlaşma çerçevesinde, gelişmiş ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele için taahhüt etmesi gereken asgari meblağın en geç 2035'e kadar yıllık 300 milyar dolara çıkarılmış olması öngörülüyor.
Daha önce belirlenen ve iki yıllık gecikmeyle 2022'de ulaşılabilen 100 milyar dolar iklim finansmanı hedefi 2025'e kadar geçerli olacak.
COP29'da varılan anlaşmaya göre, yıllık 300 milyar dolarlık meblağın hükümet bütçeleri, özel sektör yatırımları ve diğer finansal kaynakları da içeren geniş bir kaynak yelpazesinden sağlanması hedefleniyor. Anlaşma metninde, havacılık ve denizcilik sektörü için hâlihazırda gündemde olan potansiyel küresel vergiler ve zenginlerden alınacak potansiyel vergiler gibi "alternatif kaynaklara" da atıfta bulunuluyor.
Anlaşmada, Birleşmiş Milletler (BM) uzmanlarının 2035 itibarıyla ihtiyaç duyulacağını belirttiği yıllık asgari 1,3 trilyon dolar hedefine ilişkin de iyimser ifadeler yer verildi. Gelişmiş ülkelerden gelen finansmanın özel sektör yatırımlarını artırması yoluyla bu hedefe ulaşılabileceğine değinildi.
Avrupa Komisyonunun iklim eyleminden sorumlu üyesi Wopke Hoekstra da "Bu fonlarla ve bu yapılandırmayla, 1,3 trilyon hedefimize ulaşacağımızdan eminiz" diye konuştu.
Ülkeler ayrıca, iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik daha fazla finansamanı mobilize etmesi beklenen karbon kredilerinin alınıp satılmasına yönelik küresel piyasa düzenlemeleri üzerinde de mutabık kaldı.
"Optik bir illüzyondan ibaret"
Üzerinde uzlaşılan meblağ, bir önceki taahhüde kıyasla 200 milyar dolarlık bir artışa işaret etse de en az 500 milyar dolar finansman talep eden gelişmekte olan ülkelerin hayalkırıklığı yaşamasına neden oldu.
Hindistan heyeti temsilcisi Chandni Raina, "Bu anlaşmanın optik bir illüzyondan ibaret olduğunu söylemekten esef duyuyorum" dedi. Zirvenin kapanış oturumunda konuşan Raina, anlaşma metnine ilişkin "Bu, bizim görüşümüze göre, hepimizin karşı karşıya olduğu zorluğun boyutlarını karşılamayacaktır. Bu nedenle bu belgenin kabul edilmesine karşı çıkıyoruz" ifadelerini kullandı.
Varılan anlaşma, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in beklentilerini de karşılamadı. Guterres, "Karşı karşıya olduğumuz büyük zorluğun boyutuna paralel olarak hem finansman hem de emisyon azaltma konusunda daha iddialı bir sonuç ummuştum" açıklamasında bulundu. BM Genel Sekreteri "Ancak varılan anlaşma, üzerine koyabileceğimiz bir temel sağladı" diye ekledi.
ABD ve AB memnun
ABD Başkanı Joe Biden ise varılan anlaşmayı "tarihi bir sonuç" ve "iddialı" bir iklim finansmanı hedefi olarak tanımladı.
AB yetkilisi Hoekstra da anlaşmayı övdü. "Daha iyi bir dünyaya inananlar kazandı" diyen Hoekstra, "iklim finansmanında yeni bir dönemin belirmekte olduğunu" ve bunda Birliğin öncü bir rol üstleneceğini belirtti.
"Karşılıksız çıkacak bir çeki imzalayamayız"
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ise zirvede varılan anlaşmayı savundu ancak taahhütlerin yetersiz olduğunu da kabul etti.
"Bugün aldığımız kararların tek başına tüm ihtiyaçları karşılamaya yetmeyeceğinin farkındayım" ifadesini kullanan Baerbock, "Gelişmekte olan ülkelere yönelik finansmanı 1,3 trilyon dolara kadar çıkarma vizyonunun arkasında da bu nedenle durduk" dedi.
Bu anlaşmanın bir başlangıç noktası olabileceğini söyleyen Alman Dışişleri Bakanı, tutulabilir sözler vermenin önemine değindi. Baerbock, "Çünkü geçmişteki hatalarımızdan ders aldık. Karşılıksız çıkacak bir çeki imzalayamayız. Bunun güvenle de ilgisi var" diye konuştu.
2025'te Brezilya'da düzenlenecek olan bir sonraki İklim Zirvesi'nde, gelişmekte olan ülkeler için iklim finansmanının nasıl artırılacağına ilişkin bir rapor yayımlanması bekleniyor.
Reuters,AFP,dpa/SÖ,CÖ
DW Türkçe'ye sansürsüz nasıl erişebilirim?