1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Borç krizlerine yeni formül

8 Aralık 2011

Milli bütçelerin sıkı denetim altına alınması ile ekonomik ve mali politikaların uyumlu hale getirilmesi, Avrupa’nın yeni borç krizlerini önleme formülü olacak. Ama bu hedefe nasıl varılacağı belirsiz.

https://p.dw.com/p/13OpV
Symbolbild Eurokrise Monete 07 © Dufra #9690655
Symbolbild EurokriseFotoğraf: fotolia/Dufra

Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy bu kuralların Avrupa Birliği (AB) antlaşmalarına alınmasında ısrarlı. Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman van Rompuy ise mevcut anlaşmaların değiştirilmesini şüpheyle karşılıyor.

Revizyon maratonundaki engeller

Van Rompuy’un kuşkucu olmasının somut nedenleri var: Antlaşmaların değiştirilmesi son derece uzun ve zahmetli bir süreç gerektiriyor. Avrupa Parlamentosu, AB Komisyonu ve milli parlamentolar bu sürece ortak edilmek zorunda. Prosedüre göre "Anayasa Konseyi" ile hükümetler arası konferans düzenlenmesi de kaçınılmaz olacak. Bu sürecin sonunda bütün üye ülkelerin yeni antlaşmaları onaylamaları gerekecek. Onay sürecinin nasıl sonuçlanacağını kestirmek imkânsız. Nitekim İrlanda Lizbon anlaşmasını ancak ikinci referandumda kabul etmişti.

Vorbereitung EU-Gipfel Merkel Sarkozy Berlin
Merkel ve SarkozyFotoğraf: picture alliance/dpa

Jena Üniversitesi öğretim üyelerinden Matthias Ruffert de Avrupa antlaşmalarındaki düzenlemelerin son derece karmaşık ve uzun bir süreci gerektireceği görüşünde. Merkel ve Sarkozy’nin Avrupa Birliği antlaşmalarındaki tadilatını 2012 yılının mart ayına kadar yetiştirebileceklerinden de şüpheli. Avrupa Parlamentosu Sosyalist Partiler Grubu’nun Alman başkanı Martin Schulz, yeni bir AB Antlaşması’nın kısa zamanda yürürlüğe sokulabileceği hususunda aşırı iyimserliğe kapılmamak gerektiğini söylüyor. Schulz, "Avrupa Parlamentosu’ndan geçirmek ve milli meclislere onaylatmak mecburiyeti nedeniyle süreç en az bir buçuk yıl alır ve finans piyasalarını yatıştırmaya da yetmez" diyor.

Şüpheli yıldırım prosedür

AB süreyi kısaltmak için nizami prosedürün dışına çıkıp, "basitleştirilmiş düzenleme" sisteminde karar kılabilir. Bu durumda, AB ülkelerinin ortak karar almaları ve yeni antlaşmanın milli parlamentolarda onaylanması yeterli olur. Avrupa Parlamentosu baypas edilir. Avrupa parlamenteri Martin Schulz bu şekilde "kestirmeden" gidilmesine izin vermeyeceklerini söylüyor.

Yıldırım değişikliğin hukuka uygunluğu da tartışmalı bir konu. Avrupa hukuku uzmanı Matthias Ruffert basitleştirilmiş prosedürün AB’nin yetkilerini genişletme kapısı olarak kullanılabileceği uyarısında bulunuyor. Uzman, milli bütçelerin AB tarafından denetlenmesini sağlayacak düzenlemelerin ise AB’nin yetkilerini genişletmek anlamına geleceğini vurguluyor.

27 Avrupa Birliği üyesinin "Merkozy" planını onaylayacağı da şüpheli. İngiltere şimdiden red sinyalleri göndermeye başladı ve Avrupa’nın finans merkezi durumundaki Londra’nın konumunu sağlama alacak "koruyucu önlemler" alınmasını şart koşuyor. Çek Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Karel Schwarzenberg, halkoylamasını gerektirecek düzenlemelerden sakınılması uyarısı yapıyor. Merkel ve Sarkozy ise anlaşmada yapılacak değişikliğin gerekirse 17 Avrupa Para Bölgesi üyesi arasında da kararlaştırılabileceği görüşünde.

Frankreich EU G20 Gipfel in Cannes Herman Van Rompuy
Herman Van RompuyFotoğraf: dapd

Özyükümlülük alternatifi

AB antlaşmalarını değiştirmek gerekmediğini savunan AB Konseyi Başkanı van Rompuy üye ülkelerin kendiliklerinden bütçe disiplini yükümlülüğü üstlenebileceğini ve bunun da Lizbon Antlaşması’na yapılacak bir ilaveyle halledilebileceğini, söylüyor. Van Rompuy’a göre, böyle bir düzenlemenin milli parlamentolarca onaylanmasına gerek kalmayacak ve yeni malî kriterler kısa zamanda yürürlüğe sokulabilecek. AB Konsey başkanı, "AB Komisyonu’nun önereceği değişikliğin devlet ve hükümet başkanları konseyi tarafından oybirliği ile karara bağlanabileceğini ve Avrupa Parlamentosu ile Avrupa Merkez Bankası’ndan sadece görüş almanın yeterli olacağını" savunuyor.

Almanya Başbakanı Merkel AB antlaşmalarında değişiklik yapılmasında ısrarlı. Berlin’deki hükümet çevrelerinden yapılan açıklamalarda, Almanya’nın "çürük uzlaşmalara" razı olmayacağı belirtiliyor. Avrupa Hukuku uzmanı Ruffert de antlaşmaların sertleştirilmesinin tek çıkar yol olduğu görüşünde ve "Avrupa’nın yeni ve inandırıcı bir bütçe kontrol mekanizmasına ihtiyacı olduğunu" söylüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Nils Naumann/A. Günaltay

Editör: Ercan Coşkun