1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlinale’de ödül heyecanı

Aydın Üstünel / Deutsche Welle - Berlin15 Şubat 2008

58. Berlin Film Festivali’nde geri sayım başladı. 7 Şubat’tan bu yana sinema dünyasının kalbini attığı festivalde, ödüller yarın açıklanacak. Berlinale’yi yerinde izleyen arkadaşımız Aydın Üstünel’in notları...

https://p.dw.com/p/D85s
Paul Thomas Anderson'un There will be blood“u festivalin favorisi
Paul Thomas Anderson'un There will be blood“u festivalin favorisiFotoğraf: Berlinale

Berlinale’de Altın Ayı yarışının en büyük favorisi, festivalin daha ilk günlerinden belli oldu. 2000 yılında „Magnolia“ ile zafere ulaşan Paul Thomas Anderson, bu yıl da „There will be blood“ ile, festivalin en büyük ödülüne en yakın isim olarak görülüyor. ABD'de 20. yüzyılın başında dev bir petrol imparatorluğu kuran hırslı bir adamın hikayesini anlatan filmi, bu performansıyla Oscar’ı da alacağa benzeyen Daniel Day-Lewis sürüklüyor. Oyuncu, nefret dolu bir karakteri oynamaya nasıl hazırlandığı sorusuna şu cevabı veriyordu:“İzlenimim hep aynı, bir rolü oynarken, yabancı, daha önce hiç tanımadığım bir dünyaya çekiliyorum, bambaşka bir kişinin yörüngesine oturuyorum. Bu benim için çok gizemli bir süreç. İnsan bu yeni dünyaya yaklaşıp, onu keşfetmeye çalışırken, kendi hayatı biraz kayboluyor.“

Ebu Gureyb Berlinale’de

Sadece festivalde değil, gösterime girdiği zaman ABD’de de epey ses getireceğe benzeyen, Amerikan yapımı „Standard operating procedure“, yarışma bölümüne kabul edilen ilk belgesel. Film, 2004 yılında tüm dünyayı sarsan Ebu Gureyb skandalına ışık tutuyor. Günümüzün en saygıdeğer belgesel yapımcılarından Oscar ödüllü Errol Morris, hem Ebu Gureyb hapishanesinde terör zanlılarına yapılan işkencelerin fotoğraflarını çeken Amerikan askerlerini, hem de işkence gören Iraklıları bulmuş, onlarla konuşmuş: „Filmi çeşitli nedenlerden dolayı çektim, bir yandan fotoğrafçılığa olan genel ilgim, diğer yandan da bu fotoğrafların ne anlama geldiğini bulma merakı... hepimiz bu fotoğrafları gördük, ama gerçekten ne anlama geldiklerini biliyor muyuz? Bu fotoğrafları çekenler ile, bu fotoğraflarda yeralanlar ile hiç söylesi yapan oldu mu? Bu fotoğraflar, Ebu Gureyb hakkında bilmemiz gereken herşeyi gösteriyor mu? Yoksa eksik kalan noktalar da var mı? Ayrıca şu anki Amerikan hükümetinin dış politikalarının bende uyandırdığı korku karşısında birşeyler yapmalıyım diye düşündüm.“

Errol Morris'in imzasını taşıyan 2008 yapımı „Standard operating procedure“ filminde Ebu Gureyb konu ediliyor
Errol Morris'in imzasını taşıyan 2008 yapımı „Standard operating procedure“ filminde Ebu Gureyb konu ediliyorFotoğraf: Internationale Filmfestspiele Berlin
Daniel Day-Lewis, 2007-ABD yapımı There Will Be Blood'dan alınmış bir karede
Daniel Day-Lewis, 2007-ABD yapımı There Will Be Blood'dan alınmış bir karedeFotoğraf: Berlinale

„Yine Irak’a uzanan ama bambaşka bir hikaye anlatan bir film: „Heavy metal in baghdad“…. Kanadalı yönetmenler Eddy Moretti ve Suroosh Alvi, ülkenin tek Heavy metal grubunun Saddam Hüseyin’in devrilmesinden günümüze kadar yaşadıklarını belgeliyor…. „Bağdat’tayız, Irak’ın tek heavy metal grubu Acrassicauda ile söyleşi yapacağız, onların kariyerini üç yıldır takip ediyoruz. Evet bu riskli ve tehlikeli bir iş. Ve duyan birçok kişi de bunun gerçekten aptalca olduğunu düşünüyor.“

Grup, tahmin edilebileceği gibi, bir yandan bu tür müziğe pek hoş bakılmayan muhafazakar ve dinci bir toplumda ayakta kalmaya çalışıyor, diğer yandan da, şiddetin hüküm sürdügü ülkede tüm Iraklılar gibi hayatta kalma mücadelesi veriyor. Ama Irak’in tek Heavy-Metalcileri yine de ciddi bir müzik kariyeri rüyasından vazgeçmiyor.


Madonna’nın sürprizi

Berlinale’nin Panorama bölümünde gösterilen „Filth and Wisdom“ ise müzik kariyerinde çıkılabilecek tüm zirvelere erişmiş bir ismin, Madonna’nın ilk yönetmenlik denemesiydi. Sanatçının nazikçe „berbat“ olarak nitelendirilebilecek oyunculuğundan dolayı, beklentilerin pek yüksek olmadığı komedi, hoş bir sürpriz yaparak, ortanın epey üstünde bir not alırken, festivalin en heyecanla beklenen konuğu Madonna da, basın konferansında, filminin dışında birbirinden ilginç konularda sorulara matrak cevaplar vererek, espri anlayışını gösteriyordu. Bu sorulardan biri de, „Filth and Wisdom“da 90’lı yıllarda söylediği „Erotica“ parçasını kullanmanın, çoluk çocuğa karışmış, evli bir kadın için uygun olup olmadığı şeklindeydi. „Evlenip çocuk sahibi olmanın, hayatında erotizm olmayacağı anlamına geldiğini sana kim söyledi bilmiyorum.“ diyen Madonna, gazeteciye „Evli misin?“ sorusunu yöneltiyordu. „Hayır, bekarım“ cevabını alınca da „peki, o zaman, evlen gel, öyle konuşalım“ diyordu.