1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Cinsiyet değişikliği ameliyatlarının zorlaştırılmasına tepki

14 Aralık 2022

MHP'nin önümüzdeki günlerde Meclis'e "tıbbi zorunluluk dışında cinsiyet değişikliğini yasaklayan" kanun teklifi sunması bekleniyor. Ancak hukukçular halihazırda tıbbi zorunluluk olduğuna dikkat çekiyor.

https://p.dw.com/p/4Ks7J
Fotoğraf: Ben Curtis/AP Photo/picture alliance

"Upuzun, gerek ekonomik gerekse psikolojik olarak yıpratıcı ve tıbbi zorunluluğun merkezinde durduğu bir süreç. Onur kırıcı bir süreç aynı zamanda ve her doktora en baştan nasıl hissettiğimi anlatmaya çalışırken tekrarlanan bir süreç."

Umut, cinsiyet uyum süreci için gerekli aşamaları tamamlayabilmiş trans bir erkek. Mersin'de yaşayan Umut, bu süreci geçiren herkes gibi çeşitli zorluklarla karşılaşmış. Umut'un cinsiyet uyum sürecini tamamlaması iki seneyi bulmuş ancak bu süre kimi zaman daha uzun olabiliyor.

Türkiye'decinsiyet uyum sürecinin şartları, Medeni Kanun'un 40'ıncı maddesinde düzenleniyor. Söz konusu maddede, cinsiyetini değiştirmek isteyen kişilerin başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebileceği belirtilerek "Ancak iznin verilebilmesi için istem sahibinin 18 yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması; ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmî sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır" deniliyor.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, geçen hafta sosyal medyadan yaptığı paylaşımla bu madde için değişiklik isteyeceklerinin sinyalini verdi. "LGBT propagandası ve tıbbi zorunluluk dışında cinsiyet değişikliğine teşvik etmeyi yasaklayan hükümler ceza mevzuatımızda bulunmalıdır" paylaşımını yapan Yıldız'ın "tıbbi zorunluluk dışında cinsiyet değişikliğini yasaklayan" kanun teklifi hazırladığı basına yansıdı.

Avukat Umut Rojda Yıldırım
Avukat Umut Rojda Yıldırım Fotoğraf: privat

Meclis'e sunulması beklenen kanun teklifi neleri değiştirebilir?

DW Türkçe'ye konuşan Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) Hukuk ve Adalete Erişim Koordinatörü avukat Umut Rojda Yıldırım,cinsiyet uyum süreçleri için halihazırda tıbbi zorunluluk olduğuna dikkati çekiyor. "Bu ameliyatlara dair izin davası açarsanız mahkemeye ruh sağlığınız açısından cinsiyet değişikliğinizin zorunlu olduğunu ve transseksüel yapıda olduğunuzu eğitim-araştırma hastanesinden alınan raporla kanıtlamanız gerekiyor" diyor. Yani kişi, ameliyatın zorunluluğunu sağlık kurulu raporuyla ispatladığı takdirde mahkeme kararıyla uyum süreci ameliyatı geçirebiliyor. SPoD koordinatörü, "Tıbbi zorunluluğu kanıtlayamadığınız müddetçe, ‘Ben transım ve bu ameliyatı olmak istiyorum' dediğinizde, mahkeme 'Tamam, ben beyanını esas alıyorum ve kararı veriyorum' demiyor zaten" diye ekliyor. Trans erkek Umut da uyum sürecinin kişinin beyanıyla başlamadığına ve bu durumun da hak ihlallerine yol açabildiğine dikkat çekiyor:

"Sağlık raporu almak çok kolay değil zaten. İnsanı tüketen bir süreç. Benimki iki sene sürdü ama mesela Adana'da dört yılı bulabiliyor. İnsan cinsiyetini başkasına ispat ediyormuş gibi hissediyor. Kendinizi denek olarak hissedebiliyorsunuz."

