Avrupa Anayasası için girişim
8 Haziran 2007
G-8’in yanı sıra AB dönem başkanlığını üstlenen Almanya’nın bu iki görevi de ay sonunda bitiyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel dün Heiligendamm’da diğer yedi ülkenin liderleriyle G-8 Zirvesi’nin sonuç bildirgesi üzerinde çalışırken, Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier ise Brüksel’in yolunu tuttu. Zira Almanya, AB dönem başkanlığını devralırken çok somut bir hedef belirlemişti: 2009 yılına kadar yeni bir Avrupa Anayasası Anlaşması imzalanmasına zemin oluşturacak temel uzlaşmayı Haziran ayı sonuna kadar sağlamak!
Liderler zirvesinde görüşülecek
Steinmeier, Avrupa Parlamentosu’nda Avrupa Anayasası ile ilgili Almanya’nın önerilerini sunarken, AB ülkelerliyle bu konuda uzlaşma şanslarını çok yüksek olduğunu vurguladı. Almanya Dışişleri Bakanı, çözüme bu kadar yaklaşılmışken, fırsatın kaçırılmaması gerektiğini de kaydetti.
Avrupa parlamenterleri ise Anayasa Anlaşması’nın yıl sonuna kadar hazırlanmasını ve bu hazırlıklara dahil edilmelerini talep etti. İki hafta sonra gerçekleştirilecek AB devlet ve hükümet başkanları zirvesinde konuyla ilgili bir eylem planı hazırlanması istendi.
Fransa ve Hollanda sorun
AB Dönem Başkanı Almanya’nın diğer üyelere çözüm yolunda sunduğu önerilerin özellikle Anayasa konusunda ciddi şüpheleri bulunan İngiltere ve Polonya’nın yanı sıra ortak Anayasa’yı referandumla reddederek krizi tetikleyen Fransa ve Hollanda gibi ülkeleri ikna edip edemeyeceğini önümüzdeki günler gösterecek.
Siyasi gözlemciler ise Almanya’nın sunduğu öneriler, Fransa’nın yeni cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin ortak bayrak, ortak marş, ortak idealler söylemleriyle de neredeyse birebir örtüştüğünü dikkat çekiyor.
Temel Haklar Sözleşmesi
27 üye devletin de bu taslağı olumlu karşılayacağından emin olan Steinmeier, AB vatandaşlarının sivil, siyasi, sosyal ve ekonomik haklarını güvenceye alan Temel Haklar Sözleşmesi’nin Avrupa Anayasası Anlaşması’na yerleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Steinmeier, 27 üye ülkenin, iç, dış ve adalet politikaları gibi önemli konularda uzlaşı sağladığını belirtti ve ülkelerin veto haklarının artırılmaması konusunda uyarıda bulundu.