"Bundesliga’nın devamı bir varlık meselesi"

 İsveç'te hükümetin "sürü bağışıklığına yönelik bir strateji uygulamadıklarına" dair açıklamasına karşın yapılan bir araştırma, günlük hayatın mümkün mertebe olağan akışında devam ettirildiği ülkede, Stockholm ve çevresinde yakında salgının bitebileceğini işaret ediyor. Neues Deutschland'da yer alan yorumda bir refah ülkesi olan İsveç'te işe yaramış gibi görünen sürü bağışıklığının diğer ülkelerde neden uygulanamayacağı irdeleniyor:

"Trelleborg ile Kiruna'da işe yarayan, Mumbai'deki yoksul bir semt ya da Kesmeşeker Dağı'ndaki bir gecekondu bölgesi için kesinlikle uygulanabilir değildir. Havanın kirliliği, doğanın ne derece tahrip edildiği, sağlık sisteminin dayanıklılığı ya da neoliberal politikalarla ne derece içinin oyulduğu da ülkeden ülkeye değişir. Bir araştırmaya göre Stockholm ve çevresinde salgın, sürü bağışıklığı sayesinde yakında bitebilir. Dünya Sağlık Örgütü, bu konuda çekinceleri olduğunu ifade ediyor. Neticede korona kahinleri de birbirleriyle çelişiyor. Ikea'nın memleketi de yeni tip bir pandemiye hazırlıklı değildi. Hiçbir yerde kitleler (pandemiyi) ne yazık ki hasarsız atlatamayacak. İsveç, bir kez daha üçüncü yolu tercih etti. Ancak bu kez evdeki hesap, çarşıya uymuş olabilir."

Bielefeld'de yayımlanan Westfalen-Blatt'taki yorumda Almanya Başbakanı Merkel'in korona önlemlerinin gevşetilmesine ilişkin yaptığı konuşma analiz ediliyor:

"Bir söylem daha net olamazdı: 'Fazla atılgan.' Başbakan, alınan önlemlerdeki gevşetme uygulamalarının hayata geçirilişini böyle nitelendirdi. Angela Merkel, bu olağanüstü derecede kritik zamanlarda bazı eyalet başbakanlarının peşin hükümlü sözleri hakkında ne düşündüğünü de açıkça ifade etti: Hiçbir şey. Gerekçesi ise belki nahoş bir açıklıktaydı; Başbakana göre korona krizinde mevcut durum yanıltıcı. Merkel uyarıyor: 'İnce bir buzun üzerinde hareket ediyoruz.' Genel anlamda da apaçık ve katı gerçeklerin ifade edildiği bir konuşmaydı bu. Başbakan, 'tartışma orjileri' ithamını da kesinlikle geri alma girişiminde bulunmadı, aksine ateşi biraz daha harladı. Her ne kadar alınan kararların arkasında dursa da eyaletlerin bazı yorumlarına karşı mesafeli duruşunu gayet net biçimde ifade etti. Muhtemelen burada da öncelikle Kuzey Ren Vestfalya ve bu eyaletin başbakanı Armin Laschet'i kast etti."

Almanya'da korona krizi nedeniyle ara verilen Bundesliga'nın devam edip etmeyeceği meselesi gündemi meşgul eden konuların başında geliyor. Konuya ilişkin Kölner Stadt-Anzeiger'da yer alan yorumda ligin yeniden başlamasının varlıksal bir mesele olduğu savunuluyor:

"Futbol  her ne kadar toplumsal sorumluluğu ve örnek teşkil etme fonksiyonu üzerine propaganda yapsa da, ligin yeniden başlaması her şeyden önce parayla ilişkili bir mesele… Yine de ligin devam ettirilmesi yanlış değil ve lig için bir var olma meselesi. Bunu radikal biçimde reddedenler, bazı geleneksel kulüplerin yok olabileceğinin de bilincinde olmalı. Seyircisiz maçlar da toplumda (genel anlamda) kabul görüyor."

Rheinpfalz'da yer alan aynı konuya ilişkin yorumda ise ligin yeniden başlatılmasının sağlık ve normalliğe dönüş arasında hassas bir çizgi gözetilerek gerçekleştirilmesi gerekeceği belirtiliyor:

"Şüphesiz taraftarların tezahüratları ve ıslıkları olmadan oynanan maçlar aynı tadı vermiyor. Ancak yine de bu karar, korona krizinde evlerindeki milyonlarca futbolsever için bir parça normalliğe dönüş demek. Ne var ki sağlık riski de hayli yüksek, zira ikili mücadelelerde virüsün bulaşma ihtimali var. (…) Lig, bu pek de örnek teşkil edecek nitelikte olmayan istisnai yöntemlerin toplumsal anlamda kabul görmesi için mücadele vermek durumunda kalacak. Bu, krizin her şeyi topyekün mahvetmediği mesajı ile özellikle de yasak olduğu halde taraftarların stadyuma gelmesi halinde, hayli hassas olan sağlık riski arasındaki bir denge oyunu."

AFP,dpa / SÖ, ET

©️ Deutsche Welle Türkçe