Avukat Yıldırım, Türkiye'de cinsiyet uyum sürecinin başından sonuna kadar hastaneyle ilerleyen bir süreç olduğunu vurguluyor. "Bütün sürecin ortada bir hastalık varmışçasına ele alınmasını konuşmamız gerekirken böyle bir tasarıyla karşılaştık" diyor.

Avukat, uyum süreçlerinin bu şekilde ele alınmasının ihlal olduğunu ortaya koyan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatını hatırlatıyor. AİHM'in "A.P., Garçon ve Nicot v. France" kararında yasaların transların cinsiyet kimliğinin tanınmasına dair kısırlaşma operasyonu ya da kısırlaştırmaya sebebiyet veren bir tıbbi tedaviyi şart koşmasının devletin özel hayat hakkını güvence altına almaya yönelik yükümlülüğünün ihlali olduğuna karar vermişti.

Umut Mersin'de yaşıyor
Umut Mersin'de yaşıyor Fotoğraf: privat

"Teklifi korkarak merak ediyorum"

Uyum süreci ameliyat izni için dava açılması kadar davanın sonuçlanması da uzun sürebiliyor. Cinsiyet uyum davalarının nasıl sonuçlanacağı konusunda ise mahkemelerde bir standart bulunmuyor. Mahkemenin verdiği ameliyat izni kararı 10 yıl geçerli oluyor. Aynı zamanda trans hakları aktivisti olan Umut, devletin uyum süreci ameliyat masraflarını karşıladığını ancak söz konusu ameliyatı yapan doktor sayısının yok denecek kadar az olduğunu söylüyor:

"Benim bildiğim Türkiye'de devlet hastanelerinde bu ameliyatı yapan iki doktor var. Çoğu doktor özelde çalışıyor ve ameliyat ücretleri oldukça astronomik.”

Mahkeme kararının ardından ameliyat olacak kişiler hormon tedavisi görüyor ve psikiyatrik görüşmelere devam ediyor:

"Her şey bu kadar zorken ‘tıbbi zorunluluk' dedikleri ne acaba? Zaten birine cinsiyetinizi ispat etmek için uğraşmanız inciticiyken daha da mı zorlaştıracaklar? Teklifi korkarak merak ediyorum ve arkadaşlarım için de kaygılıyım."

Avukat Evrim Demirtaş
Avukat Evrim Demirtaş Fotoğraf: privat

"İnsan hakları politik malzeme olamaz"

Mevcut yasada tıbbi zorunluluk bulunmasına rağmen MHP'nin getirmeyi planladığı teklif ne anlama geliyor?

Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği avukatı Evrim Demirtaş, söz konusu teklifin transları hedef göstererek transfobiyi körükleyeceği kanaatinde. Demirtaş, "Bir transın ne yaşadığını bilmeden bu teklifi öne sürüyorlar. Okuma yazma bilen herkes Medeni Kanun'a baktığında kişinin kafasına göre cinsiyet değiştirmek için ameliyat olamadığını anlayabilir. Kanun buna zaten izin vermiyor" diyor. Pembe Hayat avukatı, Meclis'e getirilmesi planlanan teklifin sadece transları ilgilendirdiğine dikkat çekerek "İnsanların sağlık hakkını, özel hayatını ilgilendiren bir yasanın kafanıza göre ‘Ben bundan rahatsızım' diye Meclis'e sunulacak olması çok korkunç, çok tehlikeli" diye konuşuyor. 

Evrim Demirtaş, kanun teklifini LGBTİ'lere yönelik nefret politikalarını yaymak için atılmak istenen bir adım olarak görüyor ve "Yasama organından tüm vatandaşlara karşı eşit ve adil olmasını beklersiniz. İnsan hakları politik malzeme olamaz" diyor.

Burcu Karakaş, DW-Mitarbeiterin in Istanbul
Burcu Karakaş Çalışmaları insan hakları alanında yoğunlaşan İstanbul merkezli gazeteci.