1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

BM'den Kuzey Kıbrıs'a destek yok

Sema Emiroğlu/New York6 Ağustos 2004

BM, AB'nin attığı adımı atamadı ve Kuzey Kıbrıs'a yönelik ambargoların kaldırılması girişimi sonuçsuz kaldı. ABD ve İngiltere'nin, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın çağırısı üzerine Kıbrıs Türk tarafı üzerindeki tecridin kaldırılması için yaptığı girişimler, Rusya'dan sonra Fransa'nın engeline takıldı.

https://p.dw.com/p/AbBF
Güvenlik Konseyi'nin bu tavrı Kuzey Kıbrıslıları hayalkırıklığına uğrattı.
Güvenlik Konseyi'nin bu tavrı Kuzey Kıbrıslıları hayalkırıklığına uğrattı.Fotoğraf: AP

Güvenlik Konseyi Annan'ın Haziran ayında sunduğu iyi niyet misyonuyla ilgili raporunu onaylayan ve Türk tarafının tecritine son verilmesini öngören bir karar ya da başkanlık açıklaması yayınlamak konusunda ABD ve İngiltere'nin yoğun baskılarına sahne oluyordu. Ancak daimi üye Rusya'nın ardından Fransa'nın da Konsey'in bu konuda herhangi bir tavır almasına karşı çıktığı, bu nedenle de karar alınması olasılığının ortadan kalktığı öğrenildi.

Güvenlik Konseyi'nde bölünme

Diplomatik kaynaklar Irak Savaşı'ndan bu yana Konsey'de başgösteren ve bir yanda ABD ve İngiltere, diğer yanda da Rusya ve Fransa'yı içine alan bölünmenin kendisini bu kez Kıbrıs konusunda gösterdiğine dikkat çektiler. Türkiye'ye AB'ne tam üyelik konusunda tarih verilmesine de sıcak bakmayan Fransa'nın ayrıca 24 Nisan'daki referandumda, Annan planına büyük çoğunlukla 'hayır' oyu veren Rum tarafının BM tarafından cezalandırılmasını istemediği belirtildi. İngiltere tarafından kaleme alınan ilk karar tasarısında, Konsey'in Annan'ın son Kıbrıs raporunu onaylamak yerine bunu sadece olumlu karşıladığı ifadesine yer verilmiş, ancak bu da Rusya ve Fransa'nın muhalefetiyle karşılaşmıştı. Bunun üzerine Konsey'in en azından Kıbrıs konusunda özel bir oturum yapmasını talep eden ABD, 15 büyükelçinin tek tek söz alarak ülkelerinin tutumlarını açıklamalarını istedi, ancak Fransa tarafından desteklenen Rusya'nın böyle bir toplantı için acele edilmemesinden yana olduğu öğrenildi.

Amerikalı diplomatlar bu durumda bir konsey kararı alınamasa bile, Annan'ın Kıbrıs Türkleri üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasını isteyen raporunun da kendi başına önemli bir belge olduğunu bildirdiler